YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/697
KARAR NO : 2005/700
KARAR TARİHİ : 07.12.2005
Mahkemesi : Alanya 2.Asliye Hukuk Mahkemesi
Günü : 05.04.2005
Sayısı : 2004/923 E- 2005/196 K.
Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Alanya 2.Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizliğe (idari yargının görevli bulunduğuna) dair verilen 27.01.2004 gün ve 2002/59-2004/74 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 25.05.2004 gün ve 2004/5456-6676 sayılı ilamı ile;
(…Dava, haksız eylem nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmiş karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, hayvancılıkla uğraştığını davalı Belediye’nin meraya döktüğü çöplerden sızan zehirli suların merada otlayan hayvanlarının ölümüne yol açtığını belirterek tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yerel mahkeme kararı tazminatın kapsamı ve tazminata uygulanacak faizin başlangıç tarihine ilişkin olarak bozulmuştur.
Mahkemece, Dairemizin bozma kararına uyulmasına karar verildikten sonra bu defa uyuşmazlığın idari nitelikte bulunduğu gerekçesiyle yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde davalının haksız eylemine dayandığına ve yerel mahkemece Dairemizin esasa ilişkin bozma kararına uyulduğuna göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan kararın bozulması gerekmiştir…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, haksız eylem iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
A-DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı D. E. vekili, davacının hayvan besiciliği yaptığını, hayvanlarını yıllardan beri aynı otlaklarda otlattığını, 1999 yılı ocak ayı içinde yeni doğan pek çok oğlağın arka arkaya ölmesi ve yeni doğanların da ölü doğması üzerine veterinere başvurduğunu, daha sonra da delil tespiti yaptırdığını; sonuçta, herkesin hayvanlarını otlattığı mera ve otlakta hayvanların ölümüne neden olan zehirli atık suların yayıldığının ve hayvanların bu otları yemesi ve suyu içmesi neticesinde yavruların sütten zehirlenerek öldüklerinin ortaya çıktığını, davalı Belediyenin, topladığı çöpleri ve atık suyu, hayvanların otlatıldığı bu alana ve yakınına yasaya aykırı biçimde boşalttığını, herhangi bir duyuru yapmadığını, encümeninde ve yetkili organında bu hususta bir karar almadığını, otlakların ve çayırlık alanın kirli olduğuna dair uyarıcı işaret de koymadığını, esasen belediyenin o mıntıkaya çöp ve atık su dökmesinin yasal da olmadığını ileri sürerek; ölen 146 adet oğlaktan ve yavruları ölen keçilerin sütten kesilmelerinden dolayı uğranılan zarar toplamı 5.380.000.000 TL. nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir.
B-DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı Türkler Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesi vermemiş, aşamalardaki beyanlarında; Orman Bakanlığı tarafından davalı Belediyeye çöp dökme alanı olarak tahsis edilmiş olan bölgede davacının hayvan otlatmasının hem yanlış ve hem de orman alanına hayvan sokulması nedeniyle suç teşkil eden bir fiil olduğunu, çöp bölgesinde otlatılmalarından dolayı hayvanlar ölmüş ise, bundan davacının sorumlu bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
C-YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ:
Yerel Mahkeme, 1580 sayılı Belediye Kanununun 15/24.maddesine göre, belediyenin görevlerinden birinin de, genel ve özel atıkları düzgün ve fenni yöntemlerle toplayıp kaldırmak olduğu; somut olayda uğranıldığı öne sürülen zararın, bir kamu kurumu olan davalının görevini layıkıyla yerine getirmemesinden, yani hizmet kusurundan kaynaklandığının anlaşıldığı, idari işlem, eylem ve tasarruflardan doğan zararlara ilişkin davalarda idari yargının görevli bulunduğu, görev ayırımının kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle kendiliğinden her zaman gözetilebileceği gerekçesiyle görevsizliğe, idari yargının görevli bulunduğuna karar vermiştir.
D-TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME:
Davacı vekilince temyiz edilen karar, Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkeme gerekçesini tekrarlayarak önceki kararında direnmiş; direnme kararı da yine davacı vekilince temyiz edilmiştir.
E-MADDİ OLAY:
Davalı Belediye tarafından çöp dökme alanı olarak kullanılan yerin yakınında davacıya ait keçilerin otlatıldığı, çöplerden sızan suların etrafa yayılarak, davacının keçilerinin yediği otlarda kokuşma bakterileri oluşturduğu, keçi yavrularının bu nedenle öldükleri bilirkişi raporlarından anlaşılmaktadır.
F-GEREKÇE:
Bu noktada öncelikle şu yönün açıklanmasında yarar görülmüştür: Yerel Mahkeme, Özel Dairece bozulan 23.03.2001 birinci kararında, davalı Belediyenin gerekli teknik ve sağlık tedbirlerini almaması sonucunda davacıya ait hayvanların ölmesine sebebiyet verdiğini benimsemiş ve davayı kısmen kabul etmiştir. Bu kararın, Özel Dairece, esasa ilişkin nedenlere dayalı olarak bozulmasından sonra ise, bozmaya uymuş, ancak bu kez, uyuşmazlığı yargı yolu açısından değerlendirmiş ve sonuçta idari yargının görevli bulunduğuna karar vermiştir.
Belirtilmelidir ki; görev ve yargı yolunun kamu düzenine ilişkin bulunması karşısında, Yerel Mahkemenin, davanın kısmen kabulüne yönelik önceki kararının bozulmasına ilişkin Özel Daire bozmasına uymuş olması, bu yönden taraflardan biri yararına usuli kazanılmış hak doğurmaz. Dolayısıyla, esas hakkında kurulan önceki hükmün yine esasa ilişkin yanlışlıklara işaretle bozulmasından sonra, bu bozmaya uyulmuş olmasına rağmen, somut olaydaki gibi, uyuşmazlığın görev ve yargı yolu açısından değerlendirilmesi ve görevsizlik kararı verilmesi usulen olanaklıdır; bu durum, usuli kazanılmış hak kavramına aykırılık oluşturmaz.
Ne var ki; somut olayda, davacı taraf, dava dilekçesinde, davalı Belediyenin topladığı çöpleri ve atık suyu, hayvanların otlatıldığı alana ve yakınına yasaya aykırı biçimde boşalttığını, herhangi bir duyuru yapmadığını, encümeninde ve yetkili organında bu hususta bir karar almadığını, otlakların ve çayırlık alanın kirli olduğuna dair uyarıcı işaret de koymadığını, esasen belediyenin o mıntıkaya çöp ve atık su dökmesinin yasal da olmadığını ileri sürmek suretiyle, açıkça davalının haksız fiiline dayanmış; iddiasını ve sonuçtaki tazminat istemini haksız fiil hukuksal nedenine bağlamış; davalı Belediye de, bu iddiaların tersini ortaya koyacak bir savunmada bulunmamış ve o yönde delil de sunmamıştır.
Hal böyle olunca, eldeki davanın, haksız fiil hukuksal nedenine dayalı tazminat istemine ilişkin bulunduğunun ve dolayısıyla, davaya bakma görevinin adli yargıya ait olduğunun kabulü gerekir.
Yerel Mahkemece, Özel Dairenin aynı sonuca işaret eden bozma ilamına uyulması gerekirken, direnme kararı verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.Maddesi gereğince BOZULMASINA, İstek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 07.12.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.