YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/242
KARAR NO : 2005/249
KARAR TARİHİ : 13.04.2005
Mahkemesi : Ankara Asliye 4.Ticaret Mahkemesi
Günü : 3.11.2004
Sayısı : 537-683
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 4. Ticaret Mahkemesince, bir kısım davalılar hakkındaki davanın reddine, bir davalı hakkındaki dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 25.6.2003 gün ve 2000/954-2003/377 sayılı kararın incelenmesi davacılar tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 3.6.2004 gün ve 2004/12372-6295 sayılı ilamı ile;
(…Davacılar, davalı Sümerbank A.Ş. Çankaya Şubesi’nin mudisi olduklarını, talimatları olmadan hesaptaki paraların diğer davalı …Off-Shore Ltd. Şti. adına transfer edildiğini, talep edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, davalı H. G..’nun her iki davalı bankanın en büyük pay sahibi bulunduğunu, davalı bakanlığın ise Hazine adına bu durumdan sorumlu olduğunu iddia ederek, 41.211 USD’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Maliye Bakanlığı vekili, müvekkiline husumet düşmediğini, esas olarak da iddiaların yersiz bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Sümerbank A.Ş. vekili, davacılardan C.B..nin talimatı üzerine dava konusu meblağın diğer davalı …Off – Shore Ltd. ‘ne transfer edildiğini, yapılan işlemin havale niteliğinde bulunduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı H. G.. vekili, davacının talimatı üzerine işlem yapıldığını, fazla faiz ve vergi avantajından yararlanmak için off-shore hesabını seçtiklerini, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını bildirmiştir.
Diğer davalı, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunmalar, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların
Sümerbank A.Ş. ‘ye yatırmış oldukları paranın transfer talimatıyla ….Bank Off-Shore Ltd. Şti’ne havale edildiği davacıların ilk önce bu davalıya başvurmaları gerektiği, buradan sonuç alınamadığı takdirde anılan banka adına işlem yapan davalılar Oyakbank (Sümerbank) A.Ş. ve H. G.. hakkında dava açılması gerektiği, davalı Maliye Bakanlığı hakkında açılan davanın atiye bırakıldığı, gerekçesiyle,davalı Maliye Bakanlığı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı ..Bank Off-Shore Ltd. Şti. hakkındaki davadan vazgeçilmesi sebebiyle, diğer davalılar hakkında bu aşamada dava açılamayacağından haklarındaki davanın reddine karar verilmiştir..
Kararı, davacılar temyiz etmiştir.
1- Dava, off-shorre hesabına yatırılan paranın tahsili istemine ilişkindir.
HUMK’nun 382 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiş bulunmaktadır. Özellikle, kararda incelenen olaylar ve hukuki sorunlar tek tek ele alınmalı, hükümle maddi olaylar arasında köprü vazifesi gören gerekçe açıklanmalıdır. Kararın, hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup,aralarında çelişki bulunmaması, birbirine uygun olması esastır.
Mahkemece, somut olayda davacıların davalı Sümerbank A.Ş ‘ne yatırmış oldukları paranın transfer talimatıyla davalılardan ..Bank Off Shorre Ltd.Şti’ne havale edildiği, davacıların ilk önce bu davalıya başvurmaları, sonuç alamadıkları takdirde Sümerbank A.Ş (Oyakbank A.Ş) ve H. G.. hakkında dava açmaları gerektiğinden bahisle anılan davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacılar,20.05.2002 tarihli celsede davalı …Bank Off-Shorre Ltd.Şti. hakkındaki davadan vazgeçtiklerini açıklamışlar, mahkemece de, bu davalı yönünden davanın feragat nedeniyle reddine hükmedilmiştir. Davaya son veren taraf işlemi olan feragat, kesin hükmün sonuçlarını doğurur. O halde, mahkemece, davalılar Sümerbank A.Ş (Oyakbank A.Ş) ile Hayyam Garipoğlu hakkındaki davanın yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacılar
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, off-shorre hesabına transfer edilen paranın tahsili istemine ilişkindir.
A-DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacılar Cemal Baştiryaki ve Şenel Baştiryaki, 6.12.1999 tarihinde Sümerbank Çankaya Şubesinde ortak hesaba para yatırdıklarını, kısa bir süre sonra anılan Bankaya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından el konulduğunu, parayı çekmek için müracaat ettiklerinde, hesaplarındaki paranın Off Shore hesabına yatırılmış olduğuna, bunların Hazine garantisi kapsamında olmaması nedeniyle paranın ödenmeyeceğine dair bilgi verildiğini; gerçekte kendilerinin hesaptaki paranın Off Shore’a transferi konusunda bir talimatlarının bulunmadığını, sonradan belgeleri incelediklerinde, davacılardan C. B..’ye, bilgisizliğinden yararlanmak suretiyle, kandırma yoluyla banka tarafından o yolda bir belge imzalatılmış olduğunu öğrendiklerini, diğer davacının ise imzasının dahi olmadığını, bu durumda parayı Borçlar Kanunu’nun 21. maddesi çerçevesinde geri isteyebileceklerini; davalılardan …. Off Shore Ltd.Şti. nin sorumluluğunun açık olduğunu, davalı H. G..nun ise her iki bankanın en büyük hissedarı olması ve hakkındaki ceza davasında Off Shore zedelerin paralarını kendi şahsi hesabına geçirdiğini kabul etmesi nedeniyle sorumluluğu bulunduğunu, banka üzerinde gerekli denetim yetkisini kullanmayan davalı Maliye Bakanlığının da bu nedenle sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek, 41.211 USD’nin 6.12.1999 tarihindeki kur değeri üzerinden TL. karşılığından şimdilik 1.000.000.000 TL. nin aynı tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişler; yargılama sırasında bilirkişi raporu alınmasından sonra 4.4.2003 günlü dilekçeyle taleplerini 41.211 TL. olarak ıslah etmişlerdir.
B-DAVALILARIN CEVAPLARININ ÖZETİ:
Davalılardan Maliye Bakanlığı vekili müvekkiline husumet düşmeyeceğini; Sümerbank A.Ş. vekili, davacıların müşterek vadesiz hesaplarındaki paranın, münferiden yetkili bulunan davacı C..’in 6.12.1999 tarihli yazılı talimatı uyarınca diğer davalı … Off Shore Ltd.Şti. ne transfer edilmiş olması karşısında, talimat doğrultusunda yapılan bu işlemden dolayı müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını; davalı H. G.. vekili ise, gerek hesabın açıldığı ve gerekse sonradan transfer edildiği bankaların birer ticari şirket olduğunu, müvekkilinin Sümerbank A.Ş. de %0.01 oranında hissesi bulunduğunu, diğer davalı … Off Shore Ltd.Şti. ile ise hiçbir ilişkisinin olmadığını, bu durumda kendisine husumet düşmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı… Off Shore Ltd.Şti. ne adresten ayrılması ve yeni adresinin saptanamaması nedeniyle dava dilekçesi tebliğ edilememiş, davacılar bu davalı hakkındaki davadan vazgeçtiklerini bildirdiklerinden ilanen tebligata ilişkin ara kararı yerine getirilmemiştir.
C-YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ:
Yerel Mahkeme; davalı Sümerbank A.Ş. Çankaya şubesindeki hesaplarında bulunan davaya konu paranın, kendi talimatları üzerine davalılardan ..Bank off Shore Ltd Şti.ne transfer edilmiş olması karşısında, davacıların öncelikle bu davalıya (Efektifbank off Shore Ltd. Şti. ne) başvurmaları, sonuç alamadıkları takdirde, bu banka adına işlem yapan diğer davalılar hakkında dava açmaları gerektiğinden bahisle, davalılar Oyakbank (Sümerbank) ve H, G.. hakkındaki davanın bu gerekçeyle; …Bank Off Shore Ltd. Şti. hakkındaki davanın ise vazgeçme nedeniyle reddine, atiye terk edilen Maliye Bakanlığı hakkındaki dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermiştir.
D-TEMYİZ EVRESİ BOZMA VE DİRENME:
Davacılar tarafından temyiz edilen karar, Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkeme gerekçesini tekrarlayarak önceki kararında direnmiş, direnme kararını davacılar temyiz etmişlerdir.
E-MADDİ OLAY
Davacıların, davalılardan Sümerbank Çankaya Şubesindeki müşterek vadesiz döviz tevdiat hesaplarında bulunan para, davacılardan C. B..’nin imzasını taşıyan 6.12.1999 günlü yazılı talimat üzerine, davalılardan … Off Shore Ltd.Şti’ne (Kıbrıs) transfer edilmiştir. Görülmekte olan davada, davacılar, transfer edilen bu paranın kendilerine ödenmediğini ileri sürerek alacak isteminde bulunmuşlardır.
F-GEREKÇE
Bozma ve direnme kararlarının gerekçe ve kapsamlarına göre, Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davacıların 14.3.2002 günlü dilekçelerinde yer alan; … Off Shore Ltd.Şti. hakkındaki davadan vazgeçtiklerine ilişkin beyanlarının davadan feragat mi, yoksa, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 185/1. maddesi anlamında davayı takipten vazgeçme niteliğinde mi olduğu; feragat olarak kabulü halinde ise, diğer davalılar H.. G.. ve Sümerbank hakkındaki dava yönünden hangi kararın verilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Dava dilekçesinde bildirilen adresinden ayrılması ve yeni adresinin saptanamaması nedeniyle davalılardan … Off Shore Ltd.Şti. ne dava dilekçesi tebliğ edilememiş, Yerel Mahkeme 4.3.2002 günlü oturumda bu davalıya dava dilekçesinin ve duruşma gününün ilanen tebliğine dair ara kararı vermiş, ancak, davacılar 14.3.2002 günlü dilekçeyle anılan davalı hakkındaki davadan vazgeçtiklerini bildirdiklerinden, ara kararı yerine getirilmemiştir.
Davacıların 14.3.2002 günlü bu dilekçeleri “…Davalılardan …Off Shore Ltd.Şti.ne ilanen tebliğ edilmesine karar verilmiş idi…İlan masrafı olarak tarafımdan 538.000.000.TL. + KDV.talep edilmiş olup benim bu parayı ödeyecek gücümüz bulunmamaktadır. Diğer yandan davayı kazanmamız halinde alacağımız kararın bu davalı hakkında icra ve infaz kabiliyeti de bulunmamaktadır. Zira kendisi tabela şirketi dahi olmayıp gerçekte böyle bir şirket olup olmadığı da belli değildir…Tüm bu nedenlerden dolayı diğer davalılar hakkındaki davamıza halel gelmemek ve her ihtimale karşılık bu davalı hakkındaki dava vb. haklarımızı saklı tutmak kaydıyla şimdilik davalılardan … Off Shore Ltd.Şti. hakkındaki davamızdan vazgeçiyoruz…” şeklindeki bir ifadeyi ve istemi içermektedir.
Bu noktada belirtilmelidir ki; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na göre, bir dava açıldıktan sonra, istisnai haller dışında davacı davadan feragat edebilir (md. 91) veya davayı takipten sarfınazar edebilir, yani davayı geri alabilir (md.185/1). Kanunda, davadan vazgeçme adı altında düzenlenmiş herhangi bir kurum yoktur. Bununla birlikte, uygulamada gerçekte davadan feragat edilmesinin amaçlandığı durumlarda, davacı tarafın veya vekilinin davadan vazgeçtiğine dair beyanda bulunduğu ve bu beyanın genellikle mahkemelerce davadan feragat şeklinde nitelendirildiği bilinmektedir. Davacı tarafın “davadan vazgeçme” olarak adlandırdığı ve bu ad altında bildirdiği iradenin gerçekte davadan feragat niteliğinde olduğunun çekişmesiz bulunduğu hallerde herhangi bir sorun yaşanmamasına rağmen, bazı durumlarda somut olayda olduğu gibi bu terim kargaşasından doğan sorunlar yaşanabilmektedir.
Bilindiği gibi, feragat davaya son veren bir işlemdir. Davasından feragat eden davacı, dava dilekçesinin talep sonucu bölümüne konu ettiği haktan vazgeçmiş olur. Feragat herhangi bir şarta bağlanamayacağı gibi, davadan feragat edildiğine ilişkin iradenin açık ve kesin bir dille bildirilmiş olması da zorunludur. Bu nitelikteki bir feragat davalı tarafın veya mahkemenin kabulüne bağlı değildir ve kesin hükmün sonuçlarını doğurur.
Buna karşılık, davanın geri alınması, davaya konu haktan vazgeçilmesi anlamında değildir, ileride aynı yönde bir davanın açılması hakkı saklı tutulmaktadır ve bu nedenle de, geri alma davalının kabulüne bağlıdır.
Davacı tarafın vazgeçme terimiyle ifade ettiği irade beyanının gerçekte davadan feragat mi, yoksa, davanın atiye terk edilmesi niteliğinde mi olduğunun açık bulunmadığı, bu yönde bir çekişmenin doğduğu hallerde, her iki kurumun açıklanan hukuksal nitelikleri göz önünde tutulmalı; özellikle de, davadan feragatin açık ve kesin bir dille yapılmış ve herhangi bir şarta bağlanmamış olması koşulu gözden kaçırılmamalı; gerçek iradenin ne olduğu bu çerçevede belirlenmelidir.
Somut olay bu açıklamalar çerçevesinde değerlendirildiğinde:
Davacıların metni yukarıya alınmış olan 14.3.2002 günlü bu dilekçelerinde, davalılardan … Off Shore Ltd.Şti. hakkındaki davadan vazgeçme nedeni olarak, yapılacak ilanen tebligatın kendilerinin karşılayamayacakları kadar yüksek bir masrafı gerektirmesi gösterilmiş; sonuç olarak da, diğer davalılar hakkındaki davaya halel gelmesi kaydıyla ve her ihtimale karşılık bu davalı hakkındaki dava hakkı saklı tutularak, şimdilik bu davalı hakkındaki davadan vazgeçildiği belirtilmiştir. Gerekçesi ve sonuçtaki talep içeriği itibariyle, bu beyanın, davadaki talep sonucundan açık, kesin ve koşulsuz biçimde bir vazgeçmeyi içermediği, tersine, anılan davalı hakkındaki dava hakkı saklı kalmak kaydıyla ve şimdilik davadan vazgeçildiğinin açıklandığı görülmektedir. Dolayısıyla, bu beyanın, HUMK. nun 91. maddesi anlamında davadan feragate değil, 185/1. madde anlamında davanın geri alınmasına ilişkin olduğunun kabulü gerekir.
Hal böyle olunca, Özel Daire’nin davacıların anılan dilekçedeki beyanlarını davadan feragat şeklinde kabul etmesi ve diğer davalılara ilişkin ret kararını bu kabul çerçevesinde değerlendirmek suretiyle sonuca varması isabetsiz; Yerel Mahkemenin bu yöne değinen direnmesi ise yerinde görülmüştür.
Her ne kadar, yukarıda da belirtildiği üzere, davanın geri alınması Kanunun açık ve emredici hükmü uyarınca, hakkındaki dava geri alınan davalının buna rıza göstermesi koşuluna bağlı ve bu koşul zorunlu olarak, o davalıya dava dilekçesi ile duruşma gününün tebliğ edilmiş olmasını gerektirir ise de; bozma ve direnme kararlarının içerik ve kapsamlarına göre, bu yönün değerlendirilmesi Özel Dairenin görevindedir.
Bu durumda, uyuşmazlık açıklanan hukuksal çerçevede değerlendirilmek ve davacıların temyiz itirazları incelenmek üzere, dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ: Açıklanan gerekçeyle, Yerel Mahkemenin direnmesi yerinde görüldüğünden, davacıların temyiz itirazları incelenmek üzere dosyanın 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine,13.4.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.