Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2006/758 E. 2006/754 K. 29.11.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2006/758
KARAR NO : 2006/754
KARAR TARİHİ : 29.11.2006

MAHKEMESİ : İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/09/2006
NUMARASI : 2006/844-1308
Taraflar arasındaki “imzaya ve borca itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 8.İcra Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.11.2005 gün ve 2004/1181 E. 2005/1425 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 14.3.2006 gün ve 2006/2249 E.5227 K. sayılı ilamı ile, (.…Borçlar Kanunun 449/1.maddesine göre ticari mümessil, bir ticarethane veya fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer müessese sahibi tarafından işlerini idare ve müessesenin imzasını kullanarak bilvekale imza vaaz etmek üzere sarih ve zinni kendisine mezuniyet verilen kimsedir. Aynı Kanunun 450/1.maddesinde de ticari mümessilin kötü niyet sahibi 3.şahıslara karşı müessese sahibi hesabına kambiyo taahhüdünde bulunmak ve onun namına müessesenin gayesine dahil olan bilumum tasarrufları yapmak salahiyetini haiz sayıldığı belirtilmiştir. Yasada ticari mümessilin 3.kişilere karşı kambiyo taahhütlerinde bulunacağından söz edilmesinin nedeni ticari senetlerin niteliklerinden doğmaktadır. Ticari senetlerin ticari işletme ile olan ilgisi iyi niyetli üçüncü kişilerce kolaylıkla anlaşılamayacağından ticari mümessilin imzaladığı senetlerin iyi niyetli üçüncü kişiler bakımından işletmeyi bağlayacağı öngörülmüştür. Ne varki somut olayda borçlu şirket yetkilisi tarafından takip dayanağı çeki borçlu şirket adına imzaladığı kabul edilen N. A.’e verilen Eyüp…Noterliğinin 12/12/2002 tarih ve 34476 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde vekaletnamenin incelenmesinde, söz konusu vekaletnamede vekile şirket adına gayrimenkul satın alınması bu gayrimenkullerle ilgili ipotek düzenlenmesi ipoteğin fekki satılması ve bunlarla ilgili kredi alınması tescil işlemlerini kapsadığı anlaşılmıştır. Görüldüğü gibi anılan vekaletnamede vekilin yetkileri sınırlı olup müessesenin işlerini idare ve müessese gayesini dahil bütün tasarrufları yapmak konumunda geniş yetki öngörülmediği bu haliyle vekilin yetkisinin taşınmaz alımına ilişkin olması nedeniyle BK.nun 449/1.maddesi anlamında ticari mümessil olarak kabulü mümkün değildir. Ayrıca vekaletnamede şirket adına kambiyo senedi düzenleme konusunda özel bir yetki de verilmediğinden vekil tarafından imzalandığı belirtilen çekten dolayı şirket sorumlu tutulamaz.
O halde mahkemece yukarıda belirtildiği üzere borçlu itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi isabetsizdir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı şirket vekili, davalı şirket tarafından, davacı şirket aleyhine, kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığını, takip konusu çek üzerindeki imzanın, şirket yetkilisi H.. C.. A..’e ait olmadığını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddini savunmuş; yerel mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar,Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, takip konusu çek üzerindeki imzanın, davacı şirket yetkilisi H..C..A..e ait olmadığı;ne var ki şirket yetkilisi H..C..A.. tarafından, N. A.’e “düzenleme şeklinde vekaletname” verildiği anlaşılmıştır.
Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, vekaletname kapsamına ve tanınan yetkilere göre, N..A..ün davacı şirketin ticari vekili mi, yoksa ticari mümessili mi olduğu; dolayısıyla, takip konusu çeki düzenleme yetkisine sahip bulunup,bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Söz konusu 12.12.2002 tarihli vekaletnamede, vekil N.. A..’e ait yetkiler aynen “…Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilinde dilediği bedel ve dilediği şartlarla dilediği kimselerden hisseli veya hissesiz ipotekli veya ipoteksiz bilimum gayrimenkullar satın almaya, yine dilediği gayrimenkullerden hisse daire kat irtifaklı ve mülkiyetli bilumum bağımsız bölümler dahi satın almaya, bedellerini ödemeye, mahalli tapu sicil muhafızlığı veya memuru huzurunda adıma verilecek kat’i ferağ takrirlerini dinleyip kabul etmeye, imzaya, yine lehime verilecek her türlü hibe ve bağış takrirlerini dahi kabule bu suretle dahi tapuları adıma müşterek veyahut müstakil olacak şekilde gerek satın alma ve gerekse hibe yoluyla iktisap edeceğim gayrimenkullerin veya gayri menkul hisselerinin vergilerini ödemeye, maliye vergi dairesi emlak vergi dairesi defterdarlık sair bilumum resmi dairelerde beni temsile, namıma dilekçe beyanname emlak vergi beyannamesi sair her türlü evrak ve lahiyaları tanzim ve imzaya takdime, neticede vergilerini ödemeye kıymet artış vergi beyannamesi dahi vermeye, teminatlar yatırmaya, geri almaya, fazla yatırılan vergileri geri almaya, vergi itirazlarında bulunmaya, uzlaşmaya, vergi itiraz komisyonlarında beni temsile, itiraza, uzlaşmaya, sulh ve ibraya ahzu kabza, bu hususlarda beni temsile, toprak ve tarım reformu kanunu gereğince geçersizlik şerhini kabule ve 1605 sayılı İmar Kanununun ek 7 ve 8.maddelerindeki koşulları kabul ettirmeye, evrak vesaiklerini tanzim ve imzaya, isim soyadı yanlışlıklarını düzelttirmeye, her türlü cins tashihinde bulunmaya, tapuda belediyede vergi dairelerinde lüzumu halinde her türlü taahhüt ve muvafakatlarda bulunmaya, tapuda, vergi dairelerinde ve belediyelerde hissedarlar ve müşterekler arasında lüzumu halinde gerekli taahhüt beyan ve muvafakatlarda bulunmaya, şirketimizin sahibi bulunduğu veya bulunacağım bilumum gayrimenkul ve menkullerin dilediği kısımlarını veya tamamını özel veya tüzel kişiler lehine, bilumum bankalar, Emniyet Sandığı, Emlak Bankası, şirketler, leasing şirketler vesair alakalı makam lehine dilediği vade ve derecede bedel, sıra ve şartlarla ipotek ederek ve karşılık göstererek her türlü krediler ve borç paralar almaya, ahzu kabza, bunları vadelerinden evvel veya sonra ödemeye veya miktarını arttırmak suretiyle yeniden borçlanmaya, icabında vadelerini uzatmaya, borçtan dolayı diğer hissedarlarla birlikte yekdiğerimize müşterek borçlu ve müşterek müteselsil kefil olmaya, tapuda ipotek takrirlerini vermeye, bunları yenilemeye, fek takrirlerini dinlemeye ve kabule ve yine leyh ve aleyhimde kanuni veya inşaat masraflarına iştirakten mütevellit ipotekler, teminat ipotekleri vesair bilumum ipotekler tesis ve tescile, tapu memuru huzurunda kabule, icabında tenzile, muvafakatlar vermeye, ipotekli hisseleri ipotek şümulü dışına çıkartmaya, gerek mevcut ve gerekse yapılacak bilumum ipoteklerden mütevellit alacakları tahsile, ahzu kabza, borçları tediyeye,ipotekleri vadelerinden evvel veya sonra kısmen veya tamamen, bedelli veya bedelsiz olarak fekketmeye,ipotek fek takrirlerini vermeye ve almaya, yine leyh ve aleyhimde tesis edilmiş veya edilecek bilumum ipotek derecelerini değiştirmeye, bilumum muamelelerini ifa ve ikmale, velhasıl leyh ve aleyhinde her konuda ipotek tesis ve tescile, tesis ve tescil edilmiş veya edilecek bilumum ipotekleri fekke, şirketimizin leasgden dolayı doğan harç, damga vergi muafiyeti ile ilgili belgeleri imzalamaya, teslim ve tesellüme, bunları ilgili makamlara vermeye, kullanılması için talepte bulunmaya,
Şirketimizin Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilinde sahibi bulunduğu veya bulunacağı bilumum gayrimenkullerin tamamını veya bir kısmını hisseli veya hissesiz, ipotekli veya ipoteksiz olarak dilediğine dilediği bedel ve şartlar dairesinde satmaya, satış bedellerini namıma talep, tahsil ve ahzu kabza alıcı veya alıcıları adına tapuda kat’i ferağ takrirlerini vermeye, tescilini talep ile talepnamelerini, sair bilcümle evraklarını imzaya, kıymet artışı ile ilgili teminata ait bildirgeleri ve belgeleri tanzim ve imzaya, teminatlarını yatırıp geri almaya, dilerse satış vaadi taahhüdünde bulunmaya, almaya, mukavelelerini akt ve imzaya, bedellerini kısmen veya tamamen ahzu kabza, feshe, tadile, fesih ve tadil mukavelelerini imzaya tapuda şerh verdirmeye, şerh hususunda muvafakatlar etmeye, satış bedelinden bakiye kalacak alacaklarım için satış yapılan gayrimenkul üzerine dilediği sıra ve derecede kanuni ipotekler vaz etmeye, takrirlerini itaya, ipotek alacaklarını ahzu kabza ipoteği fekke, fek takrirlerini vermeye, temdit ve tecdide, emlak vergi beyannamelerini tanzim ve imzaya, vergilerini ödemeye, itirazlarda bulunmaya, bu hususlarda gerekli bilcümle resmi belgeleri tanzim ve imzaya Toprak ve Tarım Reformu Kanunu gereğince geçersizlik şerhini ve 1605 sayılı İmar Kanunun ek 7 ve 8 nci maddelerindeki koşulları kabul ettirmeye, evrak ve vesaiklerini tanzim ve imzaya isim soyadı yanlışlıklarını ve zuhur edebilecek her türlü yanlışlıkları düzelttirmeye, cins tashihinde bulunmaya, tapuda vergi dairelerinde ve belediyelerde hissedarlar ve müşterekler arasında lüzumu halinde gerekli taahhüt beyan ve muvafakatlarda bulunmaya, keza bu yetkilerin bir kısmı veya tamamı ile başkalarını dahi tevkil teşrik ve azle, mezun ve yetkili olmak üzere….” şeklinde düzenlenmiştir.
Anılan vekaletnamede, dava dışı vekile verilen yetkilerin, şirket adına taşınmaz satın alınması, satılması, bu taşınmazlarla ilgili ipotek düzenlenmesi, ipoteğin fekki, bunlarla ilgili kredi alınması, tescil işlemleri olarak sınırlandırıldığı açıkça görülmektedir.
Bilindiği üzere, ticari hayattaki yoğunluk ve karmaşıklık, ticari işletme sahibinin belirli bir büyüklüğe ulaşmış olan işletmesini tek başına yönetmesini neredeyse imkansızlaştırdığı için, çeşitli yardımcıları kullanmasını zorunlu hale getirmektedir. Ticari mümessil ve ticari vekil, bu yardımcılardan ikisidir.
Ticari mümessil, Borçlar Kanununun 449/1 maddesinde “Bir ticarethane veya fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müessese sahibi tarafından işlerini idare ve müessesenin imzasını kullanarak bilvekale imza vazetmek üzere sarih veya zımnî kendisine mezuniyet verilen kimse” olarak tanımlanmış, maddenin 2.fıkrasında “müessese sahibi vekaletnameyi ticaret siciline kaydettirmeye mecburdur.Ancak kayıttan evvel dahi mümessilin muameleleri ile mülzemdir” hükmüne yer verilmiştir.
Ticari vekil ise, Borçlar Kanununun 453/1 maddesindeki tanıma göre, “ticari mümessil sıfatını haiz olmaksızın bir ticarethane veya fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müessese sahibi tarafından müessesenin bütün işleri veya muayyen bazı muameleleri için temsile memur edilen kimse”dir. Maddenin 2.fıkrasında, ticari vekilin yetkilerinin mutad işlerin tümünü kapsadığı; ancak,açık bir yetki verilmedikçe ticari vekilin bazı işlemleri yapamayacağı belirtilmiştir. Tahdidi olarak gösterilen, özel yetkiyi gerektiren işlerden biri de kambiyo taahhüdünde bulunmaktır.
Gerek ticari mümessilin, gerekse ticari vekilin temsil yetkisi, işletme sahibinin (tüzel kişiliğe sahip işletmelerde, temsile yetkili olanın) tek taraflı bir hukuki işlemine dayalıdır. Herhangi bir şekil şartına tabi olmamakla birlikte, yasal düzenlemeler çerçevesinde yerleşik uygulamada, işletme sahibinin bu konudaki tek taraflı hukuki işleminin, genellikle yazılı bir vekaletname verilmesi şeklinde tezahür ettiği bilinmektedir. Somut olayda da, davacı şirket yetkilisince dava dışı N.. A..’e verilmiş bir vekaletname söz konusudur.
Hemen belirtilmelidir ki; yukarıda yapılan açıklamalara göre, bir kişinin ticari vekil mi, yoksa ticari mümessil mi olduğunun çekişmeli bulunduğu hallerde öncelikle o kişiye işletme sahibi (veya işletmeyi temsile yetkili kişi) tarafından verilen yetkilerin içerik ve kapsamları dikkate alınarak bir değerlendirme yapılmalıdır.Nitekim Hukuk Genel Kurulu’nun 19.4.2006 gün, 2006/19-165 E., 2006/213 sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Somut olaya gelince; davacı şirket yetkilisi H..C.. A.. tarafından, dava dışı N.. A..’e verilen 12.12.2002 tarihli vekaletnamede tanınan yetkiler, şirket adına taşınmaz alınması, satılması, ipotek düzenlenmesi, ipoteğin fekki, bunlarla ilgili kredi alınması, tesçil işlemleri yapılmasıyla sınırlıdır.Buna göre, N..A..ün işletmenin tüm işlerini idareyle görevlendirilmiş olduğundan ve böylece işletmenin belirli yetkilere sahip “idarecisi” niteliği taşıdığından söz edilemez. Dolayısıyla, N..A..’ün ticari mümessil olmadığının, şirketin ticari vekili durumunda bulunduğunun kabulü zorunludur. Vekaletnamede N.. A..’e, şirket adına kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmemiştir. Şirketin sorumlu olabilmesi için, kambiyo senedi düzenleme yetkisinin ticari vekile verilen vekaletnamede açıkca belirtilmiş olması gerekir.
O halde, N..A.. tarafından düzenlenen davaya konu çekin, davacı şirketi borç altına sokması mümkün değildir.
Yerel mahkemece Özel Daire bozma ilamına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 29.11.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.