YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/351
KARAR NO : 2005/349
KARAR TARİHİ : 25.05.2005
Mahkemesi: Balıkesir İş Mahkemesi
Günü : 17.03.2005
Sayısı: 2005/30 E- 127 K.
Taraflar arasındaki “muarazanın men’i“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir İş Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 10.11.2004 gün ve 2004/536 E,- 681 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesi’nin 16.12.2004 gün ve 2004/12795-11260 sayılı ilamiyle;
(…Davacı, 01.05.1994-08.04.2003 tarihleri arasında 2926 Sayılı Yasa’ya göre tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Gerçekten, davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 Sayılı Yasa’da 506 Sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tespitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
Somut olayda, davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil kaydı bulunmamaktadır. Ayrıca, 2926 Sayılı Yasa’nın 7.maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan yasanın 5.maddesi ile 7.maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir.
Ancak, dosya içerisinde mevcut Ü.A.Ş.’den gelen ekici bordrosu içeriklerinden davacıyla ilgili olarak 05.05.1994 yılı döneminden itibaren Bağ-Kur prim tevkifatları yapıldığı anlaşılmaktadır. 2926 Sayılı Yasa’nın 2. ve 3.maddeleri kapsamında kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip, kaçınmak mümkün değildir. Her ne kadar, aynı yasanın 5.maddesi hükmünde, yasal süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı öngörülmüş ise de, re’sen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescillerini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 Sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde, kayıt ve tescil için Kurum’a başvuru olmasa dahi, bahse konu biçimde prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Davaya konu olayda da, davacının 1994 yılı döneminden sonraki tarımsal faaliyetine ilişkin olarak tüm primleri ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek adına Bağ-Kur hesabına yatırılmıştır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödemesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. Davalı Kurum’un Anayasa’ dan kaynaklanan sosyal güvenlik görevini gereği gibi yapmamasının sonuçlarının sigortalıya yükletilerek, davacının bu süredeki sigortalılığının geçersiz sayılması Medeni Kanun’un 2.maddesinde öngörülen genel nitelikteki objektif iyi niyet kuralları ile de bağdaşmamaktadır.
Öte yandan, 2926 Sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olan belge ve kayıtların da davacı adına bulunduğu ortadadır. Bu durumda, davacıdan ilk Bağ-Kur primi kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşı 01.06.1994’den itibaren davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, 01.05.1994 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğuna karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
S O N U Ç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunun değiştiren 3165 sayılı Kanun gereğince kurumdan harç alınmasına gerek olmadığına, 25.05.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.