YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2006/102
KARAR NO : 2006/147
KARAR TARİHİ : 12.04.2006
MAHKEMESİ : Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/05/2005
NUMARASI : 2005/6-239
Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gürsu Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 20.12.2000 gün ve 1999/187-2000/267 sayılı kararın incelenmesi Taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 21.05.2003 gün ve 2002/1910-2003/5239 sayılı ilamı ile ; (…Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan satın aldığı malzemeler karşılığı 6 adet bono verdiğini, 30.4.1997, 30.6.1997, 30.7.1997 vadeli üç adet bononun ödenerek geriye alındığını, kalan üç adet bono içinde Halk Bankasından kullanılan 4.872.800.000.-TL.lık kredinin davalı hesabına havale edilmesi suretiyle ödendiğini, ancak üç adet bononun iade olunmayarak icra takibine konulduğunu iddia ederek bonolar ile borçlu olmadıklarının tespitini icra tehdidi altında ödenen paranın istirdadını talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, takip konusu bonolara yönelik bir ödeme bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının borcuna karşılık verdiği 6 adet bono bedelinin ödendiği bu nedenle bedelsiz kalan bonolardan dolayı davacının borçlu bulunmadığının tespitine, icra tehdidi altında ödenen paranın istirdadına, tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında 21.3.1997 tarihli sözleşme ile satılan mal bedelinin 154.260 DM olduğu ve ödeme için 6 adet bono düzenlendiğinde uyuşmazlık yoktur.
Davalı 30.6.1997 tarihli 14.260 DM’lık ve 30.7.1997 tarihli 20.000 DM’lık bono için elden ödeme yapılarak bonoların iade edildiğini, 30.4.1997 tarihli 60.000 DM bono içinde 23.5.1997 tarihinde banka havalesi ile ödendiğini ve iade olunduğunu beyan ederek kalan 30.8.1997, 30.9.1997, 30.10.1997 tarihli toplam 60.000 DM’lık bonolar için ödemede bulunulmadığını savunmuştur.
İncelenen dosya kapsamından davacının davalının kabulünde olan elden ödeme dışında sadece 23.5.1997 tarihinde banka havalesi ile yaptığı ödeme dışında başka ödemesi bulunmamaktadır. Bu ödemede 4.873.000.000.-TL. olup, 60.000 DM karşılığıdır. Hal böyle olunca takip konusu yapılan bonolar için bir ödemeden söz edilemez. Mahkemece kanıtlanamayan davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir…)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan satın aldığı malzemeler karşılığı 6 adet bono düzenlediğini, 30.4.1997, 30.6.1997, 30.7.1997 vadeli üç adet bononun ödenerek geriye alındığını, kalan üç adet bononun da Halk Bankasından kullanılan 4.872.800.000.-TL.lık kredinin davalı hesabına havale edilmesi suretiyle ödendiğini, ancak bu üç adet bononun iade olunmayarak icra takibine konulduğunu, ifadeyle, bu bonolar nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini icra tehdidi altında ödenen paranın istirdadını istemiştir.
Davalı savunmasında, takip konusu bonolara yönelik bir ödemede bulunmadığını ifadeyle davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında 21.3.1997 tarihli sözleşme ile satılan mal bedelinin 154.260 DM olduğu ve ödeme için 6 adet bono düzenlendiğinde, ilamsız takiple davacı borçlu hakkında 30.08.1997, 30.09.1997 ve 30.10.1997 tarihli her biri 20.000 DM bedelli senetlere, 13.04.1998 ve 22.08.1998 tarihli faturalar ve 21.03.1997 tarihli sözleşmeye dayanılarak 10.700.000.000 TL asıl alacağın takip konusu yapılarak, takibin kesinleştiğinde ve 1.250.000.000 TL dışındaki miktarların icra tehdidi altında ödendiğinde uyuşmazlık yoktur.
Yargıtay bozma kararında da kabul edildiği gibi 30.06.1997 tarihli 14.260,- DM’lik ve 30.07.1997 tarih 20.000,- DM’lik bono için elden ödeme yapılarak bonolar iade edildiği 30.04.1997 tarihli 60.000,- DM’lik bononun da 23.05.1997 tarihli 4.873.010.000 TL lık banka havalesi ile ödendiği de tartışmasızdır.
Mahkemece davacının icra takibiyle ödediği miktarların daha önce ödendiğinin bilirkişi incelemesi ve belgelerle sabit olduğu gerekçesiyle davacının borçlu olmadığının tespiti talebi ve istirdat talebi kabul edilmiş; tarafların temyizi üzerine Özel Dairece bu karar “…İncelenen dosya kapsamından davacının davalının kabulünde olan elden ödeme dışında sadece 23.5.1997 tarihinde banka havalesi ile yaptığı ödeme dışında başka ödemesi bulunmamaktadır. Bu ödemede 4.873.000.000.-TL. olup, 60.000 DM karşılığıdır. Hal böyle olunca takip konusu yapılan bonolar için bir ödemeden söz edilemez. Mahkemece kanıtlanamayan davanın reddi gerekir” gerekçesiyle bozulmuş; davacı vekilinin ödeme belgelerinin temyiz incelemesi sırasında dosyadan alındığı gerekçesiyle karar düzeltme istemi reddedilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulup uyulmamasına karar verilmezden evvel 04.04.2005 tarihli ara kararı ile Bankadan ödeme belgelerinin istenmesine karar verilmiş; 05.04.2005 tarihli müzekkere ile istenen belgeler 11.05.2005 tarihli yazı ekinde 7 adet olmak üzere gönderilmiş; 16.05.2005 tarihli celsede zapta geçirilmiş ve açıkça bu belgeler gerekçe gösterilerek önceki kararda direnilmiştir.
Hükmü temyize davalı/alacaklı vekili getirmektedir.
Şu durumda ortada direnme kararı bulunmayıp bozmadan esinlenerek yapılan araştırmaya dayanan yeni bir hüküm bulunmaktadır. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle Davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 19.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 12.04.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.