YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2006/334
KARAR NO : 2006/340
KARAR TARİHİ : 07.06.2006
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/10/2005
NUMARASI : 2005/212-358
Taraflar arasındaki “ecrimisil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 5.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.07.2004 gün ve 2002/406-2004/272 sayılı kararın incelenmesi Davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 02.12.2004 gün ve 2004/13225-13417 sayılı ilamı ile ; (…..Davacı vekili dilekçesinde, davacı ve davalının taşınmazda hisseleri oranında müşterek malik olduklarını, ancak davalının payından fazlasını kullandığını beyan ederek, 1999-2002 tarihleri arası 12.000.000.000-TL.ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, 1988 yılında yapılan imar uygulaması ile davacı ile paydaş haline geldiklerini, ancak davacının taşınmazdan yararlanmasına engel olma şeklinde bir durumun söz konusu olmadığını ifade etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
MK.’nun 6.maddesi gereğince, “Herkes iddiasını ispat etmekle mükellefdir.” Davacı, davalının taşınmazı hissesinden fazla kullandığını ve bu nedenle de kendi kullanımına engel olduğunu iddia ettiğine göre bu iddiasını ispat etmekle mükellefdir.
Yargılama sırasında dinlenilen davacı tanıklarının görgüye dayalı herhangi bir bilgileri olmadığı gibi, bunun dışında da iddiasının ispatına yönelik olarak davacı herhangi bir delil ibraz edememiştir.
Dosyada mevcut bilirkişi raporunda ise taşınmazın davalı tarafından (hissesinden fazlasını) kullanıldığı belirtilmiştir. Mahkeme ise, bu rapora dayanarak kısmen kabul kararı vermiştir. Bilirkişi ancak davada özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren hususlarda görüş bildirebilir. Hukuki sorunlar hakkında bilirkişiye başvurulamaz.
Somut olayda, davalının taşınmazı işgal edip etmediği hususu hukuki bir sorundur. Bu nedenle bilirkişinin, taşınmazı davalının kullandığına ilişkin görüşe dayanılarak kısmen kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
O halde mahkemece, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçeler ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazda davacı yan 3301/3866, davalı yan 565/3866 pay ile maliktir. Davacı paydaş, 01.04.1999- 14.05.2002 dönemi için ecrimisil isteminde bulunmuştur.
Davacı, paydaşı olduğu taşınmazdan davalı paydaşın kullanımında tutması nedeniyle hiçbir şekilde yararlanamadığı, davalı paydaşın fiili kullanma şeklinin de buna olanak vermediği, noter ihtarı ve açılan davalara karşın payından tasarruf ve faydalanma hakkının fiilen engellendiği, iddiası ile davalı paydaş şirkete karşı ecrimisil talebinde bulunmuş; davalı yan davacının yararlanma isteminde bulunmadığını, iddialarının yerinde olmadığını, aynı konuda daha önce açılan davanın retle sonuçlandığını, savunmuştur.
Mahkemece, davacı isteminde haklı bulunarak açılan asıl dava yönünden kabule, ıslah olunan kısım için ise redde karar verilmiştir.
Davalı yanın temyizi üzerine Özel Dairece; davacı yanın yararlanmasının engellendiği hususunu ispatlayamadığından davanın reddi gerektiği gerekçesi ile hüküm oybirliği ile bozulmuş;davacının karar düzeltme istemi de reddedilmiştir.
Mahkemece ilk karardaki gibi, tanık beyanları, keşif ve raporların kapsamı ile açılan ortaklığın giderilmesi ve daha önceki döneme ait ecrimisil davası da gerekçe alınarak önceki kararda direnilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyize getirmektedir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yapılan araştırma ve inceleme, tapu kayıtları, tanık ve bilirkişi beyan ve kapsamları ile eldeki davadan önce açılıp davanın devamı sırasında ortaklığın satış yoluyla giderilmesi kararıyla sonuçlanarak 18.02.2003 tarihinde kesinleşen ortaklığın giderilmesi davası ve önceki döneme ait olup, redle sonuçlanarak kesinleşen ecrimisil davası nazara alındığında;
Paylı mülkiyete konu taşınmazı paydaş/davalının işgal ederek diğer paydaş/davacının kullanımına engel olduğu iddiasının paydaş/davacı yanca ispatlanıp ispatlanmadığı, noktasında toplanmaktadır.
Davaya konu taşınmaz Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Macun mahallesi Arpalık mevkiinde 2114 ada 4 (davacı adına-14.10.1968 t. de edinme -müstakilen çayır vasfı ile) ve 5 (davalı adına-Emta Şti olarak 07.02.1982 satın alma- ….Ltd.Şti tashih 03.06.1989-üç adet kargir kümes ve tarla vasfı-) parseller olarak tapuda kayıtlı iken Macun 2.Etap imar uygulaması ile 24.03.1994 tarihinde arsa vasfı ile 3301/3866 hissesi davacı M. M. , 565/3866 hissesi davalı …El Sanatları ve Tic.Ltd. Şti -ilk adı …Şti- adlarına 42150 ada 1 parsel numarası ile kayıt görmüştür.
Macun 2.Etap imar planının Danıştay tarafından 12.05.1998 tarihli kararla iptali üzerine yeniden işleme alınan imar planına ait kesin parselasyon planı 08.02.2000 gün ve 332 sayılı kararla kesinleşmiş; 84105/4 nolu parselasyon planı ile dava konusu 42150 ada 1 parsel , bu kez 42850 ada 1 parsel numarası ile 17.11.2000 tarihinde 11470 yevmiye ile tescil edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz son haliyle 42850 ada 1 parsel olup; 3866 M2 yüzölçümlüdür ve davacı 3301/3866, davalı 565/3866 nispetinde paydaştır.
Davacı (eldeki davanın da davacısı) M.. M.. tarafından 10.7.1997 tarihli dilekçe ile “davalının taşınmaz üzerinde kötüniyetle yaptığı geçici nitelikte inşaat bulunduğu, satış suretiyle ortaklığın giderilmesi” istemiyle açılan izale-i şüyu davasında, davalı yan, taşınmazda paydaşlığın İmar Kanunu 18.madde nedeniyle meydana geldiğini, taşınmaz üzerindeki yapıların imar ve yapı kullanma izni ile yapılıp, imar uygulamasıyla gerçekleşen paydaşlıktan önce olduğunu, bunların değerlerinin de tespiti ile aynen olmadığı takdirde satış yoluyla ortaklığın giderilmesini arsa ve bina bedellerinin tespitini istemiş; yapılan yargılama sonunda Ankara 15. Sulh Hukuk Hakimliğinin 13.12.2002 tarih ve 1997/846 E. 2002/1364 K. sayılı kararı ile “ortaklığın satış suretiyle giderilmesi” kararı ile sonuçlanmış; hüküm temyiz edilmeksizin 18.02.2003 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı (eldeki dosyanın da davacısı) M..M.. tarafından (eldeki dosyanın da davalısı) davalı aleyhine açılan meni müdahale, kal ve 1994-1998 yıllarına ait ecrimisil davası Ankara 16.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/146 Esas -2000/785 karar sayılı ilamıyla 06.12.2000 tarihinde karara bağlanmış olup, meni müdahale,kal ve ecrimisil isteminin reddi yönündeki bu karar davacının temyizi üzerine Y.1.HD nin 15.10.2001 gün ve 10710-10631 sayılı ilamıyla onanmış ve karar düzeltme istemi de 07.02.2002 gün ve 2002/504-1561 sayılı ilamla esastan reddedilmiştir.
Davalıya ait imalathane, iki adet yatakhane, yemekhane, iki adet depo ve idare binası olmak üzere toplam 2960 m2 alan için ruhsat ve yapı kullanma izni 02.12.1988 tarihinde imar uygulaması öncesi davalıya ait 2114 ada 5 parsel (kadastro parseli) numarası taşımakta iken verilmiştir.
Keşidecisi davacı- muhatabı V.. K.. olan Ankara …Noterliğinin 02.11.1995 gün ve 29640 yevmiye nolu ihtarnamesinde; taşınmazın 3300 m2 lik kısmına davalı tarafından bina yapılmak, duvar çekilmek, taşınır nitelikte bir takım malzemeler yığılmak suretiyle tecavüz ve müdahalede bulunulduğu ve işgal edildiği, suiniyetli bu işgalin sürdürülmekte olduğu, bu ihtarın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde işgal ve tecavüzlerin sona erdirilerek binaların yıkılması arsanın boş olarak davacıya teslimi; aksi halde müdahalenin meni ve kal ile Nisan 1994 den başlamak üzere aylık 25.000.000 TL den 20 aylık tutarı 500.000.000 TL ecrimisil alacağının tahsili cihetine gidileceği, ihtar edilmiştir. İhtarname 06.11.1995 tarihinde muhatabın sekreteri M..C.. imzasına tebliğ edilmiştir.
Keşidecisi davacı- muhatabı davalı şirket olan Ankara ..Noterliğinin 02.04.1997 gün ve 6341 yevmiye nolu ihtarnamesinde taşınmazın 3300 m2 lik kısmına davalı tarafından bina yapılmak, duvar çekilmek, taşınır nitelikte bir takım malzemeler yığılmak suretiyle tecavüz ve müdahalede bulunulduğu ve işgal edildiği, suiniyetli bu işgalin sürdürülmekte olduğu, bu ihtarın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde işgal ve tecavüzlerin sona erdirilerek binaların yıkılması arsanın boş olarak davacıya teslimi; aksi halde müdahalenin meni ve kal ile aylık 35.000.000 TL ecrimisil talep ve dava edileceği ihtar edilmiştir.İhtarname 04.04.1997 tarihinde birlikte sakin sekreteri B.. Ö.. imzasına tebliğ edilmiştir.
Eldeki dava 14.05.2002 tarihinde açılmış ve 05.06.2003 harç tarihli dilekçeyle ıslah istenmiştir.
Mahallinde keşif yapılmış, keşifte dinlenen tanıklar, davacının taşınmazdan yararlanmadığını beyan etmişlerdir.
Öncelikle belirtmekte yarar vardır ki, ecrimisil zilyet olmayan malikin haksız zilyetten isteyebileceği kira veya gelir esasına dayalı bir tazminat türü olup, paydaşlar arasında ecrmisil taleplerinin dinlenmesinin de ön koşulu taşınmazdan yararlanmanın men edilmesi olgusudur.
Yukarıda da açıklanan dosya kapsamına göre; tarafların dava konusu taşınmazda paydaş bulundukları ve davacının taşınmazdan faydalanamadığı, davalının taşınmazdaki tasarrufuna davacının razı olmayarak açtığı davalarla ve gönderdiği ihtarlarla karşı çıktığı dosya kapsamıyla belirgindir. Etrafı çevrili, bahçe kapısı kilitli ve içinde bekçi olan taşınmazdan davacının yararlanma olanağı bulamaması karşısında intifadan men koşulu da gerçekleşmiştir.
Açıklanan nedenlerle; Mahkemenin ecrimisil talebinde bulunulabileceğine ilişkin kabulü ve buna ilişkin direnmesi yasaya uygun ve yerindedir. Ne var ki, bozma nedenine göre Özel Dairece hesap şekli ve miktara yönelik temyiz itirazları incelenmemiş olup, davalı vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın özel dairesine gönderilmesi gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı DİRENME KARARI UYGUN OLUP, kararda yer alan hesap şekli ve miktara yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 3.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 07.06.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.