YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2007/641
KARAR NO : 2007/623
KARAR TARİHİ : 26.09.2007
MAHKEMESİ : Adana 2. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 15/03/2007
NUMARASI : 2006/1144-181
Taraflar arasındaki “yoksulluk nafakasının kaldırılması“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 2.Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 16.2.2006 gün ve 2005/655 E, 2006/129 K. sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 29.5.2006 gün ve 2006/5390 E, 2006/6652 K. sayılı ilamı ile, (…Davacı; davalı (kadın) nın evinden 150 YTL kira gelirinin bulunduğunu, ayrıca çalıştığını böylece yoksulluğunun ortadan kalktığını iddia ederek, mevcud 150 YTL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına talep ve dava etmiş, mahkemece; davalının evini kiraya vererek ekonomik durumunda düzelme olduğu ve böylece yoksulluğu kalktığı gerekçesiyle, davanın kabulüyle yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
TMK’nun 176/3. maddesine göre “irat biçimde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka…alacaklı tarafın…yoksulluğunun kalkması…. halinde mahkeme kararıyla kaldırılır”.
Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, sığınma, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul olduğunu kabul etmek gerekir.
Yine hemen belirtmek gerekir ki Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında “asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması” yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2-656 E-1998/688 K, 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2; 397-339 sayılı kararları).
Dosyada bulunan delilerden, davalının ev hanımı olup, herhangi bir işte çalışmadığı, ailesinin yanında kaldığı, sadece 150 YTL evinden kira geliri bulunduğu, davalının ise astsubay olduğu 900 YTL aylık maaşının bulunduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda; ev her insanın yaşaması için gerekli en zaruri ihtiyaçlarından birisidir. Davalının da adına kayıtlı tek bir evi vardır. Davalı bu evde kalmayıp, gelirinden yararlanıp ve ihtiyaçlarını daha uygun bir şekilde karşılamak için 150 YTL ye kiraya verdiği, kendisinin de ailesinin yanında kaldığı, herhangi bir yerde de çalışmadığı, kira gelirinden başka geliri bulunmadığı, davalının aldığı aylık 150 YTL kira geliri ile aldığı nafaka miktarı toplamının onu, yoksulluktan kurtaracak miktarda bulunmadığının kabulü gerekir.
Mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; davalının yoksulluğunun kalkmadığı gözetilerek, davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 26.9.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.