YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/375
KARAR NO : 2005/412
KARAR TARİHİ : 22.06.2005
Mahkemesi : Ankara 14.İş Mahkemesi
Günü : 24.02.2005
Sayısı : 2004/1389 E- 2005/100 K.
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 14.İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 01.04.2004 gün ve 2003/613-461 sayılı, kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 25.10.2004 gün ve 2004/5566-8819 sayılı ilamı ile;
(…Dava dilekçesinde bu 1999 yılı 3-9. aylarına ilişkin olarak Kurumca yersiz olarak %3.5 prim oranı yerine 5. tehlike sınıfından %7 oranından alınan prim miktarı 1.898.995.568 TL’nin 506 Sayılı Kanunun 84.maddesi gereğince istirdadı talep edilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan bu sonuç usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Gerçekten, Kurumca tesbit edilip işverene bildirilen tehlike sınıf ve derecesinin, işyerinde yürütülen işin gerçek niteliğine uygun olmaması halinde Kurum yapmış olduğu bu yanlışlığı 506 Sayılı Kanunun 75.maddesi hükmü çerçevesinde resen düzeltilebileceği gibi işverenin isteği üzerine de düzeltebilir.
Bu şekilde kendiliğinden veya işverenin isteği üzerine daha önce hatalı olarak tesbit edilen tehlike sınıf ve derecesinde yapılan değişikler söz konusu maddenin açık ifadesi karşısında geriye yürümez.
506 Sayılı Kanunun 75.maddesinin 5.fıkrası, değişikliğin istek ve karar tarihini takip eden takvim yılı başından itibaren yürürlüğe gireceğini açıkça kurala bağlamıştır.
Somut olayda, 1999/3-9 aylar için iş kazaları ve meslek hastalıkları 5.tehlike sınıfı üzerinden %7 prim ödendiği ve 75.maddeye göre bir başvuru yapılmadığı, 17.09.2002 tarihinde verilen dilekçe ile yersiz alındığından bahisle primlerin geri istendiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca 75.maddeye göre tehlike sınıfında yapılan değişiklik işleminin geriye yürümeyeceğine ilişkin yasa kuralı karşısında işverence kuruma ödenen fazla prim miktarlarının geriye dönük olarak istirdadının mümkün olmadığı sonucuna varılmalıdır.
Burada 506 Sayılı Kanunun 84.maddesinin uygulama yeri de yoktur. Zira söz konusu madde yasal dayanağı olmaksızın alınan primlerinin iadesine imkan tanımaktadır.
Yukarıda açıklanan sebeplerle mahkemenin yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar vermesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabule karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve
dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında
açıklanan gerektirici nedenlere göre; Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.06.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.