Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2005/475 E. 2005/511 K. 21.09.2005 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/475
KARAR NO : 2005/511
KARAR TARİHİ : 21.09.2005

Mahkemesi

:

Konya İş Mahkemesi

Günü

:

24.03.2005

Sayısı

:

1095-292

Taraflar arasındaki “işe iade” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 18.03.2004 gün ve 2004/131 Esas, 2004/170 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 01.11.2004 gün ve 2004/8628-24546 sayılı ilamı ile;
(…Davacı, hizmet akdinin geçerli bir nedene dayanmadığını belirterek, 4857 sayılı kanunun 18 ve devamı maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadeye, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre için ücret alacağına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece akdin feshinin 1475 sayılı Kanunun 17.maddesi ile yine son değişiklik olan 4857 sayılı Kanun’daki koşullara uygun olmadığı, feshin haksız olduğu belirtilerek dava kabul edilmiştir.
Dosya içeriğine göre davalı kurum sektörde oluşan yoğun rekabet, yönetsel ve yapısal değişiklikler, teknolojik gelişmeler ve nitelikli, ileri teknolojiyi kullanan personele gereksinimi gibi nedenler ileri sürmektedir. Bu nedenler ileri sürülürken sadece komisyon kararına dayanılmaktadır. Davacının ya da emekli edilenlerin çalışmasına gereksinim duyulmadığına, çoğunluğu teknisyen olan bu kişilerin yeni teknolojiyi kullanamadıkları konusunda yeterli bir inceleme ve araştırma yapılmış değildir. Öncelikle işverenin feshe gerekçe gösterdiği rekabet yapabilme ve yeni teknolojiyi kullanma yüksek eğitimli, teknolojiyi kullanan kaliteli personele gereksinimi olup olmadığı, iş sözleşmesi feshedilen davacının bu nitelikleri taşıyıp taşımadığı, hizmetine gereksinim bulunup bulunmadığı somut şekilde işçinin sicil dosyası incelenerek araştırılmalı, bu hususta, telekomünikasyon ve iletişim konularında uzman, tarafsız bilirkişilerden rapor alınmalı, buna göre feshin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı belirlendikten sonra karar verilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır…)
Gerekçesiyle oybirliği ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
A-Davacının isteminin özeti; Davacı vekili, davacının, İş Kanunu kapsamında çalışmakta iken iş akdinin 14.2.2004 tarihinde feshedildiği, feshin 4857 sayılı İş Kanununun 20. maddesi uyarınca geçerli bir sebebe dayanmadığını belirtilerek; “feshin geçersizliğinin tespitine, davacının işe iadesine ve işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre için ücret alacağına” karar verilmesini istemiştir.
B-Davalının cevabının özeti; Davalı vekili, davacının tüm yasal hakları verilerek iş akdinin feshedildiğini, feshin geçerli nedene dayandığını savunmuştur.
C-Yerel Mahkemenin Kararının Özeti; Yerel mahkemece, iş akdinin feshinin yasada sayılı koşullara uygun olmadığı gerekçesi ile “davanın kabulüne” karar verilmiştir.
D-Temyiz Evresi ve Direnme; Hüküm, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıya aynen alınan gerekçeyle bozulmuş, yerel mahkeme bu bozmaya karşı “önceki kararda direnilmesi gerekmiştir” denilerek, direnme kararı vermiştir.
E-Maddi Olay: Davacı işçi, davalı şirkette çalışmakta iken, işverence iş akdinin 14.02.2004 tarihinden geçerli olmak üzere feshedildiği, davanın yasal süre içinde açılmış olduğu görülmektedir.
F-Gerekçe; 4857 sayılı İş Kanununun “Fesih bildirimine itiraz ve usulü” nü düzenleyen 20.maddesi;
“İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir.Toplu iş sözleşmesinde hüküm varsa veya taraflar anlaşırlarsa, uyuşmazlık aynı sürede özel hakeme götürülür.
“Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
“Dava seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılır, mahkemece verilen kararın temyizi halinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
“Özel hakemin oluşumu çalışma esas ve usulleri bu yönetmelikle belirlenir.”
Hükmünü getirmiştir.
Genel Kurulun önüne gelen uyuşmazlıkta ön sorun, 4857 sayılı İş Kanununun 20/3.maddesinde yer alan “mahkemece verilen kararın temyizi halinde Yargıtay ilgili Dairesinin vereceği kararın kesin olması” kuralından ne anlaşılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Anılan düzenlemede yer alan, iş akdinin feshinin geçersizliğine ilişkin olarak açılacak bir davanın seri yargılama usulüne göre kısa süre içerisinde sonuçlandırılması düşüncesi, işçinin emek gelirinden olanaklar ölçüsünde en kısa süre yoksun kalması ilkesinden doğmuş, bu nedenle de Yargıtay Özel Dairesince verilecek kararın kesin olması amaçlanmıştır.
Benzer nitelikteki düzenlemelere; 2821 sayılı Sendikalar Yasasının 4.maddesi, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununun 3, 12, 15 ve 60. maddelerinde de yer verilirken iş hukukuna yön veren temel ilke ve düşüncelerden hareket edildiği, Hukuk Genel Kurulu’nun 13.03.1985 gün 1984/9-834 Esas ve 1985/201 Karar sayılı kararında da, benzer bir konunun ele alındığı görülmüş ve 2822 sayılı Kanunun 15. maddesinde yer verilen “Yargıtay’ca … kesin karara bağlanır.” hükmü ile yasa koyucunun burada bozma kararına karşı direnme yolunu kapamayı amaçladığının vurgulandığına işaret edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, kesin karar verme hususundan, Yargıtay Özel Daire kararının kesin olduğu, bunun için de direnmeye konu edilemeyeceğini kabul etmek gerekir. Yasa koyucu burada açıkça, “Yargıtay’ca kesin olarak karara bağlanır” demek suretiyle, bozma kararına karşı direnme yolunu kapamış bulunmaktadır.
O halde Özel Dairenin bozma kararına bu nedenle uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 21.09.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.