Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2005/363 E. 2005/417 K. 29.06.2005 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/363
KARAR NO : 2005/417
KARAR TARİHİ : 29.06.2005

Mahkemesi : Silivri Sulh Hukuk Mahkemesi
Günü : 16.6.2004
Sayısı : 287-532
Taraflar arasındaki “vasinin görevden alınması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Silivri Sulh Hukuk Mahkemesince yetkisizliğe dair verilen 30.5.2003 gün ve 1999/756-2001/568 sayılı kararın incelenmesi vasi Mehmet Özkan tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 10.3.2004 gün ve 2004/2021-2986 sayılı ilamı ile;
(…4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun 18.01.2003 tarihinde yürürlüğe girmiş, 7. maddesinde ise vesayet makamının aile mahkemesi olduğu açıklanmıştır.
Görev kamu düzenine ilişkindir. Yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınması gerekir. 4787 sayılı yasanın geçici 1. maddesi uyarınca dosyanın vesayet makamı aile mahkemesine devredilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Vasi M. Ö.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, vasinin görevden alınması istemine ilişkindir.
A-ÖN SORUNLAR: Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşme sırasında, işin esasına girişilmeden önce, vasinin direnme kararını yasal süre içerisinde temyiz etmiş olup olmadığı birinci ön sorun olarak; bozmadan sonraki Kanun değişikliğine dayalı olarak verilmiş bulunan direnme kararının bu durum karşısında gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı da ikinci ön sorun olarak incelenmiş ve aşağıdaki sonuçlara varılmıştır.
a-Birinci Ön sorun (Direnme kararının yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olup, olmadığı):
Direnme kararı, temyiz eden vasi M. Ö.’ın dosyadaki adresine tebliğe gönderilmiş, tebligat belgesine adresinin daire numarası (3) yerine (8) olarak yazılmış ve 2.8.2004 günü “Muhatap mesai saatinde adresinde bulunmadığından tebligat ilgili mahalle muhtarına tebliğ edilip kapısına haber kağıdı yapıştırıldı. Komşusu A. At.’e haber verildi” şeklindeki açıklama ile, mahalle muhtarına imzası karşılığında teslim edilmiştir.
Vasi M.Ö. 26.10.2004 günlü temyiz dilekçesinde, hükmü tebellüğ ettiğini açıklamış, ancak tebliğ tarihini belirtmemiştir. Yukarıdaki tebligat geçerli kabul edildiği takdirde, 2.8.2004 tebliğ tarihine göre, temyiz dilekçesi yasal temyiz süresinden sonra verilmiş durumdadır. Ne var ki, Mahkeme daha sonra “Resen” kaydını düşerek ve daire numarasını doğru şekilde belirterek vasiye direnme kararını yeniden tebliğe göndermiş ve temyiz dilekçesinin verilişinden daha sonra 5.11.2004 günü bizzat tebliğ edilmiştir.
Tebligat Kanunu’nun 21. ve Tebligat Tüzüğü’nün 28. maddelerinde öngörülen; muhatabın adreste bulunmama nedenini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı gibi kimselerden durumun tahkik edilmesi, beyanlarının tebliğ tutanağına yazılıp imzalatılması koşulunun yerine getirilmediği 2.8.2004 günlü tebligatın usulüne uygun ve geçerli bulunmadığı, dolayısıyla bu tarihin temyiz süresinin başlangıcına esas alınamayacağı, bilahare yapılan geçerli tebligattan daha önce vasi tarafından temyiz dilekçesi verilmiş olduğundan, hükmün süresi içerisinde temyiz edilmiş olduğu oybirliğiyle kabul edilerek birinci ön sorun bu şekilde aşılmış, aşağıdaki ikinci ön sorunun incelenmesine geçilmiştir.
b-İkinci Ön Sorun(Direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı):
Dava, vasinin görevden alınması istemine ilişkin olup, Silivri Sulh Hukuk Mahkemesince verilen karar, Yüksek Özel Dairece, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 7. maddesi uyarınca vesayet makamının aile mahkemesi olduğu açıklanarak, Anılan Yasanın Geçici 1. maddesi uyarınca dosya vesayet makamı durumundaki aile mahkemesine devredilmek üzere bozulmuştur. Yerel Mahkeme, verildiği tarihteki Yasal durum itibariyle bozmanın doğru olduğunu, ancak, bozmadan sonra 19.4.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5133 sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 4787 sayılı Aile Mahkemeleri Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. Maddesine eklenen “Türk Medeni Kanunun 3. Kısmı hariç” ibaresiyle, vesayete ilişkin davaların Aile Mahkemelerinin görev alanı dışına çıkarılmış olması nedeniyle, oluşan bu yeni Yasal duruma göre tekrar kendisinin görevli hale geldiğini belirterek, direnme kararı vermiştir.
Bu durumda, temyize konu karar, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/3. maddesi anlamında bir direnme kararı değil; bozmadan sonra yürürlüğe giren ve göreve ilişkin değişiklik yapması nedeniyle resen gözetilmesi gereken yeni Yasa hükmü esas alınmak suretiyle kurulmuş yeni bir hüküm niteliğindedir. O nedenle, kararın temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.
B-GEREKÇE : Bu nedenlerle süresinde temyiz edilen bu hükmün açıklanan hususlar karşısında yeni hüküm olduğu sonucuna varıldığından, temyiz incelemesi Özel Daireye aittir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, mahkemece kurulan yeni hükmün temyizen incelenmesi için dosyanın 2.Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 29.6.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.