Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2007/588 E. 2007/597 K. 19.09.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2007/588
KARAR NO : 2007/597
KARAR TARİHİ : 19.09.2007

MAHKEMESİ : Ankara 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/10/2006
NUMARASI : 2006/138-391
Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3.İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.4.2005 gün ve 2005/1679-203 E.K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 19.1.2006 gün ve 2005/16529-2006/578 sayılı ilamı ile, (…1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Dava fazla mesai ve vardiya primi alacağına ilişkindir. İstekler hüküm altına alınmış karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacının ayda on gün, günde 24 saat süre ile dayalı İdare bünyesinde radyoling istasyonunda güvenlik görevlisi olarak çalışmak üzere görevlendirildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
İstek konusu dönem 15.1.2001-23.12.2004 tarihleri arasıdır.
Söz konusu sürenin bir kısmı 1475 sayılı İş Kanunu diğer kısmı halen yürürlükteki 4857 sayılı İş Kanunu dönemine rastlamaktadır.
1475 sayılı İş Kanunun 61 maddesine göre genel bakımından iş süresi haftada en çok 45 saattir. Bu süre üst sınırdır. 45 saatin üstünde yapılan çalışmalar fazla çalışma sayılır.
4857 sayılı İş Kanunun 63.maddesince ilke olarak çalışma süresi haftada en çok 45 saat olarak belirtilmiş devamında tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ifade edilmiştir.
Aynı Kanunun 41 .maddesine göre fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. 63.madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.
Davacı işçi yanında diğer bir işçi ile nöbet tutmaktadır. Normal olarak günlük 24 saat çalışmanın 12 saatinde bir işçi kalan sürede diğer işçinin çalıştığı varsayılır. Çalışılan bu süre içerisinde bir saatin zorunlu yemek ve diğer ihtiyaçlar için harcandığı gözönüne alındığında davacı işçinin günlük çalışma süresi 11 saati aşmaz. Haftada çalışılan süre 77 saat eder. İkinci haftaya sarkan günler için günlük 11 saatten haftalık 33 saat çalışma mevcuttur. Gerek 1475 sayılı gerek 4857 sayılı Kanun döneminde haftalık çalışma süresi 45 saat kabul edildiğinden davacı işçinin 1475 sayılı Kanun döneminde birinci haftanın fazla çalışması 32 saatten hesaplama gerekir. 10 günlük sürenin ikinci haftaya sarkan üç gün için haftalık 45 saati aşan bir çalışması bulunmadığından anılan günler için fazla çalışma ücreti ödenmez.
Davacı işçinin 4857 sayılı Kanun dönemindeki çalışması için örtülü bir denkleştirme söz konu olur. Çünkü anılan dönemde davacı işçi günde 11 saati aşan bir çalışması bulunmamaktadır. Her ay 10 gün çalıştığından kalan 20 gün için 4857 sayılı Kanunun 63.maddesi gereğince denkleştirmenin varlığı kabul edilir. Mahkemece aksine düşünce ile yazılı şekilde hesaplama yapılması bozmayı gerektirmiştir.
3.Davacının, Kapsam Dışı Personel Yönetmeliğinin 1 2.maddesinde belirtilen vardıyalı çalışmalara ilişkin koşullara uygun bir çalışması bulunmadığından vardiya primi isteği reddolunması gerekirken kabulü de ayrı bir bozma nedeni sayılmalıdır…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
1-Davacı 30/10/1987 tarihinden itibaren 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi sözleşmeli personel olarak çalışmakta iken 15/2/2001 tarihinde 4502 sayılı Kanun uyarınca iş mevzuatına tabi personel statüsüne geçtiğini; o tarihten bu yana iş mevzuatına tabi personel sıfatıyla koruma-güvenlik görevlisi olarak davalıya ait Hereke Radyolink İstasyonunda hizmet verdiğini; yılın 365 günü bir hafta 3 gün takip eden hafta 4 gün, 24 saat aralıksız evine gitmeksizin nöbet tuttuğunu; diğer aydaki nöbeti gelene kadar dinlendirildiğini ileri sürerek fazla çalışma ücreti ve vardiya primi alacağının ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış; davacının çalıştığı günlük 24 saatlik süreden yemek, uyku gibi zorunlu ihtiyaçları için gerekli sürenin düşürülmesi sonucu günlük 19 saat çalıştığı, gerek 1475 sayılı Kanun zamanında, gerekse 4857 sayılı Kanun zamanındaki çalışmasının 19 saat üzerinden hesaplanması gerektiğinden söz edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın kabulüne ilişkin olarak kurulan hüküm Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
Davacı, davalı işyerinde 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi sözleşmeli personel olarak çalışmakta iken 15/2/2001 tarihinde aynı işyerinde iş mevzuatına tabi işçi olarak çalışmaya başlamıştır.
Davacı işçi 15/2/2001 tarihinden, 4857 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 10/6/2003 tarihine kadar 1475 sayılı eski İş Kanununa, 10/6/2003 tarihinden itibaren ise 4857 sayılı İş Kanununa tabi olarak çalışmasını sürdürmüştür.
1475 sayılı İş Kanununun 61.maddesine göre genel bakımından iş süresi haftada en çok 45 saattir. 45 saatin üstünde yapılan çalışmalar fazla çalışma sayılır.
4857 sayılı İş Kanununun 63.maddesinde ilke olarak çalışma süresi haftada en çok 45 saat olarak belirtilmiş, ancak tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, haftanın çalışılan günlerine, günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ifade edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 41.maddesine göre fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. Anılan madde uyarınca, atıfta bulunulan 63.madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi bu çalışmalar, fazla çalışma sayılmaz.
Dosya kapsamına göre; davalı şirkete ait radyolink istasyonunun meskun mahal dışında bulunması, ulaşım zorluğu gibi özel nedenlerle, davacının, radyolink istasyonunda bir hafta 3 gün, takip eden hafta 4 gün aralıksız nöbet tuttuğu, ayın diğer günlerinde ise evinde istirahat ettiği anlaşılmaktadır.
Radyolink istasyonlarında yapılan çalışmanın niteliği, yapılan işin ve iş yerinin özelliğine göre bu tür çalışanların uyku ve diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan zaman dilimi gözetildiğinde, çalışmanın günde en fazla 14 saat sürdürülebileceği, Hukuk Genel kurulu’nun 4/5/2006 gün ve 2006/9-107-144, 14/6/2006 gün 2006/9-374-382, 21/3/2007 gün ve 2007/9-150-160, 21/3/2007 gün ve 2007/9-174-164, 8/7/2007 gün ve 2007/9-582-557 sayılı bozma kararlarında olduğu gibi somut olayda da benimsenmiş, çalışmanın tek başına yada birkaç kişi birlikte yapılmış olmasının, çalışılan süreye etkisinin bulunmayacağı, Hukuk Genel kurulunda yapılan görüşmelerde kabul edilmiştir.
Türk Telekomünikasyon A.Ş. (R/L) İstasyonlarında Çalışma Usul ve Esaslarına ilişkin mevzuatın “Çalışma Süresinin Düzenlenmesi” başlıklı 6.maddesinin (a) bendinde; Çalışan personel, 24 saatlik süre içinde 3 vardiya halinde haftalık 6 gün 45 saat esasına göre çalıştırılır; ancak, bu şekildeki vardiyayı oluşturacak sayıda personel bulunmayan istasyonlarda bu durum dikkate alınarak, 4857 sayılı İş Kanununun 63.maddesine göre günde 11 saati aşmamak koşuluyla İl Telekom Yöneticisinin onayı ile farklı şekilde çalışma düzeni de oluşturulabileceği, (b) bendinde; 4857 sayılı iş Kanununun 63.maddesinde yer alan denkleştirme esasına göre; haftalık normal çalışma süresinin, işyerinde haftanın çalışılan günlerine, günde 11 saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği, bu şekilde en fazla dört aylık süre içinde haftalık ortalama çalışma süresi normal haftalık çalışma süresini aşamayacağı, (c) bendinde; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 41.maddesine göre; denkleştirme esasının uygulandığı hallerde bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi yapılan bu çalışmaların fazla çalışma sayılmayacağı, (d) bendinde; fazla çalışma yapan personel isterse bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine fazla çalıştığı her bir saat karşılığında 1 saat 30 dakikayı serbest zaman (ücretli izin) olarak kullanabileceği hükümlerini içermektedir.
1475 sayılı Yasanın yürürlükte olduğu dönemde; Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamasına göre haftalık 45 saati aşan çalışmanın fazla çalışma süresi olarak kabulünün gerekmesi karşısında, davacının, yukarıda açıklanan çalışma şekline göre 45 saati aşan haftalardaki fazla çalışması belirlenerek hüküm altına alınmalı, 45 saati aşmayan haftalarla ilgili fazla mesai alacak isteği reddedilmelidir.
4857 sayılı Yasa döneminde günlük 11 saate kadarki çalışmalar yönünden örtülü bir denkleştirmenin varlığı kabul edileceğinden, denkleştirmeye esas günlük 11 saati aşan süreler yönünden fazla çalışmanın varlığı kabul edilerek hesaplama yapılmalıdır.
Yukarıda belirtilen maddi ve yasal olgular gözetilerek, davacının fazla çalışma alacağının saptanması gerekirken, yazılı düşüncelerle aksinin kabulü isabetli olmayıp, bozma nedenidir.
2-Davacının, Kapsam Dışı Personel Yönetmeliğinin 12.maddesinde belirtilen vardiyalı çalışmalara ilişkin koşullara uygun bir çalışması bulunmadığından, vardiya primi isteğinin kabulü de doğru görülmemiştir.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 19/9/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.