YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2008/426
KARAR NO : 2008/439
KARAR TARİHİ : 18.06.2008
MAHKEMESİ : Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2007
NUMARASI : 2006/296-2007/278
Taraflar arasındaki “Kamulaştırma bedelinin tespiti ve terkin” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gebze Asliye 2. Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 21.10.2003 gün ve 2002/700 E.-2003/715 K. sayılı kararın incelenmesi davacı idare ve müdahil vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 24.04.2006 gün ve 2006/3652-4959 sayılı ilamıyla; (…Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tesbiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare ve müdahil davalı vekillerince temyiz edilmiştir.
Taşınmazın arsa niteliğinde kabulü ile emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğrudur. Ancak;
1-Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinin 1. fıkrasının g. bendine göre taşınmaza emsal karşılaştırılması yapılarak değer biçilmesi gerekir. Buna göre kamulaştırma gününden önce satış gören ve özel amacı olmayan emsal satışlara göre değerinin hesaplanması gerekir. Oysa hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal olarak kabul edilen satışı bankaya yapılan özel amaçlı satış olup geçersizdir.
Bu nedenle taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Dosya içinde dava konusu taşınmazın tapu kaydına göre son malik ……..Uluslararası Taşımacılık İnşaat ve Petrol Ürünleri Pazarlama Sanayii Ticaret Limited Şirketidir. 4650 sayılı Yasayla değişik 2942 sayılı Yasanın 14.maddesine göre davaya dahil ettirilerek hakkında hüküm kurulması ve eski malik hakkındaki davanın reddi gerekirken, eski malik Halil Hakkı Cesur hakkında hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı idare ve müdahil vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayalı kamulaştırma bedelinin tespiti ve sicil kaydının terkini istemine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkili idare tarafından kısmi kamulaştırma kararı alınan Gebze İlçesi T….. Köyü … parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılan bölümünün pazarlıkla satın alınacağı resmi taahhütlü yazı ile davalı mal sahibi H..H…C..’a bildirilmesine rağmen netice alınamadığını ileri sürerek, kamulaştırma bedelinin tespiti ile sicil kaydının terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı H..H.. C.. vekili; taşınmazın gerçek değerinin 4650 sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu çerçevesinde tespiti ile davacı taraftan tahsiline ve müvekkiline ödenmesine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Yargılama sırasında taşınmazı davalıdan temlik alan …..Uluslararası Taşımacılık İnşaat Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili; mahkemece takdir edilecek kamulaştırma bedelinin müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Mahkemenin, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal mukayesesi suretiyle değer biçen ve bankaya yapılan taşınmaz satışını somut emsal olarak kabul eden bilirkişi kurulu raporunu esas almak suretiyle, “Davanın kabulü ile, Kamulaştırma bedeli olarak takdir edilen ve kamulaştırma tarihinde tapu maliki olan H..H.. C.. adına Ziraat Bankası Gebze Şubesine yatırılan 19.856.850.000 TL nin H..H.. C..’a ödenmesine, ….parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılan kısmının tapu kaydının iptaline ve yol olarak terkinine, İntikale ilişkin muhtemel haklar yönünden hukuki sorunun intikalin taraflar arasında giderilmesi hususunun taraflarca değerlendirilmesine” dair verdiği karar; Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkemece, “yeniden emsal celbi ile keşif yapılması gereğine” değinen (1) numaralı bozma gerekçesine uyulmuş, “tapu kaydına göre son malik ……Uluslararası Taşımacılık İnşaat ve Petrol Ürünleri Pazarlama Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin davaya dahil ettirilerek hakkında hüküm kurulması ve eski malik hakkındaki davanın reddi gereğine” işaret eden (2) numaralı bozma gerekçesine ise direnilmiştir.
1) Yerel Mahkemece, bozma ilamının 1. bendinde yer alan ve “…Hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal olarak kabul edilen satışı bankaya yapılan özel amaçlı satış olup geçersizdir. Bu nedenle taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğine…” değinen bozma nedenine uyularak, bozma gerekçesi yönünde emsal celbi ile yeniden yapılan keşif sonucu bilirkişi raporu alınmak suretiyle oluşturulan yeni hüküm Özel Dairece incelenmemiştir.
Belirtilen nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
2) Bozma ilamının 2 numaralı bendinde yer alan ve “tapu kaydına göre son malik ……. Uluslararası Taşımacılık İnşaat ve Petrol Ürünleri Pazarlama Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin davaya dahil ettirilerek hakkında hüküm kurulması ve eski malik hakkındaki davanın reddi gereğine” işaret eden bozma nedeni yönünden direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava tarihinden sonra taşınmazı tapuda başkasına temlik eden eski malikin taraf sıfatının bulunup bulunmadığı, dolayısıyla hükmün, taşınmazı devralan son malik hakkında mı yoksa eski malik hakkında mı kurulması gerektiği noktasındadır.
Bilindiği gibi bir dava açıldıktan sonra ve davanın devamı sırasında, dava konusu olan mal veya hakkın (müddeabihin) üçüncü kişiye devredilmesi, temlik edilmesi caizdir. Dava konusu yapılmış olan mal veya hakkın başkasına devredilmesi ile, o mal veya hakka bağlı olan dava hakkı da birlikte devredilmiş sayılır. Dava hakkı asıl haktan ayrı bir hak değildir ve bu nedenle yalnız başına başkasına devredilemez.
Taraflardan birinin, dava sırasında müddebihi başkasına devretmesi halinde, artık o davanın konusu olan mal veya hak üzerinde bir tasarruf yetkisi kalmaz. Başka bir ifadeyle, müddeabihi devreden tarafın, artık o davada taraf sıfatı kalmaz.
Şu hale göre, dava konusu mal veya hakkı başkasına devretmiş olan tarafın, o davaya (eski hali ile) taraf sıfatıyla devam etmesine veya kendisine karşı o davaya (eski hali ile) devam edilmesine olanak bulunmamaktadır. Davaya kim tarafından veya kime karşı nasıl devam edileceği HUMK nun 186. maddesinde düzenlenmiş olup; anılan hükme göre, dava açıldıktan sonra iki taraftan biri müddeabihi başkasına temlik ederse, diğer taraf dilerse temlik edenle olan davasından vazgeçip müddeabihi temellük eden kimseyi dava eder, dilerse davasını temlik eden hakkında zarar ve ziyan iddiasına çevirir.
Dava sırasında müddeabihin davadan hariç bir şahsa temliki halinde, son temellük eden şahsa karşı dava ikame edilebilmesine olanak tanıyan bu genel hükme paralel bir düzenlemeye, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 4650 sayılı Kanunla değişik 14/5. maddesinde yer verilmiş; anılan maddede “İdare tarafından, bu Kanun hükümlerine göre tespit olunan malike ve zilyede karşı açılan davaların görülmesi sırasında, taşınmaz malın gerçek malikinin başka bir şahıs olduğu anlaşıldığı takdirde, davaya bu gerçek malik, tapu malikinin daha önce öldüğü sabit olursa mirasçıları da dahil edilmek suretiyle devam olunur.” Hükmü öngörülmüştür.
Bu açık hüküm karşısında; kamulaştırma davalarında aleyhine dava açılan malikin başka kişi olması veya tapu malikinin davadan önce öldüğünün anlaşılması halinde dava reddilmeyerek gerçek malikin veya ölünün mirasçılarının dahil edilmek suretiyle davaya devam edilmesi gerektiği gibi; davadan sonra taşınmazın başkasına devredilmesi halinde dahi, yeni malikin davaya dahil ettirilerek onun hakkında hüküm kurulması ve artık taraf sıfatı kalmayan eski malik yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Burada önemle vurgulanmalıdır ki; davanın açılmasından, bu dava hakkında verilen hükmün kesinleşmesine kadar ki dönem içinde, müddeabihin başkasına temlik edilmiş olması halinde; husumetin, yargılamanın her aşamasında re’sen ele alınarak, gerçek hasmın belirlenmesi zorunludur.
Somut olaya gelince; davacı idarece kamulaştırma kararı alınan 1021 parsel sayılı taşınmaz dava tarihi itibariyle H..H.. C.. adına tapuda kayıtlı olup, idare tarafından kamulaştırma bedelinin tespiti ve sicil kaydının terkini istemiyle tapu maliki H..H.. C.. aleyhine eldeki dava açılmış; yargılama sırasında taşınmaz, önce dava dışı H..A..’ya, onun tarafından da …..Uluslararası Taşımacılık İnşaat Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne satış suretiyle temlik edilmiştir.
Taşınmazın son maliki …..Uluslararası Taşımacılık İnşaat Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili vekaletname ibrazı ile takdir edilen bedelin müvekkiline ödenmesini talep etmesine karşın, Mahkemece eski malik H.. H..C.. hakkında hüküm kurulmuş ve hükmün yeni malike tebliğine karar vermekle yetinilmiştir.
Az yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca, yargılama sırasında taşınmazı devir ve temlik eden davalı/eski malik H.. H.. C..’un artık taraf sıfatının bulunmadığı; husumetin, taşınmazı devralan gerçek hasım …..Uluslararası Taşımacılık İnşaat Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne yöneltilerek davaya devam olunması ve yeni malik yönünden hüküm oluşturulması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, aynı yöne işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması ve son malik ….Uluslararası Taşımacılık İnşaat ve Petrol Ürünleri Pazarlama Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin davaya dahil ettirilerek hakkında hüküm kurulması, eski malik hakkındaki davanın da pasif husumet yokluğundan reddi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- (1) numaralı bentte gösterilen yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2- (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerden dolayı davacı idare ve müdahil vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında yazılı nedenlerle H.U.M.K nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 18.06.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.