Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2005/190 E. 2005/220 K. 30.03.2005 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/190
KARAR NO : 2005/220
KARAR TARİHİ : 30.03.2005

Mahkemesi : Şişli 3.İcra Mahkemesi
Günü : 02.11.2004
Sayısı :2004/531 E- 774 K.
Taraflar arasındaki “tahliye” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Şişli 3.İcra Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.03.2004 gün ve 2003/291 E- 2004/188 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 01.07.2004 gün ve 2004/4937-5414 sayılı ilamı ile;
(…Alacaklı tarafından 25.09.2003 tarihli takip talepnamesi ile kira alacağı ve tahliye istenmiş, mahkemece tahliyeye karar verilmiştir. Borçlu vekili temyiz itirazlarında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürmüştür.
Örnek 51 ödeme emri tebligatının 02.10.2003 tarihinde, muhatabın tevziat saatlerinde bulunmaması nedeniyle tebligat ilgili mahalle muhtarlığına imza mukabili teslim edildi, apartman yöneticisi keyfiyetini bildiren ihbarname adresin kapısına asıldı durumu muhataba haber vermesi için en yakın Nihal Özer’e haber verildi şerhiyle tebliğ edilmiştir.
Tebligat Kanununun 21 ve Tüzüğün 28.maddesi gereğince muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan her biri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesini muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muftar, ihtiyar heyeti, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazıp imzalaması gerekir.
Olayımızda, borçlunun ne sebeple adreste bulunmadığı tevsik edilmemiş komşu imzası da alınmamıştır. Bu durumda ödeme emrine ilişkin borçluya açılan tebligat usulüne uygun değildir. Bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
A-DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ:Davacı kiralayan vekili, davalı aleyhine kira parasını eksik ödediği için icra takibi yaptığını ancak süresi içerisinde ödeme yapılmadığı gibi takibe de itiraz edilmediğini ileri sürerek akdin feshine ve mecurun tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
B-DAVALININ CEVABININ ÖZETİ:Davalı kiracı vekili, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini kaldı ki davalının kira borcunun da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C-YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ:Yerel Mahkeme, tebligatın usulsüzlüğü ileri sürülmüş ise de borçlunun tebligattan haberdar olduğu tarihten itibaren bu yönde şikayet yoluna gitmeyip borca da itiraz etmediği, davacının ileri sürdüğü gibi kira parasının eksik ödendiği ve temerrüdün gerçekleşmiş olduğunun tüm dosya kapsamından anlaşıldığı, gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
D-TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME:Davalı vekilince, davalıya usulsüz tebligat yapıldığ
bu nedenle ayrıca şikayet yoluna gitmesine gerek olmadığı, yasal süresi içerisinde görülmekte olan davada yazılı şekilde bildirildiği ileri sürülerek temyiz edilen karar, Özel Dairece yukarıya aynen alınan gerekçe ile bozulmuş;Yerel Mahkeme aynı gerekçe ile kararında direnmiştir.
E-MADDİ OLAY: 51 numaralı ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediği konusunda Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak davalı 19.02.2004 tarihinde davaya karşı cevaplarını bildirmiş, 24.02.2004 günlü ilk duruşmada da cevap dilekçesini tekrar ederek görülmekte olan dava dışında şikayet veya itiraz yoluna gitmediğini beyan etmiştir.
F-GEREKÇE:7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesi gereğince usulsüz tebliğin öğrenildiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Somut olayda davalı borçluya yapılan ödeme emri tebliği 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21.maddesine göre yapılmış ise de Tebligat Tüzüğünün 28/1.maddesi “Muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar ihtiyar kurulu ve meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir” demektedir. Muhatabın tebliğ saatlerinde adreste bulunmayış nedeni anılan Tüzük maddesinde belirtilen kişilerden sorulup bu hususta bir tutanak düzenlenmemiştir. Hukuk Genel Kurulu’nun 22.12.2004 tarih 2004/12-765 E.,730 K. kararında da açıklandığı üzere yapılan tebligat eksik ve geçersizdir. Bu durumda davalıya tebliğin ödeme emrinden haberdar olduğu 19.02.2004 tarihinde yapıldığının kabulü gerekir. O halde Yerel Mahkemece verilen direnme kararı bu nedenle usul ve yasaya uygundur.
Ne var ki, Özel Dairece işin esası incelenmeksizin karar verildiğinden davalı (borçlu) vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, direnme uygun bulunduğundan dosyanın işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için 6.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 30.03.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.