Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2008/157 E. 2008/194 K. 27.02.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2008/157
KARAR NO : 2008/194
KARAR TARİHİ : 27.02.2008

MAHKEMESİ : Milas Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 31/10/2007
NUMARASI : 2007/13-2007/306
Taraflar arasındaki “kadastro tespitine itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Milas Kadastro Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.10.2004 gün ve 2002/11-2004/108 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 29.9.2005 gün ve 6275-11202 sayılı ilamı ile, (…Kadastro sırasında ..Köyü ..ada ..parsel sayılı 29413.15 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, öncesi 119 ve 120 numaralı zeytincilik parseli olup, dava dışı .. ada .., ..ve ..sayılı parseller ile bir bütün olduğundan söz edilerek zeytinlik niteliğiyle ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/6 şar pay oranıyla E..L.. E.., N..E.. E.., G..K.., Y.. G.., H.. S.. ve T..T.. Ö…adlarına tesbit edilmiştir. Davacı, Hazine çekişmeli parselin öncesinin yabani zeytinlik (delicelik) olup tahsis bulunmadığı, imar ihya edilmediği ve zilyetlik yoluyla kazanılacak yerlerden de olmadığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin tesbitinin iptaline Cihan Sarıman tarafından düzenlenen 27.10.2003 günlü krokide (b, b1, b2 ve b3) ile gösterilen toplam 23416.86 m2 bölümün tesbit gibi davalılar, aynı krokide (a) ile gösterilen 3312.81 m2 bölümün 115 ada 24 sayılı parsel olarak, (c) ile gösterilen 1473.92 ve (c1) ile gösterilen 1209.59 m2 toplam 2683.43 m2 yüzölçümüyle ve ayrı parsel sayısıyla Hazine adına tapuya tesciline, (a) bölümü üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının davalı gerçek kişilere ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş, hüküm Hazine ve davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1986 yılında yapılıp 06.04.1988 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Kesinleşmiş orman kadastrosuna ilişkin tutanaklar ve harita ile eski tarihli memleket haritası hava fotoğrafı ve amenajman planının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen orman mühendisi bilirkişi ve ziraat uzmanı bilirkişi raporları, yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile çekişmeli parselin öncesinin zeytinlik olarak nitelendirildiği, eğimin % 8 olduğu, taşınmazın (A) ve (B) ile gösterilen bölümlerinin taşlık ve kayalık olduğu toprak işlemesinin yapılmadığı, (b, b1, b2, b3) bölümlerinden oluşan ve (C) ile gösterilen bölümünde ise, 30 yaşlarında dağınık (düzenli olmayan) mahsuldar zeytinler bulunduğu, taşınmazın kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakıldığı, zeytin parselasyonunda 119 ve 120 sayılı zeytin parseli olarak belirlendiği, S…, N.. ve İ.. H.. tarafından davalıların murisi İ..E..satıldığı, davalılar tarafından zeytinlik olarak kullanıldığının belirlendiği gerekçesiyle (A) ve (B) ile gösterilen bölümlere ilişkin davanın kabulüne, (C) ile gösterilen bölüme ilişkin davanın ise reddine karar verilmiştir.
1) Çekişmeli taşınmazın ziraat uzmanı bilirkişi raporunda (A) ve (B) ile fen elemanı bilirkişi krokisinde ise (a) ile gösterilen 3212.91 m2, ( c ) ve (c1) ile gösterilen toplam 2683.43 m2 bölümlerin imar ihya görmediği toprak işlemesi yapılmadığı belirlendiğine göre davalı gerçek kişilerin bu bölümlere ilişkin tüm temyiz itirazların reddi gerekmiştir.
2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; Gerçektende, 1954 yılında 3573 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan zeytin parselasyonunda çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer …ve ..numaralı zeytin parseli olarak belirlenmiş, S.., N.. ve İ.. H… Y.. tahsis istemiyle başvurusu üzerine, 03.07.1963 tarihli zeytin tevdiat raporunda ..ve ..sayılı parsellerde dekara ..ila ..delice düştüğü, bu zeytin parsellerindeki ağaçların % 20’sinin pırnal, % 5’inin ardıç, % 10’unun akça kesme, % 5’inde ise, diğer maki elemanlarının bulunduğu belirlenmiş, Tarım Bakanlığının 20.04.1964 tarihli ve 156 sayılı yazısıyla, Anayasanın 37 ve 131. maddeleri gereğince tahsis edilemeyecek yerlerden olduğundan söz edilerek, tahsis talebinin reddine karar verilmiştir.
Delicelikler ve yabani zeytinliklerin orman ağacı olduğu, orman içindeki bu gibi yerlerin ancak 26.01.1939 tarih, 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islah ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Yasa” hükümlerine göre yetkili makamlarca tahsis edilip koşullarının yerine getirilmesi ve o kişi adına tescili konusunda yetkili makamlarca karar verilmesi ya da verilen bu karar uyarınca tapu kaydı oluşturulması durumunda o yerin orman sayılmayacağı yasa gereğidir. Şöyle ki; Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki 3573 Sayılı Yasanın 2. maddesinde “Devlet ormanları içinde bulunan ve aşılı hale getirilecek olan bütün yabani zeytinlik sahaları ile Devlet ormanları dışında kalan Devlete ait boş arazideki yabani zeytin sahaları ziraat vekaletince tespit ve ilan olunur” denilmektedir. Aynı Yasanın 3, 4 ve 5. maddelerine göre tahsis ve yasanın öngördüğü koşullara uygun ıslah ve ihya edilmedikçe, kişiler lehine mülkiyet hakkı doğmayacağı açıklanmaktadır.
Dava konusu taşınmazın 3573 Sayılı Yasa gereğince ..ve ..numaralı zeytin parseli olarak belirlenip tahsis edilmediği anlaşılmaktadır. Aslı orman ve orman toprağı olan ve yasa gereğince tahsis edilmeyen yerin aşılanmak suretiyle zilyetlikle iktisabı mümkün değildir. 1988 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakılması davalılara bir hak sağlamaz. Aslı orman olup her hangi bir nedenle orman dışında bırakılan taşınmazın 05.11.2003 gün ve 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince her zaman orman sınırı içine alınabilir ya da Hazine tarafından orman olarak tahsis edilebilir. Orman kadastrosunun kesinleştiği 06.04.1988 tarihinden sonra 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi de dolmamıştır. Bu nedenlerle, davanın tamamının kabulüne karar verilmesi gerekirken 27.10.2003 günlü krokide (b, b1, b2 ve b3) ile gösterilen bölümlere ilişkin davanın da reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.2.2008 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.