YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/310
KARAR NO : 2005/387
KARAR TARİHİ : 15.06.2005
Mahkemesi : Ankara 14.İş Mahkemesi
Günü : 17.2.2005
Sayısı : 1367-58
Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 14.İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.3.2004 gün ve 2003/552-2004/108 sayılı kararın incelenmesi davacı ve davalı SSK vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 27.9.2004 gün ve 3673-7588 sayılı ilamı ile;
(… 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Kurum vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, 1.9.1999 – 15.9.2003 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde hizmet akdi ile çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yazılı gerekçelerle istemin reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varıldığı dosyadaki delillerden anlaşılmaktadır.
Bir hizmetin sigortalı hizmet olarak değerlendirilebilmesi için çalışanın zaman ve bağımlılık unsurlarını gerçekleştirecek biçimde işverenin işyerinde çalışması koşuldur. Öte yandan 506 sayılı Yasa’nın 2. maddesine göre, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı sayılırlar. Anılan Kanunun 6.maddesinde çalıştırılanların ise alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin sigortalının işe alındığı tarihte başlayacağı, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği hükmü öngörülmüştür. Bu durumda bir kimsenin hizmet akdine dayanarak çalışmaya başlaması halinde sigortalı olacağı ve sigortalı olmak için 506 sayılı Yasa’da iş yasasındaki hükme benzer şekilde hizmet akdinin yazılı olarak yapılması yönünde bir hükmün mevcut olmadığı da ortadadır.
Mahkemece bu hususlar dikkate alınarak, sağlıklı bir sonuca ulaşabilmek için gerek tarafların göstereceği tüm delillerin toplanması gerekse bu tür davaların Kamu düzenine ilişkin olduğu gözönünde bulundurularak resen araştırma prensibi gereğince deliller olabildiğince toplanarak ve mahkemece lüzum görülmesi halinde bilirkişi heyetinin ele görüşleri alınmak suretiyle bir neticeye varmak gerekirken davacının öğrenci olduğu, taahhütname uyarınca akademik görevleri kabul ettiği ve taraflar arasında hizmet akdinin söz konusu olmadığı gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır….)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN :Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Yerel mahkemece, bozma öncesi var olmayan İdare Mahkemesi kararına dayanılarak hüküm kurulmuştur.
Yerel mahkemece, eksik araştırma ve inceleme yönündeki bozma kararından esinlenerek, bu kapsamda yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, bozma kararına direnildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, usul ve yasaya uygun bir direnme kararı mevcut olmayıp bozma çerçevesinde yapılan araştırma sonucu oluşturulan yeni bir hükmün varlığının kabulü gerekecektir.
Belirtilen nedenlerle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 21.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 15.6.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.