YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2008/353
KARAR NO : 2008/352
KARAR TARİHİ : 07.05.2008
MAHKEMESİ : İzmir 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2008
NUMARASI : 2007/492-2008/64
Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1.Tüketici Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 22.02.2007 gün ve 2004/2426-2007/98 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 22.10.2007 gün ve 2007/6196-12266 sayılı ilamı ile ; (….Davacı, kuyu atık-su sanayii tipi abone olduğunu, 29.1.2001 ile 2.5.2002 tarihleri arası dönem için 13.215.363.015 TL ana para, bakiyesi faiz olmak üzere 28.395.517.177 TL borç tahakkuk ettirildiğini, ana para atık su bedeli talebinin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek borcu bulunmadığını tespitini istemiştir.
Davalı, atık su bedelinin ücret niteliğinde olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacı tarafından idari yargıda açılan dava sonunda tarifelerin ve atık su bedellerinin iptal edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İzmir 3.Vergi mahkemesinin 2004/571 ve 2004/572 esas sayılı davaları sonucunda davacı aleyhine tahakkuk ettirilen 2001 yılı 1,3,4,6,7,8,9,10,11,12 ve 2002 yılı 2,3,4,5 dönemlerine ait atık su bedelinin terkinine karar verilmiştir. Vergi mahkemesinin kesinleşen kararı nedeniyle davacının bu dönemlerden dolayı borcunun bulunmadığının kabulü zorunludur. Ne var ki, davacının vergi mahkemesinin kararlarına esas teşkil eden dönemler dışında, eldeki davaya konu olan miktar içinde başkaca borcunun olup olmadığı mahkemece incelenmemiştir. Bir başka deyişle 0600000487 seri numaralı sayaca ait düzenlenen, sivil abone bilgileri borç dökümü başlıklı belgede gösterilen asıl alacak ve gecikme faizinin tahakkuk ettiği dönemlerin hangilerinin vergi mahkemesince terkin edildiği araştırılmamıştır. Bu itibarla mahkemece öncelikle, davalı tarafından davacı adına tahakkuk ettirilen borcun hangi dönemlere ait olduğuna dair taraflardan bilgi ve belge istemeli, borcun ait olduğu dönemler belirlendikten sonra Vergi Mahkemesinin az yukarıda açıklanan kararlarında yer alan terkin edilen dönemlerle karşılaştırma yapılmalı, Vergi Mahkemesince davaya konu dönemlerin tamamına ait borç tahakkukunun terkin edildiğinin anlaşılması halinde şimdiki gibi karar verilmeli, aksi halde, yeni terkin edilmeyen dönem tahakkukunun bulunması halinde ise bu miktar borçtan davacının sorumlu bulunduğu kabul edilerek hasıl olacak sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde hüküm verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı, 2001 yılı 1,3,4,6,7,8,9,10,11,12 ve 2002 yılı 2,3,4,5 dönemine ait davalı idarece tahakkuk ettirilen atık su bedelleri nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş; davalı idare ise, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi kararlarını dayanak göstererek vergi mahkemesi kararlarının uyuşmazlığa etkili olmayacağını, sözleşmeden kaynaklanan alacak olup, vergi olmadığını savunmuş ve davacının bilirkişi raporunda da hesaplanan miktar kadar borçlu olduğunu bildirmiş; başkaca borcu olduğuna dair bir savunma getirmemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu borç, 2001 yılı 1,3,4,6,7,8,9,10,11,12 ve 2002 yılı 2,3,4,5 dönemlerine ait olup; taraflar başka döneme ilişkin herhangi bir borcun varlığını ya da yokluğunu ileri sürmemişlerdir.
Mahkemece dosya ve davalı kurum kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış; 27.04.2005 ana ve 31.10.2005 tarihli ek raporlar alınmış; asıl raporda borçlu olunan dönemin kayıtlara göre de 2001 yılı 1,3,4,6,7,8,9,10,11,12 ve 2002 yılı 2,3,4,5 dönemleri olduğu belirtilmiş; ek raporda da vergi mahkemesi kararlarıyla karşılaştırma yapılmıştır.
Mahkeme vergi mahkemesinde yapılan yargılama sonucunu bekledikten sonra derecattan geçerek kesinleşen bu kararları ve bilirkişi raporları ile açıklanan delilleri de dayanak alarak, İzmir 3. Vergi Mahkemesi kararlarında atık suyun çevre temizlik vergisiyle ilgisinin tartışıldığı ve sonuçta bu kapsamda atık su tarifesini iptal ederek bu yolla tahakkuk ettirilen ve davacının dilekçesinde sözünü ettiği yıl ve aylara ait atık su bedellerini terkin ettirildiği, gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
Davalı İzsu vekili hükmü temyiz etmiş; temyizinde vergi mahkemesi kararının mahkemeyi bağlamayacağına ve dosyadaki 31.10.2005 tarihli bilirkişi raporunda da davacının 13.215.365.015 TL ödemesi gerektiğinin belirtildiğine dayanarak dosyada mübrez bilirkişi raporları ve örnek Yargıtay kararları nazara alınmadan karar verilmiş olması nedeniyle kararın bozulmasını istemiş; belirlenen borç miktarına karşı çıkması olmamıştır.
Özel Dairece sair temyiz itirazları reddedilmiş; İzmir 3.Vergi mahkemesinin 2004/571 ve 2004/572 esas sayılı davaları sonucunda davacı aleyhine tahakkuk ettirilen 2001 yılı 1,3,4,6,7,8,9,10,11,12 ve 2002 yılı 2,3,4,5 dönemlerine ait atık su bedelinin terkinine karar verildiği; Vergi mahkemesinin kesinleşen kararı nedeniyle davacının bu dönemlerden dolayı borcunun bulunmadığının kabulünün zorunlu olduğu vurgulandıktan sonra sadece davacının vergi mahkemesinin kararlarına esas teşkil eden dönemler dışında, eldeki davaya konu olan miktar içinde başkaca borcunun olup olmadığının mahkemece incelenmediği hususu bozmaya konu edilmiştir.
Oysa yukarıda da ayrıntısı açıklandığı üzere eldeki davaya konu miktar vergi mahkemesi kararına konu miktarlarla birebir örtüşmekte, ne davalının davacıdan talep ettiği ne de davacının menfi tespit istemine konu ettiği başkaca borç bulunmamaktadır. Nitekim, mahkeme kararına dayanak alınan bilirkişi raporlarında da karşılaştırma yapılmış ve başkaca bir alacak ya da borcun varlığından ve davaya konu edildiğinden söz edilmemiştir.
Açıklanan durum karşısında; bozma kararının maddi yanılgıya dayalı olduğu belirgin olup; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı (699.62) YTL.bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 7.5.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.