YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2006/231
KARAR NO : 2006/227
KARAR TARİHİ : 19.04.2006
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2004
NUMARASI : 2004/471-559
Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 5.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 25.6.2003 gün ve 2002/145-2003/483 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 27.5.2004 gün ve 2003/14720-2004/6848 sayılı ilamı ile; (….Dava haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı davalılar tarafından Nallıhan Kaymakamlık Makamına verilen dilekçede yasa dışı eylemlere katıldığı, sendikal faaliyetlerde bulunarak bölücülük yaptığı Hüsamettin Değirmenci İlköğretim Okuluna Müdür olarak atanması halinde okulda, belde ve mahallede huzursuzluk yaratacağından atanmasının yapılmamasının istendiğini gerçek dışı iddialar nedeniyle soruşturma geçirdiğini ve soruşturma sonrası Çayırhan Beldesi dışında Beypazarı Cumhuriyet İlköğretim Okuluna atamasının yapıldığını uzun yıllardır bulunduğu çevrede düzeninin bozulduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar halkın çeşitli kesimlerinden davacının Hüsamettin Değirmenci İlköğretim Okuluna tayininin yapılmasına engel olunmasının istenmesi üzerine seçilmiş kişiler olarak halkın istemine uygun şekilde başvuruda bulunduklarını, davacının öğretmenlik döneminde neler yaptığı ve nasıl bir fikir yapısına sahip olduğunun Jandarma Komutanlığında mevcut kayıtlarla anlaşılacağını, soruşturma sonunda haklı çıkmış olsaydı Çayırhan Beldesine tayininin çıkacağını, Beypazarı’na tayin edilmiş olmasının da şikayeti haklı kılacak nedenlerin varlığından kaynaklandığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, yerel mahkemece Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişlerince yapılan ön inceleme raporu ve ekindeki Jandarma yazılarına dayanılarak şikayet hakkının yasal sınırlar içinde kullandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı Çayırhan Beldesi İlköğretim Okulunda uzun yıllardır öğretmen olarak görev yapmış olup müdürlük sınavını kazanınca müdürlük kadrosu boş olan aynı beldenin Hüsamettin Değirmenci İlköğretim Okuluna atanması için başvurmuştur. Çayırhan Beldesinin Belediye başkanı ve aynı beldenin çeşitli mahallelerinin muhtarı olan davalılar dava dışı Hüsamettin Değirmenci İlköğretim Okulunda çocukları okuyan şahıslarca da imzalanan 7.6.2001 tarihli dilekçe ile davacının yasa dışı eylemlere katıldığını, sendikal faaliyetlerde bulunarak bölücülük yaptığı, cezalar aldığını, birleştirici ve uzlaştırıcı olmadığı, yönetici olarak atamasının yapılması halinde okulda, belde ve mahallede huzursuzluk yaratıp öğrenci ve öğretmeni etkileyeceğinden okula tayin edilmemesini istediklerini Kaymakamlık Makamına bildirmişler, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Ankara Valiliği ve Milli Eğitim İl Müdürlüğüne iletilen dilekçe nedeniyle İlköğretim Müfettişlerince ön inceleme yapılmıştır.
Müfettişler tarafından yapılan inceleme sırasında davalılar ve diğer şikayetçiler dinlenmişlerdir. Davalılar davacının sendikal faaliyet dışında herhangi bir yasa dışı faaliyetini bilmediklerini, çevreden gelen istek üzerine şikayet dilekçesi verdiklerini beyan etmişler, diğer şikayetçiler ise okul müdürlüğüne vekalet eden öğretmenden çok memnun oldukları için onun müdür olarak atanmasını istediklerini davacının bölücü ve yasadışı eylemlerine tanık olmadıklarını bildirmişlerdir. Davacının öğretmen olarak görev yaptığı okulda birlikte çalışan bir kısım öğretmenler davacının yasa dışı eylemlere katıldığını görmediklerini, Eğitim-Sen Sendikası üyesi olmasına rağmen üye olmayan öğretmenlere karşı olumsuz bir tutumuna rastlamadıklarını söylemişlerdir. Davacı ise Eğitim-Sen Sendikasının 1992 yılından beri üyesi ve Nallıhan İlçe Temsilciği Yönetim Kurulu üyesi olup, o tarihten itibaren sendika tarafından düzenlenen eylemlere katıldığını, ancak üye olmayan ve eylemlere katılmayanlara karşı olumsuz bir tutumunun ve zorlamasının söz konusu olmadığını belirtmiştir.
Dosyada mevcut olan Nallıhan Jandarma Komutanlığının 10.7.2001 ve 6.2.2003 tarihli yazılarında davacının Nallıhanda görev yaptığı dönemde yasaklanmış yayın niteliğindeki Özgür Ülke (Evrensel) Gazetesi okuduğu, 15.10.1995 tarihinde kamu çalışanları platformuna destek vermek amacıyla okulu boykot edenlere liderlik yaptığı, memuriyeti ve görevi ile bağdaşmayacak bu tür hareketlerin başını çektiği, ileride siyasi ve terör suçu işleyebileceği gözetilerek takip altında bulundurulması gerektiği, kendi düşüncesinden olan insanlarla gezip düşüncesi dışındaki vatandaşlarla ilişki kurmaktan kaçındığı bildirilmektedir. Jandarma yazılarında belirtilen Eğitim-Sen Sendikası üyesi olup bu sendikanın eylemlerine katılmaktan dolayı davacı 18.4.1996 ve 20.12.1994 tarihlerinde aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmış olup, daha sonra herhangi bir bölücü ve yasa dışı eylemi ile ilgili bilgi ve belge mevcut değildir. Yaşadığı çevrede halk ile ilişkileri kişisel tercihi olup bunun yasa dışı eylem veya bölücü faaliyet olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, Jandarma yazılarındaki ve aylıktan kesme cezası ile cezalandırıldığı sendikal eylemleri 1994-1996 yıllarında gerçekleşmiş olup aradan geçen zaman içinde başka bir eylemi de bulunmadığından 7.6.2001 tarihli şikayet dilekçesinde bahsi geçen konuların yasal şikayet hakkının kullanılması kapsamında olduğu düşünülemez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat isteminin koşulları oluştuğu gözetilerek uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken davanın reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir …) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN:Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 19.04.2006 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.