Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2005/91 E. 2005/91 K. 23.02.2005 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/91
KARAR NO : 2005/91
KARAR TARİHİ : 23.02.2005

M a h k e m e s i : Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesi

Esas No :2004/276

Karar No :2004/309

Günü : 13.05.2004

Taraflar arasındaki davadan dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla; Küçükçekmece Asliye 1.Hukuk Mahkemesinden verilen 13.05.2004 gün ve 2004/276 E. 309 K.sayılı kararın bozulmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndan çıkan 10.11.2004 gün, 2004/14-464 Esas, 2004/588 Karar sayılı ilamın, karar düzeltilmesi yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; Hukuk Genel Kurulu’nca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Düzeltilmesi istenen Hukuk Genel Kurul ilamında gösterilen gerektirici nedenlere göre, HUMK.nun 440.maddesinde yazılı sebeplerden hiç birisine dayanmayan ve yerinde olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, 3506 sayılı Yasa’nın 4.maddesinin b-1 fıkrası hükmüne göre takdiren, (125.00) YTL. para cezasının ve (22.90) YTL. harcın düzeltme isteyenden alınmasına, peşin harcın mahsubuna, 23.02.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dava taraf muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil birleştirilen dava ise satış vaadi sözleşmesinin iptali davasıdır. Hukuk Genel Kurulunun bozma kararına karşı karar düzeltme isteminde bulunulmuştur, yüksek kurulu karar düzeltme istemini ret etmiş olup aşağıda açıklanan nedenlerle ret gerekçelerine katılamıyorum:

Daha önce dosya H.G.K. da görüşülürken sayın üyeler M.Y.A. ve N..K.. karşı oy nedenlerine aynen katılıyorum,burada da belirtildiği gibi hukukumuzda mevcut olmayan ancak bazı nedenlerle yargısal kararlarla uygulaması dar çerçevede kabul edilen taraf muvazaasının varlığının ispatı ve bir yerde geçerliliği danışıklı işlemin yapılmasından önce en geç işlem tarihinde düzenlenmiş olan bir yazılı belgenin varlığına bağlıdır,taraflar arasında düzenlenmiş böyle bir yazılı belge mevcut değil ise başka herhangi bir delille danışıklı işlemin iptali mümkün değildir,tarafların imzasını ve içeriğini kabul ettikleri ve danışıklı işlemin varlığını gösteren bir belge mevcut olsa bile bu belge işlemden sonra düzenlenmiş ise bu belgenin de danışıklı işlemde delil olarak kabulü mümkün değildir.Bunun sonucu olarak bu tür işlemlerde danışıklı işlemin varlığının yemin delili ile de çözümü kabul edilmemektedir.Tüm bunlar dikkate alındığında işlemden sonra düzenlenmiş belge dahi dikkate alınmaz iken bu konuda yazılı delil başlangıcının delil kabul edilerek sonuca gidilmesi ve nizanın bu biçimde çözümü danışıklı işlemin ispatı ile ilgili yerleşmiş uygulamaya ters düşmektedir.

Bir an için olayda yazılı delil başlangıcının delil olarak kabul edilebileceği düşünülse bile dosyadaki delillerin bu nitelikte olmadığı açıkça anlaşılmaktadır,bilindiği gibi H.U.M.Y. nın 292. maddesine göre yazılı delil başlangıcının kabul edilebilmesi için öncelikle yazılı bir belgenin bulunması,belgenin aleyhine ileri sürülen kişi tarafından verilmiş olması ve belgenin hukuki işlemin vukuuna delalet etmesi gerekir,dosyada böyle bir belge mevcut değildir,yazılı delil başlangıcı olduğu kabul edilen belgeler çoğunlukla davada taraf olmayan üçüncü kişi ile tapu iptal-tescil davacısının davacısı arasında yapılan resmi işlemler ile davalıya vekaleten tapuda yapılan resmi işlemlerdir,bunların bu davadaki olayın vukuuna delalet eden belgeler olduğunu söylemek mümkün değildir,öyle dahi olsa bu belgelerin varlığı halinde tanık dinlenmesi gerekmekte olup yazılı delil başlangıcını destekleyecek tanık ifadeleri de yoktur.

Açıklanan tüm bu nedenlerle karar düzeltme isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesindeyim.