Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2005/552 E. 2005/580 K. 12.10.2005 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/552
KARAR NO : 2005/580
KARAR TARİHİ : 12.10.2005

Mahkemesi: İstanbul 4.Asliye Hukuk Mahkemesi
Günü : 22.03.2005
Sayısı: 2005/36 E- 45 K.
Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 12.06.2003 gün ve 2002/863 E,- 2003/214 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 29.12.2004 gün ve 2004/12102-14983 sayılı karar düzeltme ilamiyle;
(…Dava yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar Hürriyet Gazetesinin 25.9.2002 günlü sayısında yayınlanan davalının “Kitap Oyunları” başlıklı yazısı nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuşlar, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu yayının içeriğinde “son birkaç yıldan beri Türkiye’de çok ilginç ve yalanlarla dolu bir kitap pazarlaması olayına tanık oluyoruz” biçiminde giriş yapıldıktan sonra, davacının da kitabından söz ederek (50) bin, (60) bin, (100) bin gibi sayıların basıldığından sözediliyor. Türkiye’de ilk baskısı (30) bin olacak kitap yok diye devam ediyor. Yine kitabın içeriğinin önemli olmadığı, cinsellik, boynuzlama, yatak sahneleri kattınmı entel birikimiyle birazda anlaşılmaz yaptınmı, (100) bin sattı palavrası. Yersen. gibi değerlendirmeler de yapılmıştır.
Bunun yalan olduğu, halkı kandırmaya yönelik bulunduğu, toplumun aldatıldığı da açıklanmıştır.
Dava, kitabın yazarı ve kitabı basan yayınevi tarafından açılmış ve yayının gerçeği yansıtmadığı iddia edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden kitabın (100) bin üzerinde basıldığı, vergilerin de ödendiği anlaşılmaktadır. Davalı yazarın, yazılan kitabı eleştirmesi en doğal hakkıdır. Hatta kitabın içeriği de ölçülü biçimde eleştirilebilir. Kitabı beğenmek zorunda da değildir. Ancak, yazılan yazı ile, davacıların yalan söylediği vergi kaçırdıkları, içerikten yoksun bir kitapla halkı kandırdıkları anlamına gelecek değerlendirmelerle, davacıların kişilik değerlerinin saldırıya uğradığı ve manevi tazminat koşullarının oluştuğu kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. Ne var ki hüküm onanmış bulunduğundan, davacıların karar düzeltme isteği HUMK.nun 440-442. maddeleri uyarınca kabul edilmeli, onama kararı kaldırılmalı ve hüküm gösterilen nedenlerle bozulmalıdır…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
A-DAVA KONUSU: Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
B-DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacılar İletişim Yayıncılık Gazetecilik, Basın Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile O. . vekili, Hürriyet Gazetesinin 25.9.2002 günlü nüshasının 5.sayfasında davalı
E. Ç. tarafından ”Kitap Oyunları” başlığı ile yazılan yazının; davacıların haysiyet ve şerefine saldırı mahiyetinde, maddi dayanağı olmayan, gazetecilik ahlak ve ilkeleri ile bağdaşmayan, gerçeğe aykırı hakaret ve sövme niteliğinde ifadeler içerdiğini ileri sürerek, davacılar lehine manevi tazminata hükmedilmesini, kararın Hürriyet Gazetesi dışında en yüksek tirajlı bir gazetede arka arkaya üç kez ilanına karar verilmesini istemiştir.
C-DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı vekili, iddia ve taleplerin tamamen mesnetsiz olduğunu, dava konusu haberde eleştirilenin davacılar olmayıp basın olduğunu, medya da dahil olmak üzere artık kitapların içerikleri ile ilgilenilmediği ve edebiyatın ticarete alet edildiğinin vurgulandığını, ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
D-YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ:Yerel mahkemece; davaya konu yazının bütünü ele alındığında, davalı yazarın kitap piyasasında yapılmakta olduğunu iddia ettiği pazarlama oyunlarından söz ederek, bazı yazarların kitaplarının abartılarak piyasaya sürüldüğünü, bu yazarların medya gücünü de yanlarına alarak güçlendiklerini, yayın evlerinin tiraj patlaması varmış gibi gösterdiklerini, özellikle davacı ile yazıda adı geçen diğer bir yazarın kitaplarının muhteşem bir pazarlama örneği ile piyasaya sürüldüğünü, oysa ki çok iyi başka yazarlarımız varken bunların gündeme getirilmeyip kitap piyasasında bu şekilde pazarlama oyunlarının yapılmasının hakkaniyete uygun olmadığı, bu kadar yüksek kitap satışı yaptığını iddia eden yazar Orhan Pamuk’un ödediği vergiyi açıklamasını belirterek eleştiri yorum ve uyarılarda bulunulduğu, kişilik haklarına tecavüzün söz konusu olmadığı, kamuoyunu bilgilendirmek amacına yönelik olduğu gerekçesi ile ret kararı verilmiştir.
D-TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME
Hüküm, davacılar vekilinin temyizi üzerine Yüksek Özel Dairece onanmış ancak, karar düzeltme talebi üzerine yapılan inceleme sonucunda yukarıya aynen alınan gerekçeyle bozulmuştur.
Yerel mahkeme ise kararında; davalının yazısının ağır eleştiri sınırları içerisinde kalmakta olup şahsiyet haklarına tecavüz olmadığı gerekçesi ile direnmiştir.
E-UYUŞMAZLIK: Davacıların kişilik değerlerinin saldırıya uğrayıp uğramadığı noktasındadır.
F-GEREKÇE: Dava hukuka aykırı yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkin olup, buradaki yayından dolayı hukuka aykırılık teşkil edecek olan eylem, genel olaylardaki hukuka aykırı olan eylemden farklılık arzeder.
Anayasanın 28.maddesi ve 5680 sayılı Basın Kanununun 1. maddesi ile basının özgürce yayın yapması güvence altına alınmıştır. Basına sağlanan güvencenin nedeni; toplumun sağlıklı, mutlu ve güven içinde yaşayabilmesini sağlamaya yöneliktir. Bu da kişinin, dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Diğer bir anlatımla basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma, yönlendirme yetki ve sorumluluğuna sahiptir.
Bunun içindir ki basının yayın yaparken, yaptığı yayından dolayı hukuka aykırılık teşkil edecek olan eylemi, genel olaylardaki hukuka aykırı olan eylemden farklılıklar taşır. İşte bu nedenle yapılan bir yayının, hukuka aykırılık veya uygunluk arzedip etmediği değerlendirilirken bu farklılık ve ayrık durum gözetilmelidir.
Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğu kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.Ancak basına tanınan bu özgürlük, tüm özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız değildir. Bundan dolayıdır ki, yayınlarında kişilik haklarına saygı göstermesi ve gerek Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümünde yer alan ve gerekse Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 25. maddelerinde ve yine özel yasalarda güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluk ve gerekliliktir.
Dava konusu yazı; bütünü ile incelendiğinde davalının kamuoyunu aydınlatma görevi sınırları içinde eleştiri hakkını kullanmış olduğu ve davacıların kişilik değerlerine bir saldırıda bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, yukarıda ve mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve delilerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına
göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme karının onanması gerekir.
S O N U Ç : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 12.10.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi.