YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2008/337
KARAR NO : 2008/343
KARAR TARİHİ : 30.04.2008
MAHKEMESİ : İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2008
NUMARASI : 2008/233-2008/283
Taraflar arasındaki “şikayet” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 6.İcra Hukuk Mahkemesince (davanın) şikayetin reddine dair verilen 19.1.2007 gün ve 2007/1290-58 sayılı kararın incelenmesi şikayetçi vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 21.1.2008 gün ve 22588-717 sayılı ilamı ile, (…Şikayetçi şirket vekili icra dosyasındaki alacağın müvekkil şirket tarafından TMSF den devir ve temlik alındığını, kendilerinden yenileme harcı alınamayacağını öne sürerek icra müdürlüğünün işleminin iptalini istemiştir.
Konu ile ilgili Bankacılık Yasasının 143.maddesi, (Bankalar ve fon dahil diğer mali kurumların alacakları ile diğer varlıklarının satın alınması, tahsili, yeniden yapılandırılması ve satılması amacıyla kuruluş ve faaliyet esasları kurul tarafından belirlenen varlık yönetim şirketleri de kurulabilir. …Bu kanun kapsamında kurulan varlık yönetim şirketleri…. 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan…. istisnadır.) hükmünü içermektedir.
Maddenin gerekçesinde de, (…yetkisi dışında fonun sahip olduğu tüm…, istisna ve muafiyetlerden aynı şekilde yararlanma imkanı tanınarak, alacakların takip ve tahsilinin kolaylaştırılması amaçlanmıştır.) denilmiştir. (Bknz. Bankacılık Kanunu Şerhi. C.2.Prof.Dr.Seza Reisoğlu S.1583)
Yukarıda açıklanan 5411 S.K. Bankacılık Kanununun 143. maddesi “varlık yönetim şirketi” başlığını taşımaktadır. Bu durumda anılan madde metninden gerekse buna ait gerekçeden anlaşılacağı üzere şikayetçinin yargılama harçlarından 5 yıl süre ile istisna tutulduğu tartışmasızdır. “şikayetin kabulü yerine reddi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir iken onandığı anlaşılmakla alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Şikayetçi vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, icra Memurunun işleminin şikayet yoluyla kaldırılması istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, şikayetçi …..Varlık Yönetim AŞ’nin icra harçlarından bağışıklık yada muafiyetinin bulunup, bulunmadığı, dolayısıyla somut olay itibarıyla kendisinden icra yenileme harcının tahsil edilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere harç; kanunda yazılı belirli mercilerin, kanuna dayanarak yaptıkları belirli işlemler için, ilgililerin yine kanunda yazılı tarifelere göre yerine getirmek zorunda bulundukları akçalı bir yükümlülüktür.
2.7.1964 günlü 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 1.maddesiyle harç kapsamına alınan dokuz konudan hiçbiri, bu yönden ötekine göre değişik durumda değildir. Sözgelimi yargı harçları da, tapu ve kadastro harçları, trafik harçları gibi, yasada belirtilen mercilerin harç tarifelerine giren birtakım işlemlerden dolayı, yine bu mercilerce ödetilen paradır. Bununla birlikte, bu işlemler hiçbir vakit kendiliğinden oluşmaz; harç konusu işlemin yapılmasını isteyen veya tutumu, davranışı ile böyle bir işleme yol açan bir ilgilinin varlığı, yani görevli merciin yapacağı işlemle gerçek veya tüzel kişi arasında bağlantı bulunması şarttır. İş bu bağlantı o kişiye ilişkin “muamele”yi oluşturur.
Öte yandan harç alınmaması; kişiler yönünden ise, “muafiyetten” işlemler yönünden ise “istisna”dan söz edilebilir(4.5.1971 gün ve 1970/36 Esas, 1970/50 Karar sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı).
1.11.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 143.maddesi ile “Varlık Yönetim Şirketleri”nin kurulmasına imkan tanınmıştır. Kanunun 143.maddesine göre; “Bankalar ve Fona dahil diğer mali kurumların alacakları ile diğer varlıklarının satın alınması, tahsili, yeniden yapılandırılması ve satılması amacıyla, kuruluş ve faaliyet esasları Kurul tarafından belirlenen varlık şirketleri de kurulabilir. Varlık yönetim şirketleri alacakların tahsili ve alacakların ve/veya diğer varlıkların yeniden yapılandırılması kapsamında alacak tahsili amacıyla edindiği gayrimenkul veya sair mal, hak ve varlıkların işletilmesi, kiralanması ve bunlara yatırım yapılması ve yine alacaklarını tahsil etmek amacıyla borçlularına ilave finansman sağlamak veya sermayelerine iştirak etmek dahil olmak üzere her türlü faaliyeti gerçekleştirmeye yetkilidir.
Fon kurulacak varlık yönetim şirketlerine sermaye sağlamak suretiyle kurucu ortak veya hissedar olarak katılmaya yetkilidir.
Fonun en az yüzde yirmi hissedar olduğu varlık yönetim şirketleri, Fondan devraldığı alacaklarla ilgili olarak bu Kanunun 132 nci maddesinin sekizinci fıkrası ve 138 inci maddesinin beşinci fıkrasında fona tanınan hak ve yetkileri kullanır.”
Aynı Kanunun 5.fıkrasına göre; “Bu Kanun kapsamında kurulan varlık yönetim şirketlerinin… yaptıkları işlemler ve bununla ilgili olarak düzenlenen kağıtlar, kuruluş işlemleri dahil olmak üzere kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince …492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan …istisnadır.”
Benzer bir hüküm 4743 sayılı Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunda da yer almaktadır.
Kanunda “muaf”lıktan değil “istisna”dan söz etmektedir. Dolayısı ile harçtan istisna olan doğrudan doğruya varlık yönetim şirketleri olmayıp, varlık yönetim şirketlerinin kuruluşlarından itibaren beş yıl boyunca yaptıkları işlemlerdir.
Davaya konu olan yenileme harcı İcra İflas Kanununun 78.maddesine göre alınması gereken bir harç olup, tahsil usulü ve şekli 492 sayılı Harçlar Kanununda gösterilmiştir. Açıklandığı üzere yargı harçları da tıpkı diğer harçlar gibi bu kanuna göre tahsil edilmektedir.
Harçlar Kanununun ikinci bölümünde ki “istisna ve muaflıklar” başlığı altında ki 13.maddesinde harçtan müstesna işlemler düzenlenmiştir. Ayrıca aynı Kanunun 59.maddesinde “Harçtan müstesna tutulan işlemler” başlığı altında 12 başlık altında hangi işlemlerin harçtan istisna olduğu düzenlenmiş, son fıkrada ise; “Yukarıda yer alan istisnalara ilave olarak özel kanunlarda yer alan muafiyet ve istisnalara ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü yer almaktadır. Harçlar Kanununun “Özel kanunlardaki hükümler” kenar başlıklı 123.maddesi ise; “Özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmaz” hükmünü amirdir.
Hal böyle olunca; Bankacılık Kanununun 143.maddesinde yer alan “varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemlerin…kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince…492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan…istisnadır” hükmünün yargı harçlarını da kapsamına aldığı belirgin bulunmaktadır. Kaldı ki, yargı harçlarını Harçlar Kanununda düzenlenen diğer harçlardan ayrı bir statüye tabi tutmak için hiçbir hukuki gerekçe de bulunmamaktadır.
Anayasa Mahkemesi; “DSİ’nin muamelelerinin her türlü harçtan muaf” olduğu yönündeki hükmün Anayasaya aykırılığı iddiası ile açılan 17.12.1968 gün ve 1968/12 Esas, 1968/65 Karar sayılı ilamda ve 24.12.1970 gün ve 1970/36 Esas, 1970/50 Karar sayılı ilamında benzer gerekçelerle bu düzenlemenin Anayasaya aykırı olmadığı sonucuna varmıştır.
Davacı ….. Varlık Yönetim AŞ 2005 yılında 5411 sayılı Bankacılık Kanununa göre kurulmuş ve faaliyetini sürdüren bir şirkettir. Açıklanan yasal mevzuat karşısında, kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl boyunca yaptıkları işlemler, yargı harcı da dahil 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen her türlü harçtan istisna olduğundan, kendisinden harç tahsil edilmesi gerektiği yolundaki icra müdürünün yaptığı işlemde kanuna uygunluk bulunmamaktadır. Öyle ise, aynı yöndeki bozma kararına uymak gerekirken direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 30.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.