Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2006/97 E. 2006/135 K. 25.04.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2006/97
KARAR NO : 2006/135
KARAR TARİHİ : 25.04.2006

MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/11/2005
NUMARASI : 2005/328-498
Taraflar arasındaki “Tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 13.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.12.2003 gün ve 2001/906-2003/1187 sayılı kararın incelenmesi davalılar Ö..T..ve A..A..T.. vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 10.3.2005 gün ve 2004/5403-2005/2403 sayılı ilamı ile; (… 1-Davacı, siyasi kadroların değişmesi ve siyasi kadrolaşma neticesi tayin adı altında sürüldüğünü, babası ile farklı siyasi görüşte olan ilköğretim Genel Müdürünün kasıtlı olarak hakkında yazdığı 05.10.1998 tarihli yazıda; şube müdürlüğü kadrosunu üzerinde bulundurduğu halde, şube müdürü olarak verim alınmadığını, uzun süre üzerinde şube bulunmadan uzmanlar odasında oturduğunu, mezuniyeti yabancı dil olduğu halde konusu ile ilgili Genel Müdürlüğe hiçbir yarar sağlamadığı, iş takibi yaparak Genel Müdürlüğü zor durumda bıraktığı, sıkça dedikodulara karışarak dairede huzursuzluk yarattığı şeklinde kasıtlı olarak oluşturduğu tayin kararı gerekçesi üzerine görevden alındığını, 3 yıldır hukuk savaşı verdiğini, birkaç kez mide kanaması geçirdiğini, haklılığının sabit olduğunu, haksız tesis edilen işlem nedeniyle zarar gördüğünü belirterek tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, idare mahkemesi kararı ve tanık anlatımlarına göre davalıların şahsi eylemleri sonucu davacının şube müdürlüğü görevinden alınarak Ankara Valiliği emrine öğretmen olarak atandığı, davacının bu işlemler nedeniyle mide kanaması geçirdiği, sonradan mahkeme kararı ile görevine dönmeye hak kazandığının anlaşıldığı gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak görevli bulunan davacının, İlköğretim Genel Müdürü olan davalılardan A.A..T..’ın Personel Genel Müdürlüğüne davacı ile diğer iki şube müdürünün görevden alınmalarını önermesi üzerine Personel Genel Müdürü H.. A.. tarafından hazırlanan ve Bakan olur’u ile tamamlanan atama kararının Personel Genel Müdür Vekili sıfatıyla davalılardan Ö.. T..tarafından davacıya tebliği için yazı yazıldığı, idare mahkemesi tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararı uygulanarak davacının görevine döndürüldüğü, davacının isteği üzerine önce Türkiye Büyük Millet Meclisinde, sonra Başbakanlıkta geçici olarak görevlendirildiği, daha sonra da Tarım ve Köyişleri Bakanlığı müşavirliğine atandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemede dinlenen tanıklardan davacının babası, davacının siyasi faaliyeti olmadığını, görevden alındığını, mahkeme kararına rağmen göreve başlatmadıklarını; diğer davacı tanığı da davacının aniden tayini çıkınca çok etkilendiğini, mide kanaması geçirdiğini, mahkemeyi kazandığı halde göreve başlatılmadığını, pasif durumda tutulduğunu, masası bile olmadığını, daha sonra 2001 yılı Temmuz ortalarında dava sonuçlandığında işe başlamak üzere, mahkeme kararını aldığının ertesi günü 7.katta uzun boylu, Ö..T.. adında genel müdür olduğunu hatırladığı bir beye gittiklerini, bu şahsın evrakları sümen altına koyduğunu, bir de genel müdürle görüşün dediğini, gittikleri genel müdür A..T..’ın evraklara baktığını, sen bu işin üzerine çok gidiyorsun bu nedenle senin sicilini bozarım doğuya sürerim dediğini duyduğunu, daha sonra Bakanlıkta Z..isimli bir bayana davacının neden görevden alındığını sorduğunu, Z..’nın kendisine babası MHP’li olduğundan davacının görevden alındığını söylediğini ifade etmişlerdir.
Dosyadaki kanıtlar ve olgular itibariyle davalılardan A.A..T..ın, kasıtlı olarak ve siyasi kadrolaşma amacı ile tayin adı altında davacının sürülmesi için atama kararı gerekçesi oluşturarak onun görevden alınmasına yol açtığı yönündeki davacı iddiasının kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Davalılardan A.A..T..’ın hukuka aykırı başka bir davranışı bulunduğu iddia ve ispat edilmediğine göre, adı geçen davalı hakkındaki istemin reddedilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2-Diğer davalının temyiz itirazlarına gelince; davalılardan Ö.. T..nın Personel Genel Müdürlüğü görevini vekaleten sürdürdüğü dönemde, başkaları tarafından gerçekleştirilmiş bulunan atama kararının davacıya tebliğ edilmesi amacıyla düzenlenen belgeyi imzaladığı anlaşılmaktadır. Ö..T..tarafından davacıya karşı gerçekleştirilmiş hukuka aykırı bir eylem ve işlem bulunmadığına göre adı geçen hakkındaki davanın da reddedilmesi gerekirken onun yönünden de kabul edilmiş olması doğru değildir. Karar bu nedenle de bozulmalıdır….) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalılar vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, haksız ve kasıtlı atama işlemi nedeniyle uğranılan zarardan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemenin, davalı Milli Eğitim Bakanlığı yönünden husumet nedeniyle davanın reddine, diğer davalılar yönünden maddi tazminat isteminin reddine,manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne ilişkin olarak kurduğu hüküm Özel Dairece, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuş, mahkemece ilk hükümde direnilmiştir.
1-Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacının işlemin yapıldığı tarihte Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürü olarak görev yapan A.A..T..tarafından yazılan 5.10.1998 tarih ve 8693 sayılı teklif yazısı üzerine görevinden alındığı anlaşılmaktadır. Sözü edilen teklif yazısı içeriğinde; “….Genel Müdürlüğün Şube Müdürlüğü kadrosunu üzerinde bulundurduğu halde, Şube Müdürü olarak verim alınamayan, uzun süre üzerinde şube bulunmadan uzmanlar odasında oturan, iş takibi yaparak Genel Müdürlüğümüzü zor durumda bırakan, sıkça dedikodulara karışarak dairede huzursuzluk yaratan Şube Müdürü Y..Y..’ın alınarak….” yerine başka bir kişinin atanması teklif edilmiştir.
Yazı içeriğinde ileri sürülen ve davacının Şube Müdürlüğünden alınarak öğretmen olarak atanmasına neden olan yazı içeriğindeki ithamlar soyut nitelikte, kişisel duygu ve görüşler olup, bunların doğruluğu konusunda dosyada hiçbir bilgi yada belge bulunmamaktadır.
Öte yandan aksi kanıtlanamayan tanık beyanına göre de; davalı A.A..T..ın İdare Mahkemesinin kararı nedeni ile görevine başlamak isteyen davacıya hitaben, “sen bu işin üstüne çok gidiyorsun, bu nedenle senin sicilini bozarım, doğuya sürerim” dediği anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesinin usulünce kesinleşen kararı ile; “…davacının yürütmekte olduğu Şube Müdürlüğü görevinde başarısız olduğu yolunda bir belirleme bulunmaksızın, anılan görevden alınarak, …. öğretmen olarak atanmasına ilişkin, dava konusu işlemin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak tesis edilmediği” açıklığa kavuşmuştur.
Bu itibarla, davalı A.A.. T.. yönünden yapılan atama işleminin kamu yararı ve hizmet gerekleri yerine başka nedenlere dayalı olarak yapıldığı anlaşıldığından, mahkemenin bu davalı bakımından aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi yönündeki direnme kararı doğrudur. Ne var ki, hükmedilen manevi tazminatın miktarı yönünden davalı vekilinin temyiz itirazları incelenmediğinden dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.
2-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, davalı Ö..T..yönünden Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : 1-Davalı A.A..T.. yönünden yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemenin direnme kararı doğru olup hükmedilen manevi tazminatın miktarı yönünden davalı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesine,
2-Davalı Ö.. T.. yönünden, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Dairenin bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.4.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.