YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2008/174
KARAR NO : 2008/199
KARAR TARİHİ : 27.02.2008
MAHKEMESİ : Kartal 2.Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28.06.2007
NUMARASI : 2007/100 E-2007/306 K,
Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.12.2005 gün ve 2005/338-748 sayılı kararın incelenmesi davalı TEDAŞ vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 30.11.2006 gün ve 4886-11334 sayılı ilamı ile; (…Davacı vekili, müvekkilinin sahibi olduğu işyeri nedeni ile davalı kurum elektrik abonesi olduğunu, müvekkilinin bu işyerini davadışı şirkete kiraladığını, ancak aboneliğin müvekkili üzerinde kaldığını, davalı kurum elemanları tarafından yapılan kontrol sonunda, kaçak kullanım nedeni ile tahakkuk yapıldığını, müvekkilinin kaçak kullanımdan haberdar olmadığını, tüm sorumluluğun davadışı şirkete ait olduğunu, daha sonra bu bedelde indirim yapıldığını, ancak yine de bu miktarın fahiş miktarda olduğunu belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı abonenin aboneliğini iptal ettirmediği için sorumlu olduğunu, müvekkili elemanları tarafından yapılan kontrol sonucunda davacıya ait işyerinde kaçak elektrik kullanıldığının tespit edilmesi üzerine işlem yapıldığını, yapılan tahakkukun hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddi ile % 40 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının, sahibi olduğu işyeri nedeni ile davalı kurum elektrik abonesi olup, bu işyerinde yapılan kontrol sonucunda kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiği ve dava konusu tahakkukun yapıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının kaçak elektrik tüketimi nedeni ile davalı yana borçlu olup olmadığı hususunda (3) ayrı bilirkişiden raporlar ve ek rapor alınmış, Elektrik Yüksek Mühendisi M.. F tarafından verilen 22.06.2004 tarihli rapor doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
Oysa ki bu rapora karşı davalı TEDAŞ vekilince 04.11.2004 tarihli dilekçe ile itiraz edilmiş, mahkemece 08.02.2005 tarihli duruşmada raporlar arasında çelişki olduğu gerekçesi ile yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve Elektrik Mühendisi M… E..tarafından verilen ve ilk bilirkişi raporunu veren Y..V…’nun 20.04.2003 tarihli ek raporu ile birbirini doğrulayan 25.04.2005 tarihli rapor alınmış olmasına rağmen adı geçen 22.06.2004 tarihli rapora göre hüküm oluşturulmuştur.
Hal böyle olunca, mahkemece raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacı ile gerekirse (3) kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı TEDAŞ vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı, mülk sahibi olduğu atölyenin kiracısının elektrik borcunu ödemediğini, elektrik aboneliğinin de kendi adına kayıtlı bulunduğunu, görevlilerce yapılan kontrol esnasında kaçak elektrik kullanıldığı saptanarak aleyhine 20.364.400.000 TL elektrik borcu tahakkuk ettirildiğini, yaptığı itiraz üzerine bu bedelin 10.385.900.000 TL’ye düşürüldüğünü, bu miktarın da fahiş olduğunu ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TEDAŞ (AKTAŞ) vekili; görevlilerce düzenlenen kaçak elektrik tutanağına göre başlangıçta 20.364.400.000.TL tutarlı fatura düzenlendiğini, ancak itiraz üzerine yaptıkları kontrolde “kaçak hat üzerinde bulunan enversör şalterin fırınları tek tek devreye aldığı, iki fırının aynı anda çalışmadığı ancak yapılan ilk hesaplamanın iki fırının aynı anda çalıştığı düşüncesi ile yapıldığı” anlaşıldığından, hesaplama hatasının düzeltilerek davacıdan 10.385.952.192 TL kaçak enerji bedeli talep ettiklerini, bu hesaplamanın doğru olduğunu açıklayarak, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini cevaben bildirmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, davacının ödemesi gereken kaçak enerji bedelinin 4.178,17 YTL olduğuna hükmedilmiş, Özel Dairece karar yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
Uyuşmazlık; davacıya ait işyerinde bulunan iki adet fırının münavebeli olarak çalışıp, aynı anda 25 Amper güç mü tükettiği, yoksa, her iki fırının birlikte çalışıp 50 Amper güç mü tükettiği noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda davacının dava konusu işyerinde kurulu tesisin yasal abonesi olduğu ve idarenin bilgisi dışında ölçü devresi ile oynamasının yasak olduğunu bilmesi gerektiği, bu sebeple abonenin adına kayıtlı tesisatta kullanılan kaçak elektrikten dolayı sorumlu olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davalı kurum elemanları tarafından yapılan kontrol esnasında tutulan 24.12.2001 tarihli tutanağa göre davacının, “kofre ile karebuat arasında sayaçtan geçmeyen ilave bir hat ve iki yönlü şalter yardımı ile iki seramik fırınına kaçak elktrik bağlamış olduğu, her fazın fırının üstündeki ampermetreden 2x(50 Ampx3) miktarında enerji çektiği” saptanarak, kaçak elektrik zabıt varakası düzenlendiği, arkasından kurumda yapılan hesaplamaya göre davacı adına 20.364.400.000 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiği saptanmıştır. Davacı tarafından, bu bedele itiraz edilmesi üzerine davalı kurum bir komisyon kurmuştur. Komisyon düzenlediği raporda; “Fırınları besleyen harici hat üzerinde enversör şalterin olduğu ve fırınların her ikisinin aynı anda devreye girmediği belirlenip, aynı anda sadece bir fırının çalışması durumunda tüketeceği enerji bedeline göre yapılan hesaplama sonucu kaçak tüketimin 42240 kwh olduğu tespit edilmiş ve kurumca bu miktar esas alınarak davacının borcu 10.385.900.000 TL’ye indirilerek, bu miktar talep edilmiştir.
Mahkemede dinlenen zabıt mümzi tanıklar, fırınların aynı anda yalnız birisinin çalıştığını ve aynı anda 25 Amper güç tükettiğini ifade etmişlerdir.
Mahkemece üç ayrı bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Birinci ve üçüncü bilirkişiler düzenledikleri rapor ve ek raporda aynı anda her iki fırının birlikte çalıştığını ve tesisin 50 Amper güç tükettiğini belirterek hesaplama yapmıştır. İkinci bilirkişi ise, aynı anda sadece bir fırının çalıştığını kabul ederek hesaplama yapmış ve buna göre rapor düzenlemiştir. Bilirkişiler tesisi görmeden evrak üzerinde rapor düzenlemişlerdir.
Mahkemece ikinci bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş, Özel Dairece raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıya ait tesiste bulunan fırınların aynı anda her ikisinin birlikte çalışarak 2×25 Amp=50 Amper güç mü tükettiği, yoksa her birinin ayrı ayrı ve münavebeli mi çalıştığı ve 25 amper güçmü tükettiği hususlarının bizzat mahallinde yapılacak keşifle saptanması gerekir. Mahallinde keşif yapılmaksızın, evrak üzerinde düzenlenen önceki raporların ise bir geçerliliği bulunmamaktadır. Öyle ise mahkemece mahallinde uzman bilirkişi veya bilirkişiler marifetiyle keşif yapılıp, tesisin tükettiği gücün tereddüde yer bırakmayacak şekilde tespit edilerek alınacak rapor doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru bulunmamıştır. Direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı TEDAŞ vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 27.02.2008 gününde, oybirliği ile karar verildi.