YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/640
KARAR NO : 2005/681
KARAR TARİHİ : 30.11.2005
Mahkemesi : Beykoz 2.Asliye Hukuk Mahkemesi
Günü : 27.04.2005
Sayısı : 2005/56 E- 135 K.
Taraflar arasındaki “kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beykoz 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 22.09.2003 gün ve 2002/505 E. 2003/600 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Belediye Başkanlığı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 10.02.2004 gün ve 2004/13221-844 sayılı ilamı ile;
(…Dava, kamulaştırmasız elatılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın İSKİ yönünden feragat nedeniyle reddine, diğer davalı yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan Büyükşehir Belediyesi vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan raporlar değer biçme yöntemi bakımından yasa hükümlerine uygundur.
Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal mukayesesi yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Davacılar vekili, ilk dava dilekçesinde taşınmazın m2.sine 550.000.000 TL.’ den, toplam 324.500.000.000. -TL. istemek suretiyle m2 birim fiyatı ve netice-i talep yönünden kendisini sınırlamıştır. Bu miktarla bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken fazlaya hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN :Davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kamulaştırmasız elatılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
A)DAVACININ İSTEMİ:
Davacı vekili; müvekkilinin, tapuda 1/3 pay maliki olduğu 248 ada 12 parsel sayılı ve 1770 metrekare yüzölçümündeki taşınmaza davalı idarece yol ve kanal geçirilmek suretiyle kamulaştırmasız elatıldığını; taşınmazda, müvekkilinin payının karşılığı 1770 m2x1/3=590 m2 olup, taşınmazın bir metrekaresinin rayiç değerinin beşyüzellimilyonliranın üzerinde bulunduğunu; bu durumda taşınmazın müvekkilinin payına düşen 590 metrekaresinin değeri olan (590m2x550.000.000TL/m2=324.500.000.000 TL.) üçyüzyirmidörtmilyar beşyüzmilyonlira bedelin davalı idareden, fiili elkoyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, taşınmaz üzerinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile karar verilmesini istemek gerektiğini; ancak, bu bedelin harcının karşılanmasının zorluğu gözetilerek, taşınmaz üzerinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile oluşacak fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000.000.000 TL. bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmenin zorunlu olduğunu ileri sürerek; dava konusu 248 ada 12 parsel sayılı 1770 metrekare miktarındaki taşınmaza, davalı idare tarafından yol ve kanal geçirilmek suretiyle kamulaştırmasız el atılması nedeniyle, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000.000.000 TL. bedelin davalı idareden yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili ıslah dilekçesinde; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş olmaları nedeniyle, ilk bilirkişi kurulu raporunda tespit edilen 383.500.000.000 TL. bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ:
Davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların sabiti olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı İstanbul Su Kanalizasyon İdaresi vekili; müvekkilinin, taşınmaza el atmadığını savunarak, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
C)YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ:
Yerel Mahkeme;yargılama sırasında alınan ve dava konusu taşınmaza metrekarede 600.000.000 TL.’den davacının 1/3 payı karşılığı 354.000.000.000 TL. bedel takdir eden ikinci bilirkişi kurulu raporunu benimseyerek, davacının ıslah talebini de nazara almak suretiyle; “davanın kısmen kabulü ile, 354.000.000.000 TL. kamulaştırmasız elkoyma karşılığının 4.7.2002 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar vermiştir.
D-TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME:
Davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nca temyiz edilen karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkeme; “dava dilekçesinin açıklamalar kısmında; ‘taşınmazın rayiç değerinin 550.000.000 TL.nın üzerinde olduğunun’ açıkca belirtilmesi ve yine dilekçede, taşınmaz üzerinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile oluşacak fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı tutulması karşısında, davacı vekilinin metrekarede belirlediği fiyat ve istediği miktar yönünden kendisini sınırladığını kabule olanak bulunmadığı” gerekçesiyle önceki kararında direnmiş, direnme kararını davalı Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili temyiz etmiştir.
E)MADDİ OLAY:
Davacının, tapuda 1/3 pay maliki olduğu 1770 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın tamamına davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından kamulaştırmasız el konulması nedeniyle, kamulaştırmasız el koyma karşılığının talep edildiği davada; yargılama sırasında alınan ilk bilirkişi kurulu raporunda taşınmaza metrekarede 650.000.000 TL. den, davacının 1/3 payı karşılığı 383.500.000.000 TL; ikinci bilirkişi kurulu raporunda ise metrekarede 600.000.000 TL.den, davacının 1/3 payı karşılığı 354.000.000.000 TL. bedel takdir edilmiş; Mahkemece birinci bilirkişi kurulu raporu benimsenmek suretiyle, 354.000.000.000 TL. kamulaştırmasız el koyma karşılığına hükmedilmiştir.
F)UYUŞMAZLIK :
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; davacı vekilinin, dava dilekçesinde taşınmaz metrekare birim fiyatı ve netice-i talep yönünden kendisini sınırlayıp sınırlamadığı; bu bağlamda Mahkemece, talep aşılarak fazlaya hükmedilip hükmedilmediği noktasında toplanmaktadır.
G-GEREKÇE :
Çekişmeli yargılama tasarruf ilkesinin doğal bir sonucu olarak hakim, tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlaya veya başka bir şeye hüküm veremez. (H.U.M.K. m74) Eş söyleyişle hakim, davacının talep sonucu ile bağlı olduğundan, bu talepten fazlasına karar veremez.
Bu noktada, davacının dava dilekçesinde, davalının mahkum edilmesini istediği alacak miktarını açık ve kesin biçimde bildirmesi gerektiği duraksamadan uzaktır.
Bilirkişi incelemesi yaptırılan davalarda, bilirkişi raporunda davacının alacağının dava dilekçesinde talep edilen miktardan daha fazla tespit edilmiş olması halinde, dava dilekçesinde istenmiş olan miktara hükmedilmesi gerektiği; aksi halin, talepten fazlaya hüküm verme yasağına aykırılık teşkil edeceği kuşkusuzdur.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde, elatılan 1770 metrekare yüzölçümündeki taşınmazda müvekkilinin 1/3 payına 590 metrekare yer isabet ettiği saptamasında bulunduktan sonra; açıkça beher metre kare için 550.000.000 TL. esas almak ve metre kare fiyatını açıkça bu miktarla sınırlamak suretiyle 590 metre kare için (550.000.000 TL.x 590 m2=) 324.500.000.000 TL. talep ettiğini belirtip, ardından da “ancak, bu bedelin harcının karşılanmasının zorluğu” gerekçesiyle fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak bu 324.500.000.000 TL. yerine şimdilik 10.000.000.000 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Bu durumda; dava dilekçesinde istemin, metrekarede 550.000.000 TL.den, toplam 324.500.000.000 TL. miktar ile sınırlandırıldığı; fazlaya ilişkin hakların, ilk aşamada talep edilen 10.000.000.000 TL.nın üzerinde ve fakat 324.500.000.000 TL. ye kadar olan miktar için saklı tutulduğu anlaşılmaktadır.
Bunun yanında; 324.500.000.000 TL.den fazlasını talep etmeyen davacı vekilinin, dava dilekçesindeki, “keşif ve bilirkişi incelemesi ile karar verilmesi” ifadelerinden; 324.500.000.000 TL.den fazla miktarın bilirkişi incelemesi ile tespiti ve tahsilini istemiş olduğu sonucuna varılması mümkün değildir.
Hal böyle olunca; davacı vekili dava dilekçesinde isteğin tavanını 324.500.000.000 TL.ile sınırlandırmış olduğundan; bilirkişi raporunda tespit edilen ve isteği aşan değere hükmedilemeyeceği açıktır.
Mahkemece aynı yöne işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyularak, dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınmak suretiyle 324.500.000.000 TL. kamulaştırmasız elkoyma karşılığına hükmedilmesi gerekirken, talebi aşan önceki hükümde direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı Büyükşehir Belediye Başkanlığının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 30.11.2005 gününde yapılan ikinci görüşmede karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.