Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2005/219 E. 2005/245 K. 13.04.2005 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/219
KARAR NO : 2005/245
KARAR TARİHİ : 13.04.2005

Mahkemesi : Ankara 2.Tüketici Mahkemesi
Günü : 10.12.2004
Sayısı : 1657-906
Taraflar arasındaki “uyarlama” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2.Tüketici Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 11.03.2004 gün ve 2003/224-2004/73 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 05.07.2004 gün ve 6355-10821 sayılı ilamı ile;
(….Davacı, davalı bankadan aldığı kredi kartı borcunu ödeyemediğini, aleyhinde icra takibine girişildiğini, 4822 sayılı yasadan yararlanmak için başvurduğunu, ancak, hesaplamanın fahiş yapıldığını ileri sürerek, borcun tespitini istemiştir.
Davalı, davacının temerrüde düştüğünü, sözleşmeye uymadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna nazaran, davanın kabulüne, fazla ödenen 747.484.103 liranın davalıdan tahsiline ilişkin verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1— Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2—Dava, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da değişiklik yapan 4822 sayılı yasanın geçici 1. maddesine dayalı olarak açılan borç tespitine ilişkin olup, davacının, kredi kartından doğan borçlarını süresinde ödemeyerek temerrüde düştüğü ihtilafsızdır. BK.nun 101. maddesi hükmüne göre muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Kredi kartı harcamaları gibi süreklilik arzeden ve kendine mahsus özelliği olan sözleşme ilişkisinde de, BK.nun 101. maddesinde belirtilen düzenlemeye uygun olarak temerrüt tarihinin belirlenmesi zorunludur. Davalı, bankanın 14.12.2001 tarihli hesap kat ihtarı davacıya 20.12.2001 tarihinde tebliğ edildiğine ve davacıya bir günlük süre verildiğine göre, davacı 22.12.2001 tarihinde temerrüde düşmüştür.
Davacı, 4822 sayılı yasa gereğince süresinde ve 14.3.2003 tarihinde davalı bankaya başvurduğuna göre, 22.12.2001 temerrüt tarihi itibariyle belirlenecek ana paraya, 14.3.2003 tarihine kadar %50 temerrüt faizi yürütülerek elde edilecek miktar tespit edilmeli ve icra takibi nedeniyle yapılan masraflar ve BSMV. de dahil edildikten sonra borç ve taksit miktarı hesap edilmelidir. Mahkemece, bu ilkelere uygun bilirkişiden ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir….)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İlkin; 10.12.2004 tarihli direnme kararına ve davalı tarafın temyizine konu miktarın 747.484.103 TL olması karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 5219 sayılı Kanunla değişik 427. maddesi uyarınca temyizinin olanaklı olup olmadığı ön sorun olarak ele alınmış; davacının gerçek borcunun tespitine yönelik olarak 4822 sayılı kanunla değişik 4077 sayılı Kanunun geçici 1. maddesine dayalı eldeki davayı açmış olması, toplam borç miktarının 1.713.140.897.-TL olarak belirlenmesi ve mahsup işleminden sonra kalan rakama hükmedilmiş olması karşısında hükmün temyiz incelemesine açık olduğuna oybirliği ile karar verildikten sonra işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
İşin esasına gelince; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.4.2005 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan borç ilişkisinde 4077 sayılı tüketicinin korunması hakkında Yasada değişiklik yapan 4822 sayılı Yasanın geçici 1.maddesine dayalı borç tespiti istemine ilişkindir.
Davacının, kredi kartlarından doğan borçlarını süresinde ödemeyerek temerrüde düştüğü hususunda uyuşmazlık yoktur.
Somut olayda BY.nun 101.maddesi de dikkate alınarak kat ihtarının tebliği ve verilen süre nedeniyle 22.12.2001 temerrüt tarihi itibarıyle ana paranın belirlenip bu paraya başvuru tarihi olarak kabul olunan 14.3.2003 tarihine kadar %50 temerrüt faizi yürütülerek elde edilecek miktara icra takibi nedeniyle yapılan masraflar ve BSMV’nin ilavesiyle bulunacak miktarın mı?
Yoksa, mahkemenin kabul ettiği şekliyle Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Tüketici Yasası ile ilgili yayınladığı tebliğ ve genelgeler esas alınarak son ödemeyi içeren hesap ekstresindeki son ödeme tarihi olan 27.8.2001 tarihini temerrüt tarihi ve asıl alacak miktarını da bu tarih itibariyle 1.447.089.499.TL.üzerinden 14.3.2003 başvuru tarihi itibariyle bulunan 1.713.140.897 TL.lik miktarın mı?
Borcun tespitinde esas alınmasının Yasanın amacına uygun olacağı noktasındadır.
Yanlar arasında 14.10.1999 tarihli kredi kartı üyelik sözleşmesi düzenlenmiş, bankaca kredi kullandırılmış ancak ödeme yapılmadığı için alacaklı bankaca takibe girişilmiştir.
Davalı banka tarafından davacıya gönderilen 5444 4500 2911 5003 nolu karta ilişkin hesap ekstreleri ilk olarak son ödemesi 23.12.1999’dan başlayıp en son 27.8.2001 tarihine kadar davacının alışveriş ve ödeme işlemlerini içermektedir.
27.8.2001 son ödeme günlü hesap özetinde son hesap bakiyesi 1477.089.499 TL.dır. Limit ise “0”dır. Bu hesap ekstresinde gösterilen bedel ödenmemiştir.
Tüketiciye gönderilen hesap ekstresi yanlar arasında düzenlenen sözleşme ve kullandırılan kredi ile ilgilidir. Yapılan harcama ve ödenmesi gereken miktar ve ödeme tarihi belirgindir. Daha açığı borcun tutarı ve ifa edileceği vade açıkça tayin edilmiştir. Borçlar Yasasının 101/2 maddesi anlamında ilk defa gönderilen hesap ekstresi ile borçlunun direnimi oluşmuştur. Hesap özetinde saptanan ana para alacağı 1.477.089.499 TL. olmaktadır.
4077 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanuna 4822 sayılı yasayla eklenen geçici 1.maddeyle bu kanunun yayımından önce borçlunun temerrüdü nedeniyle ödemeyerek icra takibi aşamasına gelen veya icra takibine konu edilen kredi kartı borçları, temerrüt tarihindeki ana paraya yıllık yüzde elliyi geçmemek üzere gecikme faizi uygulanmak suretiyle oniki eşit taksitte ödenir.
Kredi kartı borçları nedeniyle gerçekleştirilen her türlü takip, yukarıda yer alan hükme göre ilk taksidin ödenmesiyle durur ve son taksidin ödenmesiyle birlikte tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar.
Bu madde hükümleri tüketicinin kredi verene Kanunun yayımı tarihinden itibaren Otuz gün içinde yazılı müracaat etmesi halinde uygulanır hükmü getirilmiştir.
Anılan geçici maddede bahsedilen temerrüt tarihi de ilk defa gönderilen hesap ekstresi olmaktadır. Çünkü Yasanın amacı tüketicinin korunmasıdır. Bu bakımdan geçici 1.madde tüketici lehine yorumlanmalıdır. İlk hesap ekstresi temerrüde esas kabul edilmediği takdirde hesabın katı tarihine kadar akti faiz hesap edilip asıl alacakla birleşip kapitalize olacak ve ana para alacağı büyüyecektir. Bu durumda tüketicinin korunmasından da söz edilemeyecektir. Geçici 1.madde uygulama amacını yitirecektir. Tüketicinin durumu bankanın takdirine terkedilmiş olacaktır.
Bu nedenle ilk hesap ekstresinde gösterilen 1.477.089.499 asıl alacak esas alınıp 4077 sayılı Yasanın 4822 sayılı Yasayla eklenen geçici 1 nci maddesi uygulanmalı faiz hesabı ve taksitlendirme yapılmalıdır.
Yerel mahkemece açıklanan olgular ışığında konu ele alınıp değerlendirildiğine ve sonuca gidildiğine göre karar doğrudur, Onanmalıdır.
Tüm bu yönler gözetilerek sayın çoğunluğun kararın bozulması yönündeki görüşüne katılmıyorum.