YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2006/563
KARAR NO : 2006/537
KARAR TARİHİ : 20.09.2006
MAHKEMESİ : Tarsus İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/03/2006
NUMARASI : 2006/50-75
Taraflar arasındaki “şikayet” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tarsus İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 31.08.2005 gün ve 2005/ 277-271 sayılı kararın incelenmesi Şikayetçi/takip alacaklısı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 24.10.2005 gün ve 2005/21445-20704 sayılı ilamı ile; (…Alacaklı vekili Tarsus Belediye Başkalığı aleyhine genel haciz yolu ile başlatılan takipte anılan belediye başkanlığı adına Tarsus Belediye Su ve Kanalizasyon İşletmesi Müdür vekilinin takibe itiraz ettiğini bu itirazın geçersiz olduğundan iptalini ve İcra Memurunun hukuka aykırı olarak verdiği takibin durdurulması kararının iptalini şikayet yolu ile talep etmiştir.
İcra takibi borçlu Tarsus Belediye Başkanlığı hakkında başlatıldığından, belediyenin taraf olduğu bu takipte belediyeyi 5393 Sayılı Belediye Kanununun 38/c maddesi uyarınca Belediye Başkanı temsil eder. Belediye Başkanı kanundan doğan bu yetkisini kullanması için bir vekil atayabilir. Takip işlemi Avukatlık Kanunun 35. maddesi uyarınca adli işlem niteliğini taşıdığından bu vekilin baroda yazılı avukat olması gerekir. Belediye Başkanı bu yetkisini herhangi bir sözleşme veya yönetmelik ile su ve kanalizasyon işleri müdürüne devredemez. Takibe itiraz eden kişinin avukat (Belediye vekili) olmadığı anlaşılmakla Tarsus Belediye Başkanını temsil yetkisi bulunmadığından adı geçen tarafından icra müdürlüğüne yapılan itirazda geçersizdir. Mahkemece şikayetin kabulü ile icra müdürünün 1.7.2005 tarihli işleminin iptaline karar vermek gerekirken, aksi düşüncelerle şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz olup kararın bozulması gerekmiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Şikayetçi/Takip alacaklısı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Şikayetçi/takip alacaklısı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 20.09.2006 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Şikayetçi alacaklı Alman şirketi (PWT) tarafından TASKİ’nin borçlu olarak yer aldığı 22.07.2003 tarihli faturaya dayanılarak bu faturanın geç ödendiği iddiasıyla birikmiş faiz alacağı ve bu alacak asıl alacak kabul edilerek bunların işlemiş faizlerinden oluşan (takip talebi ve ödeme emrinin arkasında yer alan hesap tablosuna göre) alacak için 13.06.2005 tarihinde takip borçlusu “Tarsus Belediye Başkanlığı Su ve Kanalizasyon İşletmesi Müdürlüğü” aleyhine Tarsus 2. İcra Müdürlüğü’nde ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
27.06.2005 tarihinde ödeme emri takip borçlusu olarak yine “Tarsus Belediye Başkanlığı Su ve Kanalizasyon İşletmesi Müdürlüğü” adresine tebliğ edilmiş; TASKİ Genel Müdürlüğü antetli ancak İtiraz eden kısmında Tarsus Belediye Başkanlığı yazan 30.06.2005 tarihli dilekçe ile TASKİ Müdür Vekili N.. G.. imzasıyla ödeme emrine itiraz edilmiştir.
İcra Müdürlüğünün 01.07.2005 tarihli kararıyla takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
Şikayetçi/alacaklı taraf; “Takip borçlusu Tarsus Belediye Başkanlığı’nı temsil yetkisi bulunmayan TASKİ Müdür Vekili N.. G.. tarafından Tarsus Belediye Başkanlığı adına yapılan itiraz geçersiz olduğundan, Tarsus İcra Mahkemesinde İcra Memurunun hukuka aykırı olarak verdiği takibin durdurulması kararının iptaline ve takibin devamına karar verilmesi” istemiyle eldeki şikayette bulunmuştur.
Tarsus İcra Mahkemesi, 31.08.2005 tarih, 2005/274 E. ve 2005/268 K. sayılı ilamı ile takibin TASKİ aleyhine yapıldığı, Belediyeye bağlı işletme durumundaki TASKİ’nin husumet ehliyeti olmadığı, itiraz edenin bu konuda yetkilendirildiği, icra müdürlüğü işleminin yerinde olduğu, vs. gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiş; bu karar şikayetçi/alacaklı tarafın temyizi üzerine Özel Dairece 24.10.2005 tarih, 2005/21439 E. ve 2005/20708 K. sayılı kararı ile bozulmuştur. Bozma gerekçesinde takip borçlusu Belediye Başkanlığını temsil yetkisinin Belediye Başkanında olup ya bizzat ya da Avukatlık Kanunu hükümleri gereği avukatla kendini temsil ettirebileceği, itiraz edenin sıfatı bulunmadığı, bu nedenle itirazın geçersiz olduğu, şikayetin kabulü ile icra müdürünün 01.07.2005 tarihli işleminin iptaline karar vermek gerektiği ifade edilmiştir.
Tarsus Belediye Başkanlığı vekillerinin tashih-i karar başvurusu Özel Dairece reddedilmiş;Tarsus İcra Hukuk Mahkemesince önceki kararda direnilerek şikayetin reddine karar verilmiştir.
Şikayetçi /Alacaklı vekili direnme kararını temyize getirmektedir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; icra takibinin Tarsus Belediye Başkanlığı aleyhine mi yoksa TASKİ ( Tarsus Belediyesi Su ve Kanalizasyon İşletmesi Müdürlüğü) aleyhine mi yapıldığı; TASKİ’nin hukuki statüsü gereği hakkında takip yapılma olanağı bulunup bulunmadığı ve takibe itiraz eden vekil TASKİ Müdürünün bu itirazının hukuken geçerli olup olmadığı; sonuçta; icra müdürlüğünün 01.07.2005 tarihli işleminin hukuka uygun bulunup bulunmadığı, noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle ; takip alacaklısının takip talebinden itibaren işlemleri ile eldeki dosyadaki beyanlarının ve borçlu sıfatıyla takibe yapılan itirazın birlikte irdelenmesinde yarar vardır.
Emsal dosyaların tümünde takip alacaklısı şirket tarafından; “Tarsus Belediyesi Su ve Kanalizasyon İşletmesi-TASKİ Tarsus-İçel-Türkiye” borçlu olarak gösterilen açık faturalara dayalı olarak ilamsız takip yapılmış; genel haciz yoluyla başlatılan takipte gerek takip talebinde gerekse ödeme emrinde “Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı soyadı ve yerleşim yerindeki adresi, alacaklı tarafından biliniyorsa vergi kimlik numarası” bölümünde aynen “Tarsus Belediye Başkanlığı Su ve Kanalizasyon İşletmesi Müdürlüğü, Cengiz Topel Cad. Belediye İşhanı, 33410 Tarsus-İÇEL” ibarelerine yer verilmiştir.
Sadece tek bir ödeme emri “Tarsus Belediye Başkanlığı Su ve Kanalizasyon İşletmesi Müdürlüğü, Cengiz Topel Cad. Belediye İşhanı, 33410 Tarsus-İÇEL” şeklinde çıkarılarak, “aynı işyerinde birlikte çalışan daimi Su ve Kanalizasyon Müd. Kalem memuru Ümit Dulda imzasına tebliğ edilmiştir.
Antedinde “T.C.Tarsus Belediyesi Su ve Kanalizasyon İşletmesi Müdürlüğü” yazan İtiraz eden kısmında ise “Tarsus Belediye Başkanlığı” yazılı bulunan “TASKİ Müdür Vekili Nuri G..” imzalı dilekçe ile takibe itiraz edilmiş; itiraz metninde aynen “ alacaklı yukarıdaki dosya numarası ile belediyemiz aleyhine ilamsız icra takibi yapmış olup; ilamsız takiplere ilişkin ödeme emri 27.06.2005 tarihinde kurumumuza tebliğ edilmiştir. Alacaklı belediyemizin atık su arıtma tesisinin işletmesini yapmış olup; takip konusu alacaklı tarafından kurumumuza kesilen fatura bedeli alacaklı firmaya 31.07.2003 tarihinde ödenmiştir. Dolayısıyla alacaklıya fatura bedelinden dolayı hiçbir borcumuz kalmamıştır. Ayrıca alacaklı icra takibinde asıl alacak gibi görünen miktarın faiz alacağı olduğunu ödeme emrinin arka yüzünde belirtmiş olup, yine ödeme emrinde bu faiz alacağına da faiz talep etmiştir ki, bu yasal değildir. Yine geç ödemeyi kabul etmemekle birlikte icra takibinde talep edilmekte olan faiz oranları da olması gereken faiz oranlarının çok üstündedir. Açıkladığımız nedenlerle borcun tamamına itirazlarımızın kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini arz ve talep ederim” ifadelerine yer verilmiştir.
İcra Müdürlüğü bu dilekçe üzerine 01.07.2005 tarihli kararıyla aynen; “ Borçlu Tarsus Belediye Başkanlığı TASKİ Müdür vekili N.. G. Tarafından verilen ..tarihli dilekçe okundu, dosyasına konuldu.Dilekçe ve dosya incelendi. G.D: Borçlu ödeme emrinin 27.06.2005 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın ise 30.06.2005 tarihinde yapıldığı, takibin ilamsız takip olduğu, itirazın süresinde yapıldığı anlaşılmakla , itirazın kabulüne, İİK.nun 62-66 maddeleri uyarınca alacaklı vekili tarafından takibin devamına dair bir karar getirilinceye kadar TAKİBİN DURDURULMASINA, dilekçe ve kararın masraf yatırıldığında ilgilisine tebliğine” karar vermiştir.
Eldeki şikayet takip/alacaklısı tarafından bu karara karşı yapılmış; takibin devamı istenmiştir.
Şikayet yargılamasında takip alacaklısı aşamalardaki dilekçelerinde takibi sadece Tarsus Belediyesine yönelik yaptıklarını diğer bilgileri ise “adres bilgisi” olarak yazdıklarını, itiraz edenin belediyeyi temsile yetkili olmadığını ifade etmektedir.
Yeri gelmişken, takibin kim ya da kimler aleyhine yapıldığı irdelenmelidir.
Yukarıya da aynen aktarılan takip talebi, ödeme emri ve ödeme emri tebligatı içeriği “Tarsus Belediye Başkanlığı Su ve Kanalizasyon İşletmesi Müdürlüğü, Cengiz Topel Cad. Belediye İşhanı, 33410 Tarsus-İÇEL” şeklindedir. Bu yazılış biçimi itibariyle, Belediye’ye” bağlı bir kuruluşun “Belediye’nin” adresi olarak yazılmış olması kabul edilebilir ve hayatın olağan akışına uygun bir uygulama olamaz. Buradan anlaşılmaktadır ki, Tarsus Belediyesine bağlı bir kuruluş olan TASKİ’nin ambleminde de yer aldığı üzere bağlı bulunduğu Tarsus Belediyesi de belirtilmek suretiyle takip TASKİ aleyhine yapılmıştır ve açıklanan adres te yine TASKİ’ye aittir.
Nitekim, ödeme emri tebligatı da “Tarsus Belediye Başkanlığı” ibaresini takiben “Su ve Kanalizasyon İşletmesi Müdürlüğü, Cengiz Topel Cad. Belediye İşhanı, 33410 Tarsus-İÇEL” adresine gönderilmiş ve yine bu adreste, adı geçen işletmenin evrak memuru imzasına tebliğ olunmuştur.
Ayrıca, borç ilişkisinin kaynağını teşkil eden sözleşmede ve fatura kapsamında da sadece “Tarsus Belediyesi” değil ona bağlı bir kuruluş olan ancak bazı işler için özerk yapıya kavuşturulduğu ifade edilen “TASKİ” taraftır.
TASKİ’nin tek başına husumet ehliyeti bulunmadığı yerel mahkemenin de Özel Dairenin de kabulündedir ve bu kuruluş aleyhine yapılan icra takibi geçerli kabul edilemez. Buna karşın, alacaklının iddiasının aksine sadece “TASKİ” taraf kılınarak takibe girişilmiş ve ödeme emri tebliği de yine açıklandığı şekilde sadece “TASKİ” adresine yapılmıştır.
Bir an için, Tarsus Belediyesi aleyhine de ayrıca takip talebinde bulunulduğu kabul edilse dahi Tarsus Belediyesine usulünce gönderilmiş bir ödeme emri ve dolayısıyla temsile yetkili Belediye Başkanınca takibe karşı yapılmış bir itiraz da bulunmamaktadır.
Şu durumda sadece TASKİ aleyhine gönderilmiş ve tebliğ olunmuş ödeme emrine de yine bu ödeme emrine muhatap kuruluş tarafından itiraz edilmiş olması doğaldır. Hakkında takip yapılma olanağı bulunmayan, husumete ehil olmayan kuruluş adına Tarsus Belediye Başkanlığınca itiraz edilmesi de beklenemez.
Sonuçta; Belediyeye bağlı bir kuruluş olup, tek başına husumet ehliyeti bulunmadığı halde aleyhine takibe girişilen TASKİ’nin, baştan beri geçersiz olan bu takibe yetkili kişisinin itirazı ve bu itiraz üzerine de icra müdürlüğünce baştan beri geçersiz bulunan takibin durdurulmuş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; Yerel Mahkemenin, “Takip alacaklısının İcra Müdürlüğünün işlemini şikayet isteminin reddi” ne ilişkin direnme kararı yerinde olup, saygıdeğer çoğunluğun görüşüne katılamadığımdan verilen kararın onanması görüşündeyim. 20.09.2006