Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2006/38 E. 2006/29 K. 01.03.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2006/38
KARAR NO : 2006/29
KARAR TARİHİ : 01.03.2006

Mahkemesi : Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesi
Günü : 23.3.2004
Sayısı : 30-93
Taraflar arasındaki “tapu kaydının beyanlar hanesinin iptali,tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 6.11.2002 gün ve 2001/318 E. 2002/318 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine vekili ve M. E. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 30.10.2003 gün ve 7115-6976 sayılı ilamı ile; (…Davacı, Hazine adına kayıtlı 1065 parselin beyanlar hanesindeki davalı M. E. adına yazılı şerhin kaldırılmasına, kendisinin zilyet olduğunun yazılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı M.E., davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı hazine vekili ile davalı M. E. taraflarınca temyiz edilmiştir.
Dava konusu parsele ait kadastro tutanağında 6831 sayılı Orman Kanununun değişik 2/B maddesi uyarınca nitelik kaybı sebebiyle orman dışına çıkarılan yerlerden olduğu açıklanarak 06.05.1997 tarihinde Hazine adına tapuya tescil edilmiş, beyanlar hanesinde “İş bu parsel M.E.ile A. E.kullanımındadır” denilmiştir. Davacı beyanlar hanesindeki davalı M. E.’a ait şerhin kaldırılarak tamamında kendisinin zilyet olduğunun tesciline karar verilmesini istemiştir. Taşınmaz 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi hükmü uyarınca nitelik kaybı sebebiyle orman dışına çıkarılan yerlerden bulunması nedeniyle yapılan kadastro üzerine Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Taşınmazın kadastro tutanağında belirlenen niteliği ve tespit şekline göre, beyanlar hanesindeki şerhin kaldırılmasına ilişkin uyuşmazlıklar bakımından 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında 4127 sayılı Kanun hükümleri gözönünde tutularak çözüme kavuşturulması gerekir. 4127 sayılı Kanunun 2.fıkrasında kadastro çalışmaları sırasında fiili kullanım durumuna göre sınırlandırılması ve Hazine adına tespit yapılacak bu yerler üzerindeki muhtesat ile tasarruf edenlerin isimleri kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilir denilmiş. Aynı maddenin 3.fıkrasında yararlanacak kişilerin hak sahibi olabilmesi için orman köyü nüfusuna kayıtlı olmaları ve bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihden itibaren geriye yönelik en az 5 yıl müddetle o yerde ikamet etmeleri gerektiği belirtilmiştir. Yararlanma bakımından kanunda öngörülen koşulların oluşup oluşmadığı mahkemece araştırılmadan hüküm kurulmuştur. Yukarıda yapılan açıklamalar ve uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulması zorunlu numarası açıklanan kanun hükümleri nazara alınarak öngörülen koşulların oluşup oluşmadığının araştırılması gerekmektedir….) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı Hazine vekili ve davalı M.E.vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,dava, tapu kaydının beyanlar hanesinin iptali ve düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Davacı, dava konusu Köyceğiz ilçesi … köyü 1065 numaralı parselin 2/B çalışmaları ile orman dışına çıkarılıp Hazine adına tescil edildiğini, taşınmazın kendisine annesi R.’den kaldığını, kendisinin müstakilen zilyet olmasına rağmen tapunun beyanlar hanesine hatalı olarak oğlu olan davalının da adının yazıldığını iddia ederek, beyanlar hanesindeki davalının zilyet olduğu yönündeki şerhin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazın önceden anneannesine ait olduğunu, onun taşınmazı babasına verdiğini, babasının A.’ye sattığını, A.den ise 1971-1972 yıllarında kardeşi B.’le birlikte kendisinin satın alıp, imar ve ihya edip, pamuk ve susam ektiğini, kısmen de narenciye bahçesi olarak kullandığını, annesinin sıkıntıya düşmemesi için narenciye bahçesini kullanmasına izin verdiğini, annesinin bir zilyetliğinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; taşınmazın davacı anneye ait olduğu, davalının kullanımının da anne adına gerçekleştiği, davalının asli zilyetliğinin bulunmadığı sonucuna varılarak, davanın kabulü ile tapunun beyanlar hanesindeki M.E.’un da müşterek kullanımındadır ibaresinin iptaline karar verilmiştir.
Özel Dairece; 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkındaki Kanunun 4127 sayılı Kanunla değişik 11.maddesine göre yapılması gerekli olan araştırmanın yapılmaması nedeniyle karar bozulmuş, yerel mahkeme; dosyadaki belgelere göre bu koşulların mevcut olduğu gerekçesi ile yeni bir araştırma yapmaksızın önceki kararında direnmiştir. 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkındaki Kanun’un 4127 sayılı Kanun’la değişik 11.maddesine göre; “…Kadastro çalışması sırasında fiili kullanım durumuna göre sınırlandırılır ve Hazine adına tespit yapılacak bu yerler üzerindeki muhtesat ve tasarruf edenlerin isimleri kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilir. …Yararlanacak kişilerin hak sahibi olabilmesi için orman köyü nüfusuna kayıtlı olmaları ve bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geriye yönelik en az 5 yıl müddetle o yerde ikamet etmiş bulunmaları gerekir.” Dosya kapsamındaki belgeler ve tanık beyanlarına göre, davalı M.’nın kanunun yürürlüğe girdiği 30.10.1995 tarihinden geriye doğru 5 yıl süre ile Döğüşbelen köyünde oturup oturmadığı hususunun anlaşılamadığı gibi, ibraz edilen nüfus cüzdanı fotokopisine göre de Köyceğiz ilçesi Yargı Köyü nüfusuna kayıtlı olduğu görülmektedir.
Bu durumda tapunun beyanlar hanesinde ismi bulunmakla birlikte iptali istenen davalı M. bakımından 2924 sayılı Kanunun 11.maddesinde aranan koşulların mevcut olup olmadığının saptanabilmesi amacı ile nüfus müdürlüğünden davalının ayrıntılı nüfus kaydının istenmesi, davalının asıl kütüğünün kayıtlı olduğu yerin neresi olduğunun belirlenmesi, başlangıçta Döğüşbelen köyü nüfusuna kayıtlı olduğunun saptanması durumunda, Yargı köyüne nüfusuna ne zaman nakledildiğinin belirlenmesi, kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Döğüşbelen köyü nüfusuna kayıtlı olup olmadığının saptanması, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten geriye doğru en az 5 yıl süre ile Döğüşbelen köyünde oturup oturmadığının ise; zabıta araştırması, muhtarlık kayıtları ve bu konuda yeniden dinlenecek tanık beyanları ile açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Somut olayda mahkemece yapılan araştırma ve inceleme bu hususları içermediğinden yetersizdir. O halde Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 1.3.2006 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.