Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2005/581 E. 2005/672 K. 30.11.2005 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/581
KARAR NO : 2005/672
KARAR TARİHİ : 30.11.2005

Mahkemesi : Kahramanmaraş Asliye 1.Hukuk Mahkemesi
Günü : 4.3.2005
Sayısı : 1-115
Taraflar arasındaki “tenkis” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kahramanmaraş Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.11.2001 gün ve 168-689 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 17.2.2003 gün ve 14471-1984 sayılı ilamı ile;
(…..1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının mirasta iade davası yönünden temyiz itirazları yersizdir.
Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince;
2-Miras bırakan davalılara taşınmaz temlik etmemiş, onların üçüncü kişilerden satın aldıkları taşınmazların bedelini ödemiştir.Bu durumda davalılara yapılan bağış, satın alınan gayrimenkuller değil ödenen satış bedelleridir. Tenkis hesaplarının buna uygun yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken (H.G:K.30.12.1992 tarih E.1992/2-586 K.782) yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır….)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN :Taraf vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
A-DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili, miras bırakanın ortaöğrenimi sırasında ilk eşi F.. ile evlendiğini, davacının F..’dan doğduğunu; daha sonra doktor olan davalının ilk eşi F..’dan boşandığını; davalı R.. S.. ile evlendiğini, ikinci eşinden diğer davalılar E.., N.. E.. ve M.. E..nun doğduklarını, miras bırakanın doktorluk mesleğinden yüksek gelir elde ettiğini; ayrıca, ailesinin de varlıklı olduğunu, elde ettiği gelirle davalılar adlarına taşınır ve taşınmaz mallar alındığını ileri sürerek terekeye iadelerine, aksi halde seçimlik haklarını kullandıkları tarihteki rayiç piyasa değerleri üzerinden bedellerinin miras ortaklığına iadesine; davalıların yedlerinde bulunan her türlü menkullerin nemaları ile davalıların aldıkları kira gelirlerinin miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren, vadeli mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile birlikte miras ortaklığına iade edilmesine;mirasta iade isteği kabul görmediği takdirde davanın tenkis davası olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-DAVALILARIN SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalılar vekili, davalıların taşınmazları üçüncü kişilerden bedellerini ödeyerek satın aldıklarını, davanın reddini savunmuştur.
C-YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ:Yerel mahkemece mirasta iade isteğinin reddine, tenkis davasının kabulüne; taşınmazların miras bırakanın ölümü tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle tenkisen belirlenen bedelinin davalı Reyhan Seza Ademoğlu’ndan tahsiline karar verilmiştir.
D-TEMYİZ EVRESİ,BOZMA VE DİRENME: Tarafların temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarda yazılı gerekçeyle bozulmuş;yerel mahkemece, tenkis hesabına tabi taşınmazlarla ödenen bedeller arasında fikri bir bütünlük bulunduğu, miras bırakanın söz konusu paraları taşınmazların alınması için verdiği, taşınmazların tespit edilen ve tenkis hesabına esas alınan değerleri ile ödenen miktarlar arasında bir anlamda aynilik bulunduğu; tespit tarihindeki değerin belirlenmesinin bir anlamda ödenen bedelin güncellenmesi olduğu, ülkede uzun süre devam eden enflasyon dikkate alındığında ödenen bedellerin tenkis hesabına esas alınmasının hakkaniyete ve tenkis davasının özüne ve gayesine aykırı sonuçlardoğuracağıgerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
E-GEREKÇE:Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, tenkis hesabı yapılırken davalılara yapılan bağışın, satın alınan taşınmazların tespit tarihindeki değerlerinin mi, yoksa alımları sırasında ödenen satış bedellerinin mi esas alınacağı noktasında toplanmaktadır.
Yerel mahkemece, tenkis hesabında,miras bırakanın davalılara verdiği para ile alınan taşınmazların, mirasın açılma tarihindeki (miras bırakanın ölüm tarihindeki) değeri esas alınarak karar verilmiştir.
Özel Dairece, miras bırakanın davalılara taşınmaz temlik etmediği, onların satın aldıkları taşınmazların bedellerini ödediği, bu durumda davalılara yapılan bağışın, satın alınan taşınmazlar olmadığı, ödenen satış bedellerinin tenkise tabi bulunduğu gerekçesiyle mahkeme hükmü bozulmuştur.
Miras bırakan tarafından taşınmazların alımı için ödenen bedellerin (bağışın) tenkise tabi olduğu hususunda yerel mahkeme ile Özel Daire arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Somut olayda, dava konusu taşınmazlar, murisin ölüm tarihi olan 1994 yılından çok önce alınmıştır.Ülkede uzun yıllar devam eden enflasyon nedeniyle paranın satın alma gücü düşmüş, verilen paranın tenkis hesabına esas alınması sıkıntılara yol açmış, tutarsızlıklara ve adalete olan güvenin sarsılmasına neden olmuştur.
Hukuk kuralları gerçek hayata uygun olduğu ve adalet ihtiyacına cevap verebildiği sürece hayatiyetini devam ettirir; saygınlık sağlar ve hukuk kuralı özelliğini korur.Bu nedenle yetkili organlarca değiştirilinceye, yeni düzenlemeler yapılıncaya kadar zedelenmeden, çağın gereklerine uygun bir şekilde yorunlanmalıdır.
Bu görev yargıca aittir. Çağdaş hukuk, tam karşılığı verilmeden elde edilen kazançları korumamaktadır. O halde taraflardan bir kısmının zenginleşmesine yol açacak çözüm yollarından kaçınılmalıdır.
Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, miras bırakanın taşınmazlar alınırken verdiği bedellerin (paraların) mirasın açıldığı tarihte ulaştığı değerlerinin; paranın satın alma gücündeki değişimlerin usulünce belirli kriterler dikkate alınmak suretiyle hesaplanması, gerektiğinde bu konuda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan, taraf, yargıç ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması, bu yolla belirlenen değerin tenkisine hükmedilmesinden ibarettir.
Yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda; araştırma, soruşturma yapılmaksızın sonuca gidilmesi, hüküm kurulması doğru değildir. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi uyarınca BOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 30.11.2005 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.