YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/454
KARAR NO : 2005/447
KARAR TARİHİ : 06.07.2005
Mahkemesi : Selim Kadastro Mahkemesi
Günü : 1.4.2005
Sayısı : 44-2
Taraflar arasındaki “kadastro tespitinin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Selim Kadastro Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.06.2004 gün ve 2004/36 E, 2004/20 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 29.11.2004 gün ve 2004/3924 E, 4349 K. sayılı ilamı ile;
(…Kadastro sırasında 142 ada 19 parsel sayılı 12,525,81 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, satın alma yoluyla geçen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı Selma Yeşil adına tesbit edilmiştir. Davacı hazine taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu öne sürerek mera niteliği ile sınırlandırılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, taşınmazın davalı taraf adına tapuya tesciline karar verilmiş,hüküm davacı hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olmadığı, tesbit gününde adına tescile karar verilen zilyet davalı taraf yararına 3402 sayılı kadastro kanunun 14. maddesi hükümde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş isede, yerel mahkemenin vardığı sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Dava konusu 142 ada 19 parsel sayılı taşınmazın doğu,güney ve batı sınırını oluşturan komşu 39 parsel sayılı taşınmazın mera niteliği ile sınırlandırılmak suretiyle tesbit edildiği anlaşılmaktadır. Kadastro tesbitine bir kayıt ve belge esas alınmamış yargılama sırasında da taraflar bir kayıt ve belgeye dayanmamışlardır. Dava konusu taşınmazla sınırlarını oluşturan komşu 39 parsel sayılı taşınmaz arasında ayırıcı unsur olarak doğal yada yapay bir sınır yeride tarif edilmemiştir. Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazın doğu, batı ve güney sınırını oluşturan komşu mera niteliğiyle sınırlandırılmak suretiyle tesbit edilen komşu 39 parsel sayılı taşınmaza el atılarak kazanıldığının kabulü gerekir. Kural olarak eylemli duruma aykırı düşen subjektif nitelikteki yerel bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilmesi olanaksızdır. Hal böyle olunca, uzman bilirkişi ziraat mühendisi Durmuş Batu tarafından düzenlenen 31.5.2004 günlü raporun saptanan bu eylemli durum karşısında yasal bir dayanağının bulunmadığının kabulü gerekir. Kaldıki bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Mahkemece bu olgular dikkate alınarak davanın reddine, dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunun 16/B maddesi hükmü uyarınca mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir….)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kadastro tespitinin iptali ve mera olarak sınırlandırma istemine ilişkindir.
Mahkemenin davanın reddine dair verdiği karar yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Ne var ki mahkemece, bu kez bozmadan sonra getirilen Selim Kadastro Mahkemesinin 2004/26 E., 2004/14 K. sayılı komşu parsele ilişkin davanın reddine dair kararı direnme kararına gerekçe yapmıştır.
Bu durumda ortada Hukuk Genel Kurulu’nca incelenecek bir direnme kararı bulunmayıp, yeni bir hükmün varlığı söz konusudur.
O halde, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire’ye gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 7.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 6.7.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.