YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/596
KARAR NO : 2005/694
KARAR TARİHİ : 07.12.2005
Mahkemesi : Kırıkkale Asliye 1.Hukuk Mahkemesi
Günü : 4.5.2005
Sayısı : 343-111
Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil-alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kırıkkale Asliye 1.Hukuk Mahkemesince asıl davanın kabulüne-karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.05.2003 (12.03.2003) gün ve 2000/603-2003/139 sayılı kararın incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 07.04.2004 gün ve 2003/4804-2004/1988 sayılı ilami ile;
(…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ve karşı davalı arsa sahibinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Yanlar arasındaki 26.7.1996 tarihli Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesinin Hususi Şartlar bölümü 7.maddesinde yapılacak inşaattan mal sahibine verilecek dairelerin güney batı cephesinden halk dilinde (1) bir, (2) iki ve (3) üçüncü katlardan birer daire olmak üzere toplam olarak üç daire olduğu belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan 21.03.2002 günlü bilirkişi kurulu raporunda teknik anlamda halk dili diye bir tabir bulunmamakla beraber burada kastedilenin 1.kat tabii zemin olarak (yani toprakla temas edilen kısım) ilk kat olup diğer 2 ve 3.katların da aynı cephede bunun üzerine sıralandığı, kat irtifakı projesine göre incelendiğinde ise 2-5-10 no’lu bağımsız bölümlere isabet ettiği kanaatine varılmıştır. Bilirkişi kurulu her ne kadar halk dilinde 1.kat olarak kastedilen yerin toprakla temasın sağlandığı ilk kat olduğu yolunda görüş bildirmiş ise de binanın toprakla temasının sağlandığı ilk katın halk dilinde zemin kat olarak tarif edildiği, numaralı katların ise bunun üzerinde sıralandığı bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla davacı arsa sahibine verilecek daireler 3. bodrum kat tabii zemin kabul edilerek onun üzerinde yer alan 2.bodrum kattaki 5 no’lu, 1.bodrum kattaki 10 no’lu ve zemin kattaki 14 no’lu dairelerdir. Bu husus gözetilmeyerek 5 ve 10 no’lu bağımsız bölümlerin yanı sıra davacıya proje ve kat irtifakına göre zemin katta bulunan 14 no’lu bağımsız bölüm yerine üçüncü bodrum kattaki 2 no’lu bağımsız bölümün verilmesi doğru olmamış, karar bu yönden bozmayı gerektirmiştir.
3-Davalı ve karşı davacı yüklenici açmış olduğu karşı davada sözleşme dışı işler bedeli ile davacıya ait 3 adet dairenin yakıt ve aidat giderlerinin ödetilmesini istemiş, mahkemece talep kısmen hüküm altına alınmıştır. Sözleşme dışı sayılan işlerden asansör yapımı, dış cephenin kum sıva ve kaleterasit ile kaplanması, hidrofor yapımı ve çatı izolasyonu binanın genelini ilgilendiren işlerdir. Bu işlerin yapımı ile davacı arsa sahibinin olduğu kadar davalı yüklenicinin daireleri de değer kazanmış, bina genelinde artı değer oluşmuştur.Bu sayılan işlerin sözleşme dışı iş kabul edilerek arsa sahibinin payı oranında tazminata hükmedilmesi doğru olmadığı gibi arsa sahibine ait dairelerin hangileri olduğunun belirlenmesinde ihtilaf çıkmış ve açılan asıl dava ile arsa sahibine verilmesi gereken daireler belirlenerek tesciline hükmedilmiş olmakla arsa sahibine ait 3 adet daire için yakıt ve aidat giderine hükmedilmesi de doğru olmamış, mukabil davanın tamamen reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı-karşı davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Asıl dava, arsa sahibinin arsa payı karşılığı eser sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ve alacak istemine; karşı dava da yüklenicinin aynı sözleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir.
Taraflar aralarında asıl ve ek olmak üzere düzenledikleri iki adet Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinde davacı/karşı davalıya ait arsa payı karşılığında başka taşınmazlarla tevhidi de yapılarak davalı/karşı davacı yüklenicinin kaloriferli en az 100 m2 büyüklükte 3 daire ve ayrıca garaj yapması konusunda anlaşmışlar; yüklenici tarafından 1998 tarihinde teslim aşamasına gelindiği iddia edilmiş; ancak arsa sahibinin garajın yapılmaması, dairelerin istenen vasıfta ve yerde olmaması nedeniyle teslim almaması üzerine taraflar arasında uyuşmazlık çıkmış; arsa sahibinin akdin feshi yönünde ayrıca açtığı davanın redle sonuçlanması üzerine eldeki dava açılmıştır. Davalı/ karşı davacı yüklenici de fazla yaptığını iddia ettiği iş bedelleri ve ödenmeyen yarım daire bedelini istediği karşı davayı açmıştır.
Mahkemece dava kabul edilmiş ise de davacı 1.kattan ne anlaşılması gerektiği yönündeki mahkeme kararının ve bunun dayanağı bilirkişi raporlarının yerinde olmadığı ve kısmen kabul edilen karşı davanın da reddi gerektiğini ifadeyle hükmü temyiz etmiş; Özel Dairece karşı davanın tümden reddi gerektiği, davacı arsa sahibinin talebi yönünden de 1.kat deyiminin zemin olarak anlaşılamayacağı vurgulanarak yukarıda başlık bölümünde aynen alınan nedenlerle mahkeme kararı hem asıl hem de karşı dava yönünden davacı arsa sahibi yararına bozulmuş; mahkemece bozma sonrası bilirkişi raporu da alındıktan sonra önceki kararda direnilmesine karar verilmiş; direnme kararı davacı/karşı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taraflar arasındaki sözleşmede geçen halk dilinde 1.kat tabirinden ne anlaşılması gerektiği ve aynı binada kendisine ait daireler de bulunan yüklenicinin oybirliği gerektiren iyileştirmeler nedeniyle davacıdan ek bedel talebinde bulunup bulunamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
1- Asıl dava yönünden;
Mahkemece bozmaya uyulup uyulmama yönünde karar verilmeden önce 20.12.2004 tarihli celsede verilen; “Dosyanın önceki raporumuzu hazırlayan bilirkişilere tevdi edilerek Yargıtay bozma ilamında belirtilen / halk dili ve teknik tabir ifadeleri ile değerlendirilerek Yargıtay Bozma ilamındaki hususları açıklığa kavuşturacak bir ek rapor alınmasının istenmesine, uyulmasına veya direnilmesi hususundaki kararımızın bu ek rapor alındıktan sonra karar verilmesine, bilirkişilere ek ücrete gerek olmadığına, tebligat masrafının davalı tarafça karşılanmasına” şeklindeki ara kararı gereği, dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınmış ve bilirkişilerin düzenledikleri 27.02.2005 günlü rapor da nazara alınarak 04.05.2005 tarihli celsede davacı yanın bozmaya uyma , davalı yanın da direnme talepleri zapta geçirildikten sonra önceki kararda direnilmiştir.
Şu durumda, mahkemece asıl davaya yönelik bozma ilamının 2. maddesinde yeralan nedenler yönünden bozmaya uyulup uyulmama yönünde bir karar verilmeden önce bozmadan esinlenerek bilirkişilerden rapor alınmış ve gerekçede de bu rapora dayanılmış olmakla ortada direnme kararı bulunmayıp bozmadan esinlenerek yapılan araştırmaya dayanan yeni bir hüküm bulunmaktadır.
Bu nedenle; bozma ilamının asıl dava yönünden bozma nedenlerini içeren 2. maddesi yönünden verilen yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.
2. Karşı davaya gelince;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararının 3. maddesinde açıklanan ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen gerektirici nedenlere göre, Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı karşı dava yönünden bozulmalıdır.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı-karşı davalı vekilinin;
1- Asıl dava açısından verilen yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 15.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2- Karşı dava yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine,07.12.2005 gününde, karar düzeltme yolu açık olmak üzere , oybirliği ile karar verildi.