YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2007/798
KARAR NO : 2009/462
KARAR TARİHİ : 04.11.2009
MAHKEMESİ : Kozan Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2007
NUMARASI : 2007/17 E-2007/31 K.
Taraflar arasındaki “Kadastro Tespitine İtiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kozan Kadastro Mahkemesince davanın kabulüne, müdahilin talebinin reddine dair verilen 27.06.2006 gün ve 2005/355 E-2006/82 K.sayılı kararın incelenmesi Müdahil Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 07.12.2006 gün ve 2006/14488-17095 sayılı ilamı ile; (“…Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26.09.2005 gün ve 2005/9248-10952 sayılı bozma kararında özetle: “Bozmaya uyularak, resmi belgelerin incelenmesine dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen ve hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli parselin 1957 yılında baskısı yapılan memleket haritasında kısmen açık alan kısmen çalılık olarak nitelendirildiği, eğimin % 12’nin altında olduğunu bildirmişler, rapora ek olarak, çekişmeli parseli ekli memleket haritasında kısmen maki sembollü yeşil alanda kısmen beyaz renkli açık alanda işaretlemişler ve sonuç olarak taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunu bildirmişler, keşfe katılan yerel bilirkişi ve tanıklar çekişmeli parselin davalının atalarından kaldığı ve 20 yıldan fazla zilyet edildiğini söylemişlerse de,Uzman bilirkişi kurulunun raporlarına ekledikleri memleket haritasında çekişmeli parseli işaretlendikleri yerde yükseklik eğrileri (münhanileri) sık olduğu halde, eğimin ne şekilde % 12’nin altında olduğunun bilimsel olarak açıklattırılmadığı, bu hususta yine soyut olarak görüş bildirdikleri, taşınmazın orman kadastrosu ile belirlenen orman sınır hattına irtibatlı krokisinin çizilmediği, sadece orman kadastro haritasındaki konumunun gösterildiği, Hazine taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katıldığı ve uzman bilirkişi kurulunca taşınmazın 1957 yılında baskısı yapılan memleket haritasında kısmen çalılık olarak nitelendirildiği bildirildiği halde, taşınmazın çalılıktan ne zaman ve kimin tarafından temizlendiği, imar ihya görüp görmediği, imar ihya görmüş ise bitiminden itibaren 20 yıldan fazla zilyet edilip edilmediği hususlarında ziraat uzmanı bilirkişi görüşü alınmadığı, bu hususun taraf tanıkları ve yerel bilirkişiden açıkça sorulmadığı, soyut ifadelere değer verilemeyeceği; bu nedenlerle, mahkemece, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç uzman orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, en eski tarihli memleket haritası hava fotoğrafı ve amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmesi, toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; taşınmaz üzerindeki ağaçların cinsi, sayısı, yaşları, aşı yaşları, kapalılık, üzerinde ağaç bulunan taşınmaz bölümleri belirlenmeli, eğim ölçer aletler ve memleket haritasındaki yükseklik çizgileri yardımıyla taşınmaz üzerinde hangi yönde kaç mühhani geçtiği, münhanilerin sayısına göre eğimin ne olduğunun açı hesabı yapmak suretiyle bilimsel olarak belirlenmesi, kesinleşmemiş tahdit söz konusu olduğuna göre, uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren kroki düzenlettirilmesi; memleket haritası, amenajman ve hava fotoğrafları uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; memleket haritası ve kadastro paftası ölçekleri eşitlenip birbiri üzerine aplike edilerek çekişmeli ve komşu taşınmazların memleket haritasına göre, konumunun saptanarak, bu haritalar ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren kroki düzenlettirilip, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınması, açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının varlığı araştırılması, imar ihya olgusu üzerinde durulması; yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp,taşınmazın çalılık olarak belirlenen bölümünün ne zaman imar ve ihya edildiği, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı hususlarını içeren rapor alınması, varsa, zilyetlik tanıklarının taşınmaz başında dinlenmesi, imar ihyanın ne zaman başladığı ne zaman tamamlandığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorularak, kesin tarih ve olgulara dayalı açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmesi, resmi belgeler karşısında soyut beyanlara değer verilmemesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın KABULÜNE, çekişmeli .. Köyü 109 ada 137 sayılı parselin tesbitinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından taşınmazın tarla niteliğiyle Hazine adına tescili gerektiği savıyla temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4.maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel kısmen orman sınırları içinde bırakılmış, kısmen orman olarak sınırlandırılıp, 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır.
1-Bozma kararına uyularak, resmi belgelerin uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi kurulu raporuyla, çekişmeli parselin bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 1746 m2 ve (C) ile gösterilen 2697 m2 bölümlerinin öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu ve 3402 sayılı yasanın 4.maddesi hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırıldığı belirlendiğine göre, bu bölümlerin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesinde isabetsizlik yoktur.
2-Hazinenin, çekişmeli parselin (B) ile gösterilen bölümüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince; uzman bilirkişi kurulunun fen elemanı bilirkişi ile müşterek düzenledikleri raporla, çekişmeli taşınmazın bu bölümünün, eski tarihli haritalarda orman olarak nitelendirilmediği, eğimin %35 olduğu, üzerinde orman ağacı ve kalıntısı bulunmadığı, güneyden ormana bitişik olduğu, yüksek eğimi nedeniyle orman sayılan yerlerden olduğu bildirilmişse de, taşınmazın eğimi taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığını ve öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olmakla birlikte, orman niteliğini tam olarak kayıp eden yerlerden olup olmadığını belirlemekte tek ölçü değildir.
6831 Sayılı Yasanın değişik 2/B maddesinde “bilim ve fen bakımından orman niteliğinin kaybındanki amaç doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybıdır. Yoksa her isteyenin ormanlarda doğal olarak bulunan deliceleri aşılaması, erozyona sebep olacak veya önleyecek biçimde teraslama yapması ya da orman bitkilerini kökleyip tarım yapmaya teşebbüs etmesi “bilim ve fen bakımından” nitelik kaybı olmayıp suç oluşturacak eylemlerle nitelik kaybettirmek ve eylemin doğal sonucu olarak da erozyona sebep olmak ve ormanı yok etmektedir.
Anayasanın 169.maddesindeki “devlet ormanların korunması ve sahaların genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz” ve “ormanlara zarar verecek hiçbir faaliyete ve eyleme müsaade edilemez” hükümleri karşısında yasa koyucunun bu yolun açılmasını amaçladığı düşünülemez. Aksi halde, 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesinin, ormanların bilinçli şekilde niteliğinin kaybettirilmesine, tahribatına ve yok edilmesine izin veriyormuş gibi bir sonuca ulaşılır ki, bunu kabul etmek olanaksızdır. Suç teşkil edecek biçimde zorlama yolu ile ormanın niteliğinin yok edilmesi, yasalarla korunamaz.
O halde; mahkemece dava dosyası yeminleri hatırlatılarak önceki bilirkişilere verilip, taşınmazın, 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı saptanan çekişmeli taşınmazın (B) ile gösterilen bölümünün, eski tarihli memleket haritasında orman olarak nitelendirilmediği halde ne şekilde orman sayılan yerlerden olduğu, öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden ise, kendi halinde bırakılması halinde ormana dönüşüp dönüşmeyeceği, ormancılık tekniği ve ülke ekonomisi açısından orman olarak muhafazasında mı, yoksa tarım alanı olarak kullanılmasının mı yararlı olduğu, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak yitirip yitirmediği hususlarında ek rapor düzenlettirilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmayla hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
1-Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle; katılan Hazinenin temyiz itirazlarının reddiyle çekişmeli .. Köyü 109 ada 137 sayılı parselin müşterek bilirkişi rapor ve krokisinde (A) ile gösterilen 1746 m2 ve (C) ile gösterilen 2697 m2 bölümüne ilişkin usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2-Yukarıda ikinci bendde açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile çekişmeli Akdam Köyü 109 ada 137 sayılı parselin müşterek bilirkişi rapor ve krokisinde (B) ile gösterilen 3119 m2 bölümüne ilişkin hükmün BOZULMASINA…”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmesine, yeniden yapılan yargılıma sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Müdahil Hazine vekili ve Davalı
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
1-Davalı tarafından, mahkemece bozma öncesinde verilen kabul kararı temyiz edilmemekle bu yön davacı lehine usuli kazanılmış hak haline gelmiş olduğundan ve bu aşamada direnme kararını temyiz etmekte bir hukuki yararı bulunmadığından, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmelidir.
2-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, dava konusu taşınmazın eğim durumu ve konumu itibarı ile çevresindeki ormanlarla bütünlük göstermesi gibi hususlar değerlendirildiğinde delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
S O N U Ç :1-Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin direnme kararını temyiz etmekte bir hukuki yararı bulunmadığından, temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde peşin harcın iadesine,
2-Müdahil Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, Harçlar Kanunun değişik 13.maddesinin “j” bendi gereğince harç alınmamasına, 04.11.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.