Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2005/638 E. 2005/689 K. 30.11.2005 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/638
KARAR NO : 2005/689
KARAR TARİHİ : 30.11.2005

Mahkemesi : Pendik Asliye 2.Hukuk Mahkemesi
Günü : 4.5.2005
Sayısı : 467-148
Taraflar arasındaki “geçit hakkı ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Pendik Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 16.4.2003 gün ve 2002/529 E. 2003/216 K.sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 30.3.2004 gün ve 2003/6813 E. 2004/2489 K.sayılı ilamı ile;
(….Davacı, yola bağlantısı bulunmayan 850 sayılı parseli yararına davalı taşınmazında geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Mahkemece, davalıya ait 938 sayılı parselin orman niteliği ile tapuda kayıtlı olduğu ve ormanlardan geçit kurulamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Medeni Kanunun 747.maddesine göre, genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir. Zorunlu geçit hakkının istenebilmesi için zaruret halinin varlığı şart olup, genel yola bağlantısı olmayan taşınmaz malikinin geçit ihtiyacı içinde bulunduğu kabul edilir.
Yasada belirtilen genel yol, yetkili makamlarca genelin kullanımına tahsis edilen ve herkesin yararlanma hakkı bulunan yollardır.
Somut olayda, dosyada mevcut pafta örneğine göre, davacıya ait 850 sayılı parselin dört tarafı Hazine adına orman niteliği ile kayıtlı 938 sayılı parsel ile çevrili olup genel yol ile bağlantısı yoktur ve mutlak geçit ihtiyacı içindedir.
Davacı, orman içinde fiilen kullanılan ve taşınmazını genel yola bağlayan yollar bulunduğunu ileri sürmüştür. Mutlak yol ihtiyacı içinde bulunan davacının genel yola bağlantısı sağlanarak bu ihtiyacının giderilmesi gerekir. Bu durumda, mahallinde keşif yapılarak orman olan davalı taşınmaz içinde eylemli bir yolun bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Eylemli bir yolun saptanması halinde davacının da herkes gibi bu yoldan yararlanma olanağı vardır. Ancak bunun için öncelikle davacıya ait 850 sayılı parseli genel yola ulaştıracak eylemli yollar krokide işaretlenerek orman İşletme Müdürlüğüne gönderilmeli, davacının bu eylemli yollardan yararlanmasında sakınca olup olmadığı veya hangisinden yararlanabileceği sorularak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu yönler gözetilmeden eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir….)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
A-DAVA KONUSU: Dava, geçit hakkı istemine ilişkindir.
B-DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı, genel yola çıkışı olmayan 850 sayılı parsel yararına geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
C-DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
D-YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ: Yerel mahkeme, mer’a ve orman aleyhine zorunlu geçit hakkı tesis edilmesinin mümkün olmadığı, 850 sayılı parselin de orman dışında komşusu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. E-TEMYİZ EVRESİ,BOZMA VE DİRENME: Davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü bozmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
F-UYUŞMAZLIK: Mahkemece yapılan araştırmanın hüküm kurmak için yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
G-MADDİ OLAY: 850 sayılı parsel tarla vasfı ile davacı adına tapuda kayıtlı olup dört tarafı orman vasfı ile Hazine adına kayıtlı 938 sayılı parsel ile çevrilidir.
H-GEREKÇE: Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 747.maddesine dayalı geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Bir geçit isteminin çözüm ve sonuçlandırılmasında gözönünde tutulması gereken genel ilkeleri şöyle belirlemek mümkündür:
Geçit hakkı davalarını, genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunmasına rağmen mevcut bu yol ile ihtiyacı karşılanmayan tapulu taşınmaz maliki açabilir.
Bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyacı veya geçit yoksunluğu, ikincisine nisbi geçit ihtiyacı veya geçit yetersizliği denilebilir.
Geçit ihtiyacı olan kişi, davasını öncelikle taşınmazların önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun taşınmaz malikine karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana yöneltilmesi gerekir.
Geçit hakkı verilmesi isteğine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine geçit istenen tapulu taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur.Ancak, yararına geçit istenen taşınmazın müşterek mülkiyete konu olması halinde, paydaşlardan bir ya da bir kaçı dava açabilir.
Ülkemizde arazi düzenlemesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın doğrudan yol ihtiyacının karşılanmamış bulunması, geçit davalarının kaynağını oluşturmaktadır. Mahkemece uygun geçit yeri saptanırken öncelikle taraf yararlarının gözetilmesi ilkesi gözönünde tutulmalıdır.Geçit hakkı, taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, bir anlamda özünü komşuluk hukukundan almaktadır denilebilir.Bunun doğal sonucu olarak da yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri de esas alınmalıdır.
Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı, davacının subjektif arzularına göre değil objektif esaslara göre belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi de gözetilmelidir.
Bu nedenlerle de bir taşınmaz için 2,5-3 metre genişliğindeki bir yolun yeterli olacağı kabul edilmelidir.
Davacı yararına tesis edilen geçidin, genel yola kesintisiz ulaşması sağlanmalıdır.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel de yine objektif kriterlere, taşınmazın niteliğine göre atanacak bilirkişiler aracılığı ile saptanmalıdır.Saptanan bu bedel, hükümden önce depo ettirilmeli, böylece geçit bedelinin geç ödenmesinden doğabilecek sakıncalara meydan verilmemelidir.Aksinin kabulü, maddenin amacı ile de çelişir.
Kurulan geçit hakkının Medeni Kanunun 748/3.maddesi uyarınca Tapu Siciline kaydı da gereklidir.
Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri de davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Geçit hakkına ilişkin ana ilkeler bu olmakla birlikte eldeki dava özellik taşıyan bu durum arzetmektedir. Şöyle ki:
Yararına geçit kurulması istenilen davacıya ait 850 parselin dört tarafı Hazine adına orman niteliği ile kayıtlı 938 parsel ile çevrili olup, genel yol ile bağlantısı bulunmadığı sabittir. Mutlak geçit ihtiyacı içersindedir. İstemi bu mutlak gereksinim nedeniyle aşağıda açıklanacak hususlar çerçevesinde çözüme kavuşturulmalıdır.
Özel Daire bozmasında da vurgulandığı üzere davacıya ait taşınmazı dört bir yanından çevreleyip kuşatan, orman vasfıyla Hazine adına kayıtlı 938 parsel üzerinde orman yönetimince gereksinimleri karşılamak üzere açılmış eylemli yollar bulunabilir. Nitekim davacı da bu tür yolların varlığından söz etmektedir.
Bunun yanı sıra bu orman parselinin çevresinde genel yol ile özel mülkiyete konu taşınmazlar da bulunabilir. Veyahutta ormanı çevreleyen özel mülkiyete konu taşınmazların ötesinde genel yol olabilir.
Bu nedenlerle mahkemece öncelikle, 938 sayılı orman parseli ile çevresindeki taşınmazları içeren pafta getirtilmeli, mahallinde yapılacak keşifte orman içindeki fiili yollar; çevreleyen özel mülkiyete konu parseller, bu parsellerden genel yola cepheli olanlar belirlenip, orman yönetiminden davacının hangi eylemli yoldan yararlanabileceği sorulup saptandıktan sonra bu cevapta dikkate alınıp yukardaki genel ilkeler gözetilmek suretiyle, ormana komşu sair taşınmazlardan genel yola kadar olan ulaşım olanağı araştırılmalı ve buna göre bir sonuca gidilmelidir.
Yerel mahkeme kararı yukarıda açıklanan nedenlerle ve Özel Daire kararındaki sebeplerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine,30.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.