Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2007/839 E. 2007/825 K. 07.11.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2007/839
KARAR NO : 2007/825
KARAR TARİHİ : 07.11.2007

MAHKEMESİ : İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/06/2007
NUMARASI : 2007/2-2007/116
Taraflar arasındaki “haksız rekabetin önlenmesi“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 14.10.2004 gün ve 2001/991-630 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2.5.2006 gün ve 2006/2636-5025 sayılı ilamı ile, (…Davacı vekili, müvekkili şirketin sıvılaştırılmış petrol gazı piyasasında önde gelen bir sanayi kuruluşu olduğunu, davalı şirketlerin 18.05.2001 ve sonraki tarihli bazı gazetelerde yayınladığı reklamlarında, aynı piyasada faaliyet gösteren rakip firmaların imal ettikleri LPG bileşimli ürünlerle bağlantı kurmak suretiyle “Kokusuz Gaz, Kokulu Otogaz kalitesizdir; Kokulu ve kalitesiz otogazlarla, bir milli servet olan otomobillerinizin ömrünü kısaltmayın” başlıklı karşılaştırmalı reklam verdiğini, davalıların bu eylemleri ile piyasadaki diğer LPG bileşimli ürünlerin kalitesi hakkında yanlış bilgiler vererek, o ürünleri kötülemek ve tüketicileri etkilemek amacı güttüğünü, bu konuda müvekkilince gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, davalılar eyleminin haksız rekabet olduğunun tespit ve men’ine, maddi durumun ortadan kaldırılmasına, hükmün ilamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, söz konusu ilanların tüketiciyi bilinçlendirmek ve reklam amacı ile verildiğini, dava konusu reklamların “karşılaştırmalı” olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, davalı şirket reklamlarında ne davacı ne de başka şirket ürünlerinin karşılaştırılmadığını, dava konusu reklamlarda haksız rekabet unsurlarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, bilirkişi raporunda tek otogaz tipi olduğu yazılarının reklamlarda küçük puntolarla yazıldığı, davalıların pazarladıkları gazın kokusuz, diğerlerinin ise kokulu olarak nitelendirildiği yolundaki beyanların haksız rekabet teşkil edeceği açıklanmış ise de, davalı tarafın eyleminin iddia edildiği gibi davacıya ait satış mahallesinde satılan otogazın kokulu olduğu ve bunun kullanılmasının kullanıcıların araçlarına zarar verecek nitelikte olduğunun ilan yolu ile duyurulması ve bilirkişilerin kabul ettiği gibi karşılaştırmalı reklam olarak kabulünün mahkemece uygun bulunmadığı, zira Türkiye’de piyasaya sunulan petrol ürünlerin TPO tarafından ithal edildiği ve rafineleri aracılığı ile piyasaya arz edildiği, bu nedenle tarafların kullandığı gazı aynı kaynaktan temin ettiği, söz konusu reklamlar ile bir kısım satıcıların satışa sunduğu otogaza katkı maddesi ilave ettiği ve bu ürünlerin araçlara zarar vereceği hususunun duyurulmak istendiği yolundaki savunmanın yerinde bulunduğu, ilanlarda davacı tarafın isminin belirtilmediği davacı tarafın anımsanmasına sebebiyet vererek ibarenin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, davalı tarafın reklamlarında kullandığı “Kokusuz Gaz; Kokulu Otogaz Kalitesizdir, Kokulu ve Kalitesiz Otogazlarla, Bir Milli Servet Olan Otomobillerinizin Ömrünü Kısaltmayın” ifadelerin haksız rekabet teşkil ettiği iddiasına dayalı olarak açılmıştır.
27.11.1973 tarih ve 14752 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Parlayıcı, Patlayıcı, Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Çalışan İşyerlerinde ve İşlerde Alınacak Tedbirler Hakkında Tüzük’ün 129.maddesinde, “Kokusu bulunmayan LPG’nin etil mekaptan, pentil merkaptan ve tiyofen gibi zararsız maddesi katılarak, kaçak halinde tanınması sağlanacaktır.” Hükmüne yer verilmiştir. Türk Standartları Enstitüsü tarafından düzenlenen 1991 tarih ve TS 2178 sayılı “Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG)’na ilişkin 3.3.maddesi ile “Sıvılaştırılmış petrol gazları renksiz ve kokusuz olup, sızıntı veya kaçak halinde çevre emniyetine ve insan sağlığına zararlı olabilir. Sıvılaştırılmış petrol gazlarının ortam içerisinde sağlığa zararlı ve patlayıcı karışım meydana getirmeden fark edilmeleri için, içerisine koku verici maddeler karıştırılmalıdır.”hükmü getirilmiştir.
Görüldüğü üzere, tüm otogazların kokulandırılması zorunludur. Tüm LPG satıcılarının da Yönetmelik ve TSE kurallarına riayet etmesi gerekmektedir. Sattığı otogazın standartlara uygun olduğunu belirten davalı tarafın ürünleri de kokulu olmak durumundadır.
Davalı tarafın kullandığı reklam metninde “TSE kurallarına uygun şekilde kokusu bulunduğu” yada “bu kurallarda belirtilen koku dışında koku bulunmadığı” şeklinde bir ibare bulunmamakta olup, kullanılan reklam metninde “davalı tarafın ürününün hiç kokusu bulunmadığı” kastedildiği anlaşılmaktadır. TTK.nun 57/3.maddesi gereğince, kendi şahsi durumu, emtiası, iş mahsulleri, ticari faaliyeti veya ticari işleri hakkında yanlış veya yanıltıcı malumat vermek veyahut; üçüncü şahıslar hakkında aynı şekilde hareket etmek suretiyle rakiplerine nazaran onları üstün duruma getirmek eylemi” hüsnüniyet kaidelerine aykırı hareket olup, davalı tarafın reklam metninde kullandığı ifadelerin haksız rekabet teşkil edeceği gözetilerek, davacı taleplerinin buna göre değerlendirilmesi gerekirken, işbu dava ile benzerlik göstermeyen bir başka dosyada verilen kararın esas alınmak suretiyle davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 7.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.