YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/238
KARAR NO : 2005/234
KARAR TARİHİ : 06.04.2005
Mahkemesi : Aydın 1.Asliye Hukuk Mahkemesi
Günü : 20.4.2001
Sayısı : 1172-337
Taraflar arasındaki “Tapu iptali tesçil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 2.7.1999 gün ve 1998/134 E, 1999/585 K. sayılı kararın incelenmesi davalı hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 23.12.1999 gün ve 1999/9873 E, 10803 K. sayılı ilamı ile;
(…Davacı, 519 parselin sınırlandırmasının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Hazine davanın reddine karar verilmesini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu parsele ait tapulama tutanağında; 130 ve 131 parsellere uygulanan 293 tahrir numaralı vergi kaydının batı sınırının köy olarak yazılı olması ve doğusunda kadimden beri köy tarafından istifade edilen meranın bulunduğunun muhtar ve bilirkişiler tarafından bildirilmesi üzerine 28.1.1985 tarihinde köy orta malı mera olarak sınırlandırılmıştır. 130 ve 131 parseller davacının murisi adına kayıtlı bulunan 293 tahrir numaralı vergi kaydına dayanılarak yazılmıştır. Vergi kaydının bir sınırı köy olarak yazılıdır. Paftaya göre dava konusu parselin kuzey ve batısında 129 mera parseli bulunmaktadır. Her ne kadar yerel bilirkişi ve tanıklar dava konusu taşınmazın mera olmadığını, taşınmazın köyün uzağında bulunması nedeniyle mera olarak yazıldığını bildirmişler ise de; vergi kaydında yazılı miktar kadar yer 130 ve 131 parsel numaraları ile davacı adına tesbit ve tescil edildiğine göre miktar fazlası olan dava konusu yerin meradan elde edildiğinin kabulü zorunludur. 129 parselin kadim mera olduğu ifade edilmiştir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre eylemli meraya bitişik bir yere ait vergi kaydındaki sözcüklerin mera anlamında kullanıldığının kabulü gerekir. Bu ilke gözönünde tutulduğunda vergi kaydındaki köy sözcüğünün köye ait mera anlamında kullanıldığı ve bu yerin meradan elde edildiğinin kabulü gerekir.Bu hususlar gözönünde tutulmadan yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması Yasaya aykırıdır…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç :Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 06.04.2005 gününde, oybirliği ile karar verildi.