Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2005/485 E. 2005/526 K. 28.09.2005 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/485
KARAR NO : 2005/526
KARAR TARİHİ : 28.09.2005

Mahkemesi

:

Ankara 13 Asliye Hukuk Mahkemesi

Günü

:

05.04.2005

Sayısı

:

575-134

Taraflar arasındaki “Manevi Tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 13. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 16.9.2003 gün ve 2002/752-2003/836 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 5.10.2004 gün ve 2004/871-11017 sayılı ilamı ile,
(…Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Yerel mahkemece dava kabul edilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir.
Tarım ve Köy İşleri Bakanı olan davacı, dava dışı bir şirket müdürü tarafından hazırlanan ve içerisinde kişilik haklarına saldıran ifadeler bulunan korsan CD’nin; T.B.M.M. İdare amiri olan davalı milletvekili tarafından meclisteki milletvekillerine dağıtılması nedeniyle tazminat istemiştir. Davacı, davalının “Red Bull’un Yasaklanmasının Ardındaki Gerçekler” isimli korsan CD’nin davalı imzası ile dağıtıldığını, davalının CD’yi bilerek ve isteyerek dağıtmak suretiyle kusurlu bulunduğunu belirterek sorumluluğu yoluna gidilmesini istemiştir. Dosyadaki belgelerden, kişilik haklarına saldıran CD’nin davalı tarafından hazırlanmadığı gibi, dağıtımını Bursa Milletvekili Ali Rahmi Beyreli’nin danışmanı tarafından getirilerek tüm milletvekillerine dağıtımını istemesi sonucu yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalının bir milletvekili tarafından dağıtmak üzere gönderilen CD’nin içeriğini inceleme, kişilik haklarına saldırı olup olmadığını belirleme veya dağıtımını engelleme yetkisi yoktur. Davalının mevzuat ve uygulama gereği görevi, güvenliği denetleme olup, bu görevi de yerine getirdiğine göre sorumluluğundan söz edilemeyeceğine göre davanın tümden reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K. 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II. Fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece verilen davanın kabulüne dair karar, Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur.
A-ÖN SORUN: Direnme kararında, tarafların iddia ve savunmaları özetlendikten ve önceki kararın gerekçesi aynen tekrar edildikten sonra, bozmaya niçin uyulmadığı, hangi gerekçeyle direnme yoluna gidildiği konusunda herhangi bir açıklama yapılmaksızın, sadece, önceki kararda direnilmesine karar verildiği belirtilmiş; ardından, hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
Hukuk Genel Kurulunda işin esasının incelenmesine geçilmeden önce, direnme kararının yasal anlamda gerekçe ihtiva edip etmediği, bir usuli ön sorun olarak incelenip, değerlendirilmiştir.
Öncelikle konuya ilişkin şu genel açıklamaların yapılmasında yarar görülmüştür:
Bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün bulunması, zorunludur.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa’nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388. maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
Öte yandan, bazen bir mahkeme kararının, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi konularda yapılacak hukuksal değerlendirmelerin sağlıklı olabilmesi de, o kararın yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
Yine, direnme kararlarının hukuksal niteliklerinin doğal sonucu ve gereği olarak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yapacağı inceleme ve değerlendirme sırasında gözeteceği temel unsurlardan birini direnme gerekçesi oluşturacağından, yukarıda değinilen genel anlamdaki tüm diğer nedenlerin yanında, özel olarak bu bakımdan da direnme kararının usul hukuku ilkelerinin aradığı anlamda bir gerekçe içermesi zorunludur. Başka bir ifadeyle, Özel Daire bozma ilamına hangi nedenlerle uyulmadığı, bozmanın niçin yerinde bulunmadığı ve mahkemenin bozulan önceki kararının neden hukuka uygun olduğu hususlarının direnme kararında açıklanması, onun hukuka uygunluğunun denetlenebilmesi açısından bir zorunluluktur. Nihayet, direnme kararları, yapıları gereği, Yasa’nın hukuka uygunluk denetimi yapmakla görevli kıldığı bir Yargıtay dairesinin bu denetimi sonucunda hukuka aykırı bularak, gerekçesini açıklamak suretiyle bozduğu bir yerel mahkeme kararının aslında hukuka uygun bulunduğuna, dolayısıyla bozmanın yerinde olmadığına ilişkin bir iddiayı içerdiklerinden, o iddianın yasal ve mantıksal gerekçelerini de ortaya koymak zorundadır.
B-ÖN SORUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ: Somut olayda, yukarıda belirtildiği üzere, Yerel mahkemenin direnme kararı herhangi bir gerekçeyi içermemektedir. O halde, direnme kararı, işin esasına girişilmeksizin salt bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçeyle H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma gerekçesi karşısında davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 28.9.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.