YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2008/463
KARAR NO : 2008/469
KARAR TARİHİ : 02.07.2008
MAHKEMESİ : Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2007
NUMARASI : 2007/229-2007/319
Taraflar arasındaki “Kamulaştırma bedelinin tespiti ve terkin“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Trabzon Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.06.2006 gün ve 2005/542 E- 2006/208 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 17.09.2007 gün ve 2007/7937- 9637 sayılı ilamı ile; (…Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 30. maddesi uyarınca bedelinin tesbiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce onanmış, bu karara karşı davalı idare vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosyada yapılan incelemede; dava konusu edilen 5161,19 metrekare yüzölçümlü …ada..parsel sayılı taşınmazın 2227,58 metrekarelik bölümünün devri hususunda, iki idare arasında anlaşma sağlanıp, bedelde anlaşma sağlanamaması nedeniyle açılan davada, taşınmazın yol haline gelen kısmından arta kalan ve Fen Bilirkişi F..V.. tarafından düzenlenen raporda (C) harfi ile gösterilen 55,31 metrekarelik bölümünün; üçgen şeklinde olup, yapılaşmaya uygun olmaması nedeniyle işe yaramaz hale geldiği, bu nedenle, bu kısmın da mahkemece bedelinin tespit olunarak, Kamulaştırma Kanununun 30. maddesi uyarınca tespit edilen bedele ilave edilip, bu kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline de karar verilmesi gerektiği halde, mahkemece bu hususta hüküm kurulmadığı nazara alınarak, hükmün açıklanan gerekçe ile bozulması gerekirken onanmasına karar verildiği bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından;
Davalı idare vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairemizin 06.02.2007 gün ve 2006/12884-2007/1204 sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına…) dair karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 30. maddesine dayalı kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Davalı Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü adına tapuda kayıtlı bulunan 5161,19 metrekare yüzölçümündeki .. ada .. parsel sayılı taşınmazın 2227,58 m2 lik kısmının yol güzergahında kalması nedeniyle, davacı Karayolları Genel Müdürlüğü’nce Kamulaştırma Kanunu’nun 30. maddesine göre devir alınmak istenilmesi üzerine taraflar bedelde anlaşamamışlar ve davalı idare, kalan kısmın kullanılmaya elverişli bulunmadığı gerekçesiyle arta kalan bölümün de kamulaştırılmasını istemiştir.
Davacı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından, 2227.58 m2 lik bölümün kamulaştırma bedelinin tespiti ve terkin talebiyle açılan görülmekte olan davada; davalı idare vekilince cevap dilekçesi ve aşamalarda arta kalan bölümün de kamulaştırılması talep edilmiştir.
Mahkemece, arta kalan kısma ilişkin davalı talebi dikkate alınmaksızın, salt yol haline getirilen 2227.58 m2 yüzölçümündeki zemin ve üzerinde bulunan binaların bedeline ilişkin olarak davanın kabulü yönünde kurulan hüküm, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkeme, “taraflarca devrinde anlaşılan 2227.58 m2 yüzölçümündeki kısmın kamulaştırma bedelinin tespiti istemiyle açılmış bulunan davada mahkemece ancak bu kısmın bedel tespiti cihetine gidilebileceği, davalı idarenin kalan kısmın kamulaştırılmasına dair talebinin, yasal sürede yapılmak koşuluyla kamulaştırmayı yapan idarece değerlendirilmesi gerektiği” gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taşınmazın yol haline getirilen 2227.58 metrekarelik kısmından arta kalan 55,31 metrekarelik bölümün bedelinin de Mahkemece tespiti ile bu kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptaline ve davacı idare adına tesciline karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun “Kamu Kurumları ve Tüzelkişileri arasında Taşınmaz Mal Devri”ni düzenleyen 30. maddesinin birinci fıkrası ile kamu tüzel kişilerinin ve kurumlarının sahip oldukları taşınmaz mal, kaynak ve irtifak haklarının diğer bir kamu tüzel kişisi veya kurumu tarafından kamulaştırılamayacağı hükme bağlanmış; maddenin ikinci fıkrasında taşınmaz mala, kaynak veya irtifak hakkına ihtiyacı olan idarenin, 8 inci madde uyarınca bedeli tespit edeceği, bu bedel esas alınarak ödeyeceği bedeli de belirterek mal sahibi idareye yazılı olarak başvuracağı, mal sahibi idare devire muvafakat etmez veya altmış gün içinde cevap vermez ise anlaşmazlığın, alıcı idarenin başvurusu üzerine Danıştay ilgili idari dairesince incelenerek iki ay içinde kesin karara bağlanacağı belirtilmiş; aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise, taraflar bedelde anlaşamadıkları takdirde alıcı idarenin devirde anlaşma tarihinden itibaren 30 gün içinde 10. maddede yazılı olan usule göre mahkemeye başvurarak kamulaştırma bedelinin tespitini isteyeceği öngörülmüştür.
Dava konusu taşınmaz malın 2227,58 m2 lik kısmının yol güzergahında kalması nedeniyle bu bölüme ihtiyacı olan davacı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 6.6.2005 tarihli yazısı üzerine taşınmaz malın sahibi Toprak Mahsulleri Ofisi 10.6.2005 tarihli cevabi yazı ile, davacı idarece takdir edilen bedelin uygun görülmediğini belirterek, karayolu geçirilen kısımdan arta kalan ve kullanma imkanı bulunmayan bölümün bedeli de saptanmak suretiyle kamulaştırılması istenilmiştir.
Somut olayda, tarafların ilke olarak devir konusunda anlaşmış olmalarına karşın, alıcı idarenin teklif ettiği bedelin taşınmaz mal sahibi davalı idarece uygun görülmediği, davalı idarenin kullanılmaya elverişli olmadığını ifadeyle kalan kısmın da kamulaştırılması yönündeki başvurusunun davacı/alıcı idarece kabul edilmediği ve böylece yol güzergahında kalan 2227,58 m2 yüzölçümündeki bölüm ile arta kalan kısmın bedelinde anlaşmazlık doğduğu açıktır. Mal sahibi davalı idare, taşınmazdan artan kısmın yararlanmaya elverişli durumda bulunmadığını ileri sürerek, yasal sürede bu kısmın da kamulaştırılmasını davacı idareden talep etmiş; cevap dilekçesi ve aşamalarda bu talebini yinelemiştir.
Öyleyse, yol geçirilen 2227,58 m2 lik bölümün yanında, arta kalan kısmın bedelinde ortaya çıkan taraflar arasındaki anlaşmazlığın, Kamulaştırma Kanununun kısmi kamulaştırma esaslarını düzenleyen 12. maddesinin son fıkrasında yer alan “Bu maddenin uygulanmasından doğacak anlaşmazlıklar adli yargıda çözümlenir” açık hükmü karşısında, adli mahkemede çözümlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Eş söyleyişle, bu tür bir uyuşmazlığın; kısmi kamulaştırmadaki yetkisi kısmi kamulaştırmanın kanunun aradığı şartlara tabi olarak gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi ile sınırlı bulunan idari yargıda çözümlenmesi olanaklı değildir.
Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyularak, taşınmazın yol haline gelen kısmından arta kalan ve Fen Bilirkişi Feyda Varol tarafından düzenlenen raporda (C) harfi ile gösterilen 55,31 metrekarelik üçgen şeklindeki bölümünün yapılaşmaya uygun olmaması nedeniyle işe yaramaz hale geldiği göz önünde tutulmak suretiyle, bu kısmın da bedelinin belirlenmesi ve Kamulaştırma Kanununun 30. maddesi uyarınca tespit edilen bedele ilave edilip, bu bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline de karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.07.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.