Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2006/506 E. 2006/519 K. 12.07.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2006/506
KARAR NO : 2006/519
KARAR TARİHİ : 12.07.2006

MAHKEMESİ : Ankara 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/04/2006
NUMARASI : 2006/220-510
Taraflar arasındaki “İşçi Alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 14. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 15.12.2005 gün ve 2005/1437-781 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 21.2.2006 gün ve 238-4327 sayılı ilamı ile;(…1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm temyiz itirazlarıyla davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı gazetecinin davalıya ait işyerinde çalıştığı sırada haftada altı gün ve her gün üç saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmış ve %30 oranında takdiri indirime gidilerek istekle ilgili karar verilmiştir. Dosyadaki delil durumu ve tanık beyanlarına göre davacının günlük mesaisinin saat 20.00 da sona erdiği açıktır.Somut olayda 5953 sayılı Yasanın ek madde 1.maddesinde öngörülen günlük sekiz saatlik mesainin ardından 1 saatlik ara dinlenmesi de düşüldüğünde ortalama olarak günde iki saat fazla çalışma yapıldığının kabulü gerekir.Belirtmek gerekir ki, davacı vekili tarafından temyize cevap dilekçesi ekinde emsal olarak sunulan gazeteciler yönünden de ağırlıklı olarak günde iki saat ve haftada on iki saat üzerinden fazla çalışma ücreti hesaplanmış ve takdiri indirime gidilerek isteklerle ilgili hüküm kurulmuştur.Mazerete dayanan ve bu şekilde çalışılamayan günler için takdiri indirimin ardından davacının fazla çalışma ücretinin bu doğrultuda yeniden belirlenmesi gerekir.Anılan alacağın gününde ödenmemesinden kaynaklanan günlük yüzde beş fazlaya dair istekler yönünden de yeniden hesaplama yapılmalıdır.Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3-Mahkemece daha önce verilen kararda ikramiye, ulusal bayram ve genel tatillerle bu isteğin günlük yüzde beş tarafların fazlasına dair alacaklar hüküm altına alınmış ve Dairemizce bu hususlar bozma dışı bırakılmak suretiyle kesinleşmiştir.Mahkemece anılan istekler yönünden bozma sonrasında yeniden karar verilmesi ve avukatlık ücreti ile harç hesabında bunun dikkate alınması hatalı olmuştur…)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN :Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle HUMK.nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı, ikramiye alacağı, fazla çalışma ücret alacağı, fazla çalışma ücret alacağı % 5 fazlası, genel tatil, resmi ve dini bayram ücret alacağı, genel tatil, resmi ve dini bayram ücret alacağı % 5 fazlası, hafta tatili ücret alacağı, hafta tatili ücret alacağı % 5 fazlasının ödenmediğini ileri sürerek bu alacak kalemlerinin faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece ilk kararda; hafta tatili ücret alacağı ve hafta tatili ücret alacağı % 5 fazlası yönünden davanın reddine, diğer alacak kalemleri yönünden bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir.Taraf vekillerinin temyizi üzerineÖzel Dairece;sair temyiz itirazları reddedildikten sonra yalnızca, bayram ve genel tatillerde günlük 8 saatlik mesainin üzerinde çalışıldığının kanıtlanamaması nedeniyle, genel tatil ücret alacağı ve bunların % 5 fazlası yönünden ve hüküm altına alınan diğer alacak kalemlerindeki % 5 fazlaların temerrüt ve faiz başlangıç tarihlerinin belirlenmesi bakımından bozma sevkedilmiştir.Mahkemece; bozmaya uyularak ek rapor alınmış, bayram ve genel tatillerde 8 saat mesainin üstündeki çalışmaların mahsubu yapılmış, % 5 fazlalıkların faiz başlangıç tarihleri ayrı ayrı hesaplanmış ve bu doğrultuda yeniden hüküm kurulmuştur. Taraf vekillerinin temyizleri üzerine Özel Dairece;yine sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, daha önce bozma kararı kapsamı dışında kalmakla birlikte fazla mesai alacağı yönünden günlük 2 saat yerine 3 saat, haftalık 12 saat yerine 18 saat fazla çalışma yapıldığının kabul edilmesinin ve ayrıca bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulması, avukatlık ücreti ve harç hesabında bunun dikkate alınmasının hatalı olduğu belirtilerek hüküm bozulmuştur.Mahkeme direnme kararında;kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulması ile ilgili bozma bendine uyulmasına karar verilmiştir. Ancak, birinci bozma kararında; fazla çalışma ücret alacağı, fazla çalışma ücret alacağı % 5 fazlası yönünden mahkemenin ilk kararında yer almasına ve temyize konu edilmesine rağmen, bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddedilmiş olması nedeniyle bu hususun davacı yararına usuli kazanılmış hak meydana gelmiş olmasına karşılık, ikinci bozma ilamında bu yönden de bozma sevk edilmesinin hatalı olduğu belirtilerek önceki kararında direnmiştir.Hemen belirtelim ki, vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz.Bu müesseseye “usuli müktesep hak” veya “usule ilişkin kazanılmış hak” denir.Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’muzda anılan müesseseye ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ne varki, “Usuli Müktesep Hak”, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay İnançları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir.Bu kurala yerel mahkemece uyulması gerektiği gibi Yargıtay tarafından da uyulması gerekir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.9.2005 gün ve 2005/8-512-535 sayılı ilamı)Uyulmasına karar verilen ilk bozma kararının bayram ve genel tatil günlerinde fazla çalışma ve bunların % 5 fazlalık alacaklarının reddine karar verilmesi yönünde bulunması karşısında, bozma kararına konu yapılmayan sair yönler davacı yönünden usulü kazanılmış hak oluşturmakta olup, bu yönler ikinci kez bozma kararına konu yapılamazlar.Bu itibarla, mahkemenin ilk kararında yer alan, temyize konu edilmesine rağmen, sair istemlerin reddi kararı ile bozma kapsamı dışında kalarak davacı lehine usuli kazanılmış hak niteliği alan fazla mesai ücret alacağı ile fazla mesai ücret alacağı % 5 fazlası yönünden Özel Dairece yeniden inceleme yapılarak bozma sevkedilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, bu yöne ilişkin yerel mahkeme kararı isabetli bulunmaktadır.Ne var ki, bilirkişi tarafından yapılıp, mahkemece de benimsenen hesaplama yöntemi bakımından Özel Dairece davalı vekilinin temyiz itirazları incelenmediğinden dosyanın bu yönlerin incelenmesi için Dairesine gönderilmesi gerekir.
S O N U Ç : Açıklanan gerekçe ile davalı vekilinin hesaplama yöntemine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 9.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 12.07.206 günü oybirliği ile karar verildi.