YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/613
KARAR NO : 2005/654
KARAR TARİHİ : 30.11.2005
Mahkemesi
:
Ankara 1.Tüketici Mahkemesi
Günü
:
29.03.2005
Sayısı
:
66-457
Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 1.Tüketici Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 08.07.2004 gün ve 2003/591-2004/407 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 11.10.2004 gün ve 2004/12680-14196 sayılı ilamı ile;
(…Davacı, davalı bankadan aldığı iki adet kredi kartı borcunu ödeyemediğini, hakkında icra takibine girişildiğini, 4822 sayılı yasanın geçici 1. maddesindeki düzenlemeden yararlanmak için başvurduğunu, ancak hesaplamanın fahiş yapıldığını ileri sürerek borcunun tespiti ile taksitlendirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka davacının 4822 sayılı kanunun geçici 1. maddesinden yararlanma şartı olan ilk taksiti yatırmadığını, azalan bakiyeye göre yaptıkları hesabın gerek Borçlar Kanunu genel hükümlerine gerekse 4822 sayılı kanunun geçici 1. maddesi hükmüne tamamen uygun olduğunu Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tebliğinde yer alan hesaplama yönteminin ise yasa ve hukukun genel prensiplerine aykırı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının davalı bankaya 14.3.2003 tarihi itibariyle 2.409.303.000 TL.borçlu olduğu ve aylık taksitlerin 200.775.250 TL. olduğunun tespitine 14.3.2003 tarihinden sonra davacının yapmış olduğu ödemelerin mahsubuna karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1—Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı bankanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2—Dava davacının davalı bankadan aldığı iki adet kredi kartının kullanımından doğan borçlarını ödeyememesi nedeniyle 4077 sayılı yasada değişikli yapılmasına dair 4822 sayılı yasanın geçici 1. maddesinden faydalanmak için açılmıştır.
4822 sayılı yasanın geçici 1. maddesi “Bu kanunun yayımından önce borçlunun temerrüdü nedeniyle ödenmeyerek icra takibi aşamasına gelen veya icra takibine konu edilen kredi kartı borçları temerrüt tarihindeki ana paraya yıllık yüzde elliyi geçmemek üzere gecikme faizi uygulanmak suretiyle oniki eşit taksitte ödenir. Kredi kartı borçları nedeniyle gerçekleştirilen her türlü takip yukarıda yer alan hükme göre ilk taksidin ödenmesiyle durur ve son taksidin ödenmesiyle birlikte tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar. Bu madde hükümleri, tüketicinin kredi verene kanunun yayım tarihinden itibaren otuzgün içinde yazılı müraacat etmesi halinde uygulanır.” Hükmünü getirmiştir. Bu geçici maddeden faydalanabilmek için her şeyden önce borcun kredi veren ile kredi kullanan tüketici arasında kredi kartı sözleşmesinin düzenlenmesi bu sözleşmeye dayanılarak verilen kredi kartı ile kredi müşterisinin alış veriş yapması veya nakit para çekmesinden kaynaklanması gerekir. Ayrıca kredi kartını kullanan tüketicinin bu yasanın yayımlanmasından önce temerrüde düşmesi ödenmeyen kredi kartı borcu nedeniyle hakkında icra takibi aşamasına gelinmesi veya icra takibi yapılması ve yasanın yayımlanarak yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30 gün içinde kredi kartı veren kuruluşa başvurusunun bulunması gerekir.
Davacının iki adet kredi kartı kullanımından doğan borcunu ödeyememesi nedeniyle 4822 sayılı yasanın geçici 1. maddesinden yararlanma koşullarının oluştuğu mahkemenin de kabulündedir.
Mahkemenin benimseyip hükmüne esas aldığı bilirkişi raporunda temerrüt tarihi olarak banka tarafından tüketiciye gönderilen son hesap özetinde belirtilen ödeme tarihi esas alınarak ana parayı belirlenmiştir. Oysa kredi kartı sözleşmelerinde dairemizin sapma göstermeyen uygulamalarına göre borçlunun temerrüdü banka tarafından akdi ilişkinin sona erdirilip hesap kat edildikten sonra borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmiş ise bu sürenin geçmesi ile oluşur. Bu tarihteki ana paranın belirlenmesi ise asıl alacağa temerrüt tarihine kadar akti faiz uygulanması ile olur.
Davacının hamili bulunduğu iki adet kredi kartı borcunun hesap kat tarihinde 2.035.366.762 TL. olduğu hesap kat ihtarının davacıya 15.1.2003 tarihinde tebliğ edilip 24 saat süre verildiğine/göre borçlunun 17.1.2003 tarihinde temerrüde düştüğü dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Mahkemece iki adet kart borcunun 17.1.2003 temerrüt tarihinden davacının başvuru tarihine kadar geçecek süreye 4822 sayılı Kanunun geçici 1.maddesi gereğince yıllık %50 faiz uygulanması ve başvuru tarihindeki ödenmesi gereken miktarın belirlenmesi bu dönem içerisindeki ödemelerde B.K.nun 84 maddesinin de hesaplamada değerlendirmeye alınması gerekir. İşte bundan sonra davalı tarafından yapılan icra takip harç ve giderleriyle buna ilişkin vekalet. ücreti ve Banka Sigorta Muamele Vergisi de ilave edildikten sonra bulunacak kart miktarlarının toplamı 12’ye bölünerek aylık ödeme tutarlarının belirlenmesinden sonra davacının borcunun varlığı saptanıp sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, dairemizin uygulamalarına uygun düşmeyen bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı Banka vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 30.11.2005 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.