Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2006/378 E. 2006/496 K. 05.07.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2006/378
KARAR NO : 2006/496
KARAR TARİHİ : 05.07.2006

MAHKEMESİ : İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/03/2006
NUMARASI : 2006/30-210
Taraflar arasındaki “şikayet” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 23.09.2004 gün ve 2005/714-729 sayılı kararın incelenmesi Şikayetçi vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 29.11.2005 gün ve 22475-23457 sayılı ilamı ile;
(…Borçlunun kredi sözleşmesinde yazılı adresine çıkartılan ödeme emri, bila tebliğ iade olunmuştur. 7201 Sayılı Tebligat Kanunun 35/son maddesi hükmüne göre (…kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ve ticaret sicillerine…) bildirilen adreslere gönderilen tebliğ işlemlerinin yapılmaması halinde, değiştirilen adres bu yerlere bildirilmediği takdirde muhataba doğrudan 35. madde uygulanarak tebligat yapılabilir. Bir başka deyişle daha önce aynı adrese yöntemince tebligat yapılması koşulu aranmaz.
Somut olayda borçlunun kredi sözleşmesinde yazılı adresine çıkartılan ödeme emri, bila tebliğ iade olunmuştur.Kamu bankası olması nedeniyle kamu kuruluşu niteliğinde olan T.Halk Bankası AŞ.ne bildirilen kredi sözleşmesindeki borçlu adresine gönderilen tebligat adreste bulunmadığından bahisle iade edildiğinden ve Tebligat Kanunun 35/1. maddesine göre adres değişikliğinin bildirilmesi zorunlu olduğundan adres bildirilmediği takdirde aynı maddenin 2.fıkrası gereğince tebliğ işleminin yapılacağı öngörüldüğünden aynı adreste şikayetçiye Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebliğ işlemi yapılabileceğinden Mahkemece şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken yasal olmayan gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir….)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Şikayetçi vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstek, icra müdürlüğü işlemini şikayete ilişkindir.
Şikayetçi/alacaklı T.Halk Bankası vekili İstanbul 13.İcra Müdürlüğünün 2005/6198 esas sayılı dosyasında borçluya çıkarılan ödeme emrinin bila tebliğ dönmesi üzerine Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebliğ yapılması yönündeki isteklerinin reddine yönelik müdürlük işlemini şikayetine konu ederek kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece bu icra dosyası dosya arasına alınmış; ancak 23.09.2005 tarihli karar gerekçesinde İstanbul 11.İcra Müdürlüğünün 2001/13340 sayılı takip dosyasından söz edilerek borçlu ismi farklı belirtilmiş ve bankaca kat ihtarının usulünce yapılmadığı, bila tebliğ döndüğü, bu nedenle de Tebligat Kanununun 35.maddesinin uygulama yeri olmadığı karara gerekçe alınarak şikayetin reddine karar verilmiş; hükmü şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
Özel Dairece, kamu bankası olan alacaklı bankaya bildirilen kredi sözleşmesindeki borçlu adresine gönderilen tebligatın borçlu bu adreste bulunmadığından bila tebliğ iadesi nedeniyle Tebligat Kanununun 35/1 maddesi gereğince adres değişikliğini bildirme zorunluluğu olduğundan Aynı Kanunun 35/2 ve son maddesinin uygulanacağı, bu nedenle şikayetin kabulü gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece bu kez şikayete konu icra dosyası bilgilerine de yer verilerek ve bozmaya cevap niteliğindeki gerekçeyle alacaklı bankanın kamu bankası olmadığı, yasal değişiklikler de vurgulanıp, dayanak alınarak önceki kararda direnilmiştir.
Hükmü temyize şikayetçi/alacaklı banka vekili getirmektedir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık ; şikayetçi/alacaklı T.Halk Bankası A.Ş. nin hukuki statüsü de nazara alınarak kamu bankası niteliği taşıyıp taşımadığı ve borçlusu hakkında Tebligat Kanununun 35/1 maddesinde yer alan adres bildirme yükümünün aranıp aranmayacağı; sonuçta Tebligat Kanunu 35. maddesinin somut olayda uygulama yeri bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle, konuya ilişkin yasal düzenlemeler üzerinde durulmalıdır;
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 19.03.2003 gün ve 4829 sayılı Kanunun 11.maddesi ile değişik “Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti” başlıklı 35.maddesinde;
“Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
(Değişik fıkra: 19/03/2003 – 4829 S.K./11. md.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi, tebliğ tarihi sayılır.
(Değişik fıkra: 19/03/2003 – 4829 S.K./11. md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
(Ek fıkra: 06/06/1985 – 3220/12 md.) Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, taraflar arasında yapılan, imzası resmi merciler önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen adresler ile kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, ticaret sicillerine ve esnaf ve sanatkarlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.”
Hükmü yer almaktadır.
Burada özellikle üzerinde durulması gereken yön; borçlunun alacaklı banka ile aralarındaki kredi sözleşmelerinde bildirdiği adresine çıkarılan ödeme emrinin adres değişikliği nedeniyle tebliğ edilememiş olması karşısında yukarıda açıklanan Tebligat Kanunu’nun 35/son maddesinin uygulama yerinin bulunup bulunmadığıdır.
Borçlu İ…Y.nin kredi sözleşmelerindeki adresine alacaklı bankaca kat ihtarı gönderilmiş; takip talebinde de aynı adres borçlu adresi olarak gösterilerek; ödeme emri bu adrese çıkarılmıştır. Ödeme emrinin gönderildiği tebligat parçasının arkasına düşülen açıklamadan adreste anılan kişinin oturmadığı ve tanınmadığı anlaşıldığından tebligat bila tebliğ iade olunmuştur.
Alacaklı banka 13.05.2005 tarihinde bu borçlunun sözleşme adresine Tebligat Kanunu 35.maddesine göre ödeme emrinin tebliğini istemiş ise de bu isteği İcra Müdürlüğünün aynı tarihli kararıyla “borçlulardan İ.. Y.. ile tanzim edilen sözleşme noter tasdikli olmadığından TBK.nun 35/son maddesine uymadığından TBK 35 maddesine göre tebliğ talebinin reddine” gerekçesiyle reddedilmiştir.
Alacaklı T.Halk Bankası A.Ş. Türkiye Bankalar Birliği ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu kayıtlarında kamu sermayeli banka ve kamu mevduat bankası statüsüyle yer almaktadır.
4603 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanunun 4.maddesinde “Bu kanunun bankalar hakkında sermayelerindeki kamu payı %50 nin altına düşünceye kadar uygulanacağı” belirtilmiştir.
Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi Ana Sözleşmesinin Sermaye başlıklı 6.maddesinde de, bankanın tamamı ödenmiş sermayesinin A gurubu olan hisselerinin Hazineye, B grubu hisselerinin de Hazineye ve diğer kamu veya özel hukuk tüzel kişileri ile gerçek kişilere ait olduğuna işaret olunmuştur.
Yine Ana Sözleşmenin 30.maddesinde “..hüküm bulunmayan hallerde 4603 sayılı Kanun, Bankacılık Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanacağı” yönünde düzenleme bulunmaktadır.
Diğer taraftan, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu, bu kanunun geçici maddelerindeki düzenlemeler hariç olmak üzere, 18.06.1999 tarihli 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile ek ve değişikliklerini yürürlükten kaldırmış; Kanunun geçici maddeleri hükümlerinde ise, açıkça 4389 sayılı Kanunun ek 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 ncı maddeleri ile geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği ifade edilmiştir. Hazine alacakları yönünden korunan bu hükümler sermayesi ağırlıkla hazineye ait olan T.Halk Bankası yönünden de geçerli olup, bu banka aynı nedenlerle yargı harçlarından da muaf bulunmaktadır. Bankanın Anonim şirket vasfı taşıması, yine Ana Sözleşme hükümlerine göre sermaye payının ağırlıkla Hazineye ait olması ve henüz bu payın %50 nin altına düşmemiş olması karşısında kamu bankası niteliğini ortadan kaldırmamaktadır.
Alacaklı T.Halk Bankası A.Ş. bozma ilamında da işaret olunduğu üzere A.Ş. statüsüne rağmen kamu bankası statüsünü korumakla Tebligat Kanunu’nun 35/son maddesinde yer alan kamu kurum ve kuruluşlarındandır.
Bu nedenledir ki, alacaklı banka ile yaptığı sözleşmelerdeki adresini değiştiren borçlunun adres değişikliğini bildirmesi zorunludur ve bildirmemesi halinde de 35. maddenin 2.fıkrası gereğince tebliğ işleminin bu maddeye göre yapılması gerekmektedir.
Şu durumda; ödeme emrinin borçlunun sözleşme adresine çıkarılarak tebliğin Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre yapılması yönündeki alacaklı/banka vekilinin istemi ve bu istemin reddini şikayeti yerindedir.
İcra Müdürlüğünün sözleşmenin noter tasdikli olmadığı gerekçesine dayalı alacaklı vekili isteminin reddi yönündeki kararı yerinde olmadığı gibi, icra mahkemesince de alacaklı banka vekilinin şikayetinin, kamu bankası niteliğinde olmadığı da vurgulanarak 35.maddenin uygulanamayacağından bahisle reddedilmiş olması da yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle ; Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen bozma ilamına uyulması ve şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine gerekçelerle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 05.07.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.