YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2008/471
KARAR NO : 2008/478
KARAR TARİHİ : 02.07.2008
MAHKEMESİ : Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2008
NUMARASI : 2008/27-2008/68
Taraflar arasındaki “İsim ve Soyadı Tashihi ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 15.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 04.04.2007 gün ve 25-95 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 09.10.2007 gün ve 7409-8281 sayılı ilamı ile; (…Davacı dava dilekçesinde, nüfus kütüğünde C.. olan soyadının babası tarafından T.. olarak değiştirildiğini, C..soyadını taşıyan ablaları ile aynı evde birlikte yaşadıklarını ve onların kardeşi olduğunu kanıtlamakta zorlandığını ileri sürerek, soyadının “C..” olarak değiştirilmesini istemiştir.
Davalı Nüfus Müdürlüğü temsilcisi yargılama sırasında, davacının soyadının “C..” iken, mahkeme kararına dayanılarak “T..” olarak düzeltildiğinden 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36/b maddesi uyarınca davanın reddi gerektiğini savunmuş, davacının soyadının ikinci kez değiştirilmesine ilişkin mahkeme kararını aynı gerekçe ile temyiz etmiştir.
4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 27. maddesi hükmü gereğince adın (bu bağlamda soyadın) değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir. Böyle bir durumda 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesinin (a) bendinde öngörülen esaslar uyarınca yapılacak yargılama sonunda hakim, toplanan kanıtlara göre oluşacak sonuç doğrultusunda kararını verecektir. Burada hemen belirtmek gerekir ki 5490 Sayılı Yasanın 36. maddesinin (b) bendi ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi (değiştirilmesi) davalarına bir sınırlama getirilmiş bulunmaktadır. Sözü edilen bu madde bendine göre “aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir; soyadı değişikliğinde Nüfus Müdürlüğü eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir.”
Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilen aile nüfus kayıt tablosu içeriğinden; Kelkit Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.06.1995 gün ve 1995/40-67 sayılı kararı ile davacının babası İ..’in “C..” olan soyadının “T..” olarak değiştirildiği, bu mahkeme kararı doğrultusunda -hüküm tarihinde- ergin bulunmayan davacının soyadının da “T..” olarak düzeltildiği anlaşılmaktadır.
Soyadı, aile adıdır. Türk Medeni Yasasının 321. maddesi hükmü uyarınca çocuk doğduğu anda ana ve baba evli ise ailenin, evli değilse ananın soyadını taşır. Babanın soyadının değişmesi ile ailenin (bu kişinin kendisi ile birlikte eşinin ve ergin olmayan çocukların da) soyadı düzeltilir.
Babanın açtığı soyadı (aile adı) değişikliğini içeren dava ile ergin olmayan çocuğun da soyadı değişmiş bulunduğundan, o çocuk ergin olduktan sonra aynı konuda (aile soyadının değiştirilmesi istemli) dava açamaz; buna 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesinin (b) bendi izin vermez. Açıklanan tüm bu nedenlerle davacının soyadının değiştirilmesi istemli davanın reddi gerekirken, kabulü ile soyadının -istem gibi- değiştirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir…) gerekçesiyle soyadı tashihi yönünden bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Cumhuriyet Savcısı
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36/b maddesinde ” Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir…” ifadesine yer verildiğine, Kanunda aynı kişiden değil, aynı konudan bahsedildiğine göre, veli olarak babanın dava açması neticeyi değiştirmez. Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 2.7.2008 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36/1-b madde ve bendinin birinci cümlesinde aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kez açılabileceği, aynı bendin son cümlesinde ise nüfus müdürlüğünün soyadı değişikliğinde eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzelteceği öngörülmüştür.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacının babasının kendi adına açtığı dava sonucu Kelkit Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.06.1995 gün ve 1995/40-67 sayılı kararı ile “C..” olan soyadı “T..” olarak değiştirilmiştir. Davacı sözü edilen karar tarihinde ergin olmadığı içinde nüfus müdürlüğünce yasa gereği davacının soyadının da “C..” iken “T..” olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır. Davacının ergin olan kardeşlerinin soyadı C.. olarak kalmıştır. Burada davacının açtığı bir dava sonucu soyadı değiştirilmemiş idari bir işlemle babasına bağlı olarak soyadı değişikliği gerçekleşmiştir. Yasanın öngördüğü aynı konuda nüfus kaydının düzeltilmesi davasının bir kere açılabileceği hükmü aynı şahsın birden fazla nüfus kayıt düzeltme davası açamayacağı şeklinde yorumlanması gerekir. Aksi halde bir kez soyadı düzeltilmesi halinde sonraki nesiller haklı nedenleri olsa dahi soyadlarını düzelttiremeyecektir. Nasıl ki davacının babası aile adını değiştirmişse çocukta ergin olduktan sonra aynı hakka sahiptir. Çocuğun aile soyadını taşıma zorunluluğu ergin olana kadardır. Nitekim yasa koyucuda babanın soyadını değiştirmesi halinde sadece eş ve ergin olmayan çocukların soyadının değişeceğini hükme bağlamış, ergin olan çocuklar için böyle bir düzenleme getirmemiştir. Yasa bir kişinin sürekli aynı konuda kayıt düzeltme davası açmasının önüne geçmek istemiştir. Olayımızda davacının babası soyadını Turap olarak değiştirdikten sonra tekrar soyadı değişikliği davasını açamayacaktır. Babanın dava hakkını kullanması çocuğun ergin olduktan sonra kendi dava hakkını kullanmasına engel olamaz. Haklı nedenlerin varlığı halinde soyadı düzeltim davası açabilir. Aksine düşünce T.C. Anayasası’nın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olan kişilerin dava açma hakkını engelleyecektir. Davacının soyadını düzelttirmesinde haklı nedenleri de bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle direnme kararı doğrudur. Sayın çoğunluğun mahkeme kararının bozulması yönündeki görüşüne katılmıyorum. Direnme kararı onanmalıdır.