Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2006/40 E. 2006/96 K. 22.03.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2006/40
KARAR NO : 2006/96
KARAR TARİHİ : 22.03.2006

Mahkemesi : Muğla 1.Asliye Hukuk Mahkemesi
Günü : 16.9.2005
Sayısı : 2005/448-558
Taraflar arasındaki “komşuluk hukukundan kaynaklanan çekişmenin giderilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Muğla 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.9.2004 gün ve 2003/1109-2004/789 E.K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 24.3.2005 gün ve 2705-3412 sayılı ilamı ile, (….Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; kayden davacıya ait bulunan 615 parsel sayılı taşınmaz ile davalıya ait bulunan 853 parsel arasında anılan kayıt malikince yapılan duvarın davacı taşınmazına zarar verdiği ileri sürülerek, eldeki davanın açıldığı görülmektedir.
Yerinde yapılan uygulama sonucu dosyaya sunulan bilirkişi rapor ve krokileri ile diğer bilgilerden, dava dışı 854 parsel ile davacı ve davalı taşınmazları arasında bulunan sel sularının akışını sağlayan bir dere bulunduğu, dava dışı 854 parsel malikinin kendi mülkiyet alanını koruma amacıyla yaptığı duvarın, derenin tabii akışını engellediği ve bu suretle gerek davacı gerekse davalı taşınmazının zarar görmesine yol açtığı anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanununun 743. maddesi hükmü dikkate alındığında, suların tabii akışlarının engellenemeyeceği açıktır. Buna aykırı işlemlerle taşınmazlara zarar verenlerin bu eylemlerinin engellenmesi gerekeceği de kuşkusuzdur.
Olaya bu düzenleme ve saptanan olgular açısından bakıldığında yasa hükmüne aykırı davranışın davalıdan sadır olmadığı sabittir. Davalı, dava dışı kişinin hukuka aykırı eyleminden dolayı kendi taşınmazını koruma düşüncesi ile yıkımı istenen duvarı yapmıştır.
Hal böyle yolunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında gerektirici nedenlere ve özellikle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 742. maddesinde, taşınmaz malikinin üst taraftaki araziden kendi arazisine doğal olarak akan yağmur, kar ve tutulmamış kaynak sularının akışına katlanmak zorunda olduğu belirtilerek, komşulardan hiçbirinin bu suların akışını diğerinin zararına değiştiremeyeceği öngörüldüğünden, Yasanın yüklediği bu ödeve aykırı davranarak bir takım tesislerle suyun doğal akışını değiştirenlerin bu eylemlerinin engellenmesi gerektiğine; yapılan tahkikattan, yağmur sularıyla oluşan derenin kuzeyden güneye doğru davacıya ait 615 parsel sayılı taşınmazı kat ederek dava dışı 854 numaralı parsel içerisinden doğal akışını devam ettirmekte iken, 854 parsel maliki tarafından yapılan dolgu ve duvarın dere yatağını değiştirdiği, bu suları kendi taşınmazına kabul ile yükümlü bulunan dava dışı 854 parsel malikinin yasa hükmüne aykırı eylemiyle davacı ve davalı taşınmazlarının zarar görmesine yol açtığının anlaşılmasına; esasen, 853 parsel sayılı taşınmaz maliki davalının, mecrası değiştirilmiş kendine zarar veren suları kabul ile zorunlu bulunmayıp, dava dışı kişinin eyleminden de sorumlu tutulamayacağına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen ve davanın reddi gereğine işaret eden Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 22.3.2006 gününde oyçokluğu ile karar verildi.