Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2005/98 E. 2005/35 K. 09.02.2005 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/98
KARAR NO : 2005/35
KARAR TARİHİ : 09.02.2005

Mahkemesi : İstanbul Asliye 8.Ticaret Mahkemesi
Günü : 24.09.2002
Sayısı : 2002/723 E- 1123 K.
Taraflar arasındaki “itirazın iptali ve alacak ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 8.Ticaret Mahkemesince asıl davanın reddine karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen 22.02.2001 gün ve 2000/390 E. 2001/93 K. sayılı kararın incelenmesi davacı karşı davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 04.12.2001 gün ve 2001/7720-9577 sayılı ilamı ile;
(…Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait yatı sigorta teminatı altına aldığını, ancak bakiye prim borcunu ödememesi üzerine başlatılan takibe haksız yere itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, poliçe özel şartlarına göre, sözleşmenin münfesih duruma düştüğünü savunarak davanın reddini istemiş, karşı davada ise, sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre dışında kalan prim tutarı olan 852 ABD dolarının faiziyle tahsili talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna göre, poliçede kendiliğinden fesih halinin düzenlendiği ve bu hükmün sigorta ettiren zararına değiştirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, karşılık davanın kabulüne, 800 ABD dolarının Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketinden tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile A. Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, bakiye sigorta priminin, sigorta şirketine izafeten tahsili amacıyla açılan takibe itirazın iptali; karşı dava ise, ödenen primin istirdadı istemine ilişkindir. Karşı dava da, sigorta şirketine izafeten T. Ltd Şirketi aleyhine açılmıştır. TTK 119/2. maddesi uyarınca, aracılık ettiği mukavelelerden çıkacak ihtilaflardan dolayı acente müvekkili namına dava açabileceği gibi kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabileceğinden, A. Anonim Sigorta Şirketinin husumete yönelik temyiz itirazının reddi gerekmiştir. ­
2-Davacı-karşı davalı T. Ltd Şirketinin temyizine gelince; prim taksitlerinin zamanında yatırılmaması halinde sigortacıya ihbarsız fesih hakkı tanıyan 537 sayılı KHK ile değişik TTK 1295/2 ve 1297/2. maddeleri, Anayasa Mahkemesinin 11.3.1997 gün ve 24-35 sayılı kararıyla ve 7.10.1997 tarihinden altı ay sonrasından itibaren yürürlükten kalkmıştır. Davaya konu poliçe tarihi itibariyle, anılan düzenlemelerin yürürlükte olmadığı kuşkusuzdur. Bu durumda iptal edilen yasa maddelerine dayanılarak yapılan sigorta genel şartlarının da uygulanabileceğinden söz edilemez. Kanun koyucu tarafından iptal edilen yasa maddeleri yerine yenileri getirilmediğine, bu durumda temerrüde dayalı fesih hali ile ilgili özel bir düzenleme bulunmadığına göre, borçlunun temerrüdü nedeniyle sözleşmenin feshinde uygulanabilecek hükümlerin, Borçlar Kanunundaki genel düzenlemelerde aranması gerekecektir. BK’ nun 101 ve devamı maddelerinde ise, borçlunun temerrüde düşürülebilmesi için ihtar zorunluluğu getirilmiştir. Davaya konu olayda, 1.12.1999 tarihi öncesinde sigorta ettirene yapılmış usulüne uygun bir ihtar bulunmadığından, bu tarihten önce sigorta sözleşmesinin kendiliğinden münfesih olduğunun kabulü mümkün değildir. Davacı, açıklanan ihtarla fesih iradesini açığa vurmuş sayılmalıdır. Mahkemece, davada, açıklanan hususlar nazara alınarak davacının bakiye prim isteği yönünden inceleme ve değerlendirme yapılması; karşı davanın ise reddine karar verilmesi gerekirken, genel şartlarda yer alan ve sigorta şirketine sözleşmenin kendiliğinden münfesih olması hakkını tanıyan düzenlemenin, sigorta ettiren yararına olduğu gerekçesi ile davanın reddine, karşı davanın ise kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı-karşı davalı yararına bozulması gerekmiştir…” )

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı (A. Anonim Türk Sigorta Şirketi) vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı (A. Anonim Türk Sigorta Şirketi) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 09.02.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.