YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/591
KARAR NO : 2005/561
KARAR TARİHİ : 05.10.2005
Mahkemesi : Kumluca İcra (Hukuk) Mahkemesi
Günü : 26.07.2005
Sayısı : 2005/64 E- 103 K.
Taraflar arasındaki “şikayet” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kumluca İcra (Hukuk) Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 02.12.2004 gün ve 2004/107 E. 110 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 21.04.2005 gün ve 2005/4847-8546 sayılı ilamı ile;
(…Borçluya gönderilen örnek 163 ödeme emri İ.İ.K.nun 60.maddesinde belirtilen zorunlu unsurları ihtiva ettiği halde icra mahkemesince aksine düşüncelerle HUMK’nun 388.madde hükmüne de aykırı düşer biçimde gerekçesiz yazılı şekilde karar kurulması isabetsizdir…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN :Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, ödeme emrinin şikayet yolu ile iptali istemine ilişkindir.
A-DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı-borçlu; davalı tarafından kambiyo senetlerine mahsus yolla aleyhine girişilen icra takibinde tebliğ edilen örnek 163 ödeme emrinin, İ.İ.K.nun 168’inci maddesinin 1’inci fıkrasının 6’ncı bendine aykırı düzenlendiğini ileri sürerek, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
B-DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı-alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C-YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ:
Yerel Mahkeme; “icra dosyasından davacı-borçluya çıkarılan 6.8.2004 tarihli ödeme emrinin, İ.İ.K.nun 168’inci maddesinin, 4949 sayılı Kanun ile değişik 6’ncı bendine aykırı düzenlendiğinin anlaşıldığı” gerekçesiyle, “şikayetin kabulü ile, ödeme emrinin iptaline” karar vermiştir.
D-TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME:
Davalı-alacaklı vekilince temyiz edilen karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkeme, “İ.İ.K.nun 168.maddesinin 4949 sayılı Kanun ile değişik 6’ncı .bendinde öngörülen “… itiraz edilip de reddedildiği takdirde 3 gün içinde 75.maddeye göre” ibarelerinin ödeme emrinde bulunmadığı, kanuna aykırı düzenlenen ödeme emrinin iptali gerektiği” gerekçesiyle, önceki kararında direnmiştir.
E-GEREKÇE:
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; Takip dosyasından davacı-borçluya gönderilen örnek 163 ödeme emrinin İ.İ.K.nun 168’inci maddesinde öngörülen zorunlu unsurları içerip içermediği; Ödeme emrinin iptal edilmesinde borçlunun hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Öncelikle belirtilmelidir ki, icra takip işlemleri, ödeme emri ile başlar ve ödeme emri bundan sonraki icra takip işlemlerinin şartıdır. Borçlu, kendisine karşı icra takibi yapıldığını, ilk defa ödeme emri tebliği ile öğrenir.
Bu noktada; özel bir ilamsız haciz yolu olan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda, ödeme emrinde bulunması gereken kayıtlar, İcra ve İflas Kanunu’nun 168’inci maddesinde gösterilmiş olup; bu belgede, takip talebindeki kayıtlardan başka, borcun ve takip giderlerinin on gün içinde ödenmesi ihtarı, takip dayanağı senet kambiyo senedi niteliğinde değil ise beş gün içinde icra mahkemesine şikayet etmesi gerektiği, imzaya ve borca itiraz ihtarı ile, “itiraz edilmediği ve borç ödenmediği takdirde, borçlunun on gün içinde 74 üncü maddeye göre, itiraz edilip de reddedildiği takdirde ise üç gün içinde
75’inci maddeye göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik edileceği, mal beyanında bulunmaz veya gerçeğe aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı ihtarının” yazılı olması, kanunun âmir hükmü gereğidir.
Görüldüğü üzere, süresinde borca veya imzaya itiraz etmiş olan borçlu, on gün içinde mal beyanında bulunmak zorunda olmayıp; icra mahkemesinin itirazın reddine ilişkin kararının kendisine tebliğinden itibaren üç gün içinde mal beyanında bulunmak zorundadır (İ.İ.K.m.168/6).
Ancak borçlunun, mal beyanında bulunma yükümlülüğünün doğması ve beyanda bulunmaması halinde hapisle tazyiki (İ.İ.K.m.76) ve hafif hapis cezasına mahkum edilebilmesi (İ.İ.K.m337/1) için; kendisine tebliğ edilen ödeme emrinin, “itirazın reddi halinde üç gün içinde 75’inci maddeye göre mal beyanında bulunması” ihtarını içermesi gerektiği açıktır. Ödeme emrinde böyle bir ihtar yoksa, borçlunun mal beyanında bulunma yükümlülüğü bulunmadığı gibi, beyanda bulunmamış olan borçlunun hapisle tazyik edilmesi ve cezalandırılması olanaksızdır.
Öte yandan, icra müdürünün bir işleminden zarar gördüğünü bildiren her ilgili, o işlem hakkında şikayet yoluna başvurabilir. Eş söyleyişle, icra müdürünün bir işleminin kanuna aykırı olması, hadiseye uygun olmaması, bir hakkın yerine getirilmemesi veya bir hakkın sebepsiz sürüncemede bırakılması sebeplerinden birine dayanarak iptal ettirmek veya düzelttirmekte hukuki yararı bulunan her ilgili, şikayette bulunabilir (İ.İ.K.m16).
Bir kimsenin, bir işlemin iptal edilmesinde veya düzeltilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararının bulunduğunun kabulü için; o işlemin kendi zararına bulunması gerekir.
O halde, şikayet konusu işlem lehine olan kimsenin, işlemin iptal ettirilmesinde veya düzeltilmesinde hukuki yararının bulunmadığı kuşku ve duraksamadan uzaktır.
Somut olayda; borçluya gönderilen örnek 163 ödeme emrinde, “itiraz edilip de reddedildiği takdirde üç gün içinde mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik edileceği” hususu borçluya ihtar edilmemiştir.
Az yukarıda açıklandığı üzere, borçluya böyle bir ihtarın yapılmamış olması; borçluyu mal beyanında bulunma yükümlülüğünden kurtaracağından, borçlunun çıkarlarının zarara uğramayacağı açıktır.
Hal böyle olunca, Mahkemece Özel Daire bozma kararına uyularak, ödeme emrinin iptal edilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmayan borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 05.10.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.