Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2005/168 E. 2005/199 K. 23.03.2005 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/168
KARAR NO : 2005/199
KARAR TARİHİ : 23.03.2005

Mahkemesi : Ankara 10.İş Mahkemesi
Günü : 01.07.2004
Sayısı : 2004/562 E- 458 K.
Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 10. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 25.9.2003 gün ve 2003/1342 E. 895 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 12.2.2004 gün ve 2003/10014 E, 2004/815 K.sayılı ilamı ile;
(…Uyuşmazlık, yaşlılık aylığı bağlanmasında; sigortalının ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihinin mi, yoksa çalışmanın başlamasından sonra mahkeme kararı ile düzeltilen tarihin mi esas alınacağı noktasında toplanmaktadır. Türkiye’deki sosyal güvenlik kuruluşlarının yaşlılık aylığı bağlanmasıyla ilgili 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 120, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununun 66, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 105. maddesi, “yaşlılık aylığının bağlanmasında; sigortalının ilk defa çalışmaya başladığı tarihteki yaşının esas alınacağı” şeklinde birbirine paralel düzenlemeler içermekte olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.10.2002 gün ve 21-7 61/777 sayılı kararı da bu doğrultudadır. 08.09.1999 gün ve 23810 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4447 sayılı Kanunla tüm sosyal güvenlik kuruluşlarında yaşlılık aylığı bağlanması ile ilgili yaş sınırının yükseltildiği bilinen bir gerçektir. 01.01.1977 tarihinde ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayan ve kayden 20.03.1961 doğumlu olan sigortalının yaşının, temyiz edilmeksizin kesinleşen Yenimahalle 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.09.1977 gün ve 1138/456 sayılı kararı ile 20.03.1959 olarak düzeltildiği kabul edilerek, yaş düzeltmesi Kurumca kabul edilmediği için tahsis talebi reddedilen davacının, 01.06.2003 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN :Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
A-Davacının İsteminin Özeti: Davacı, mahkeme ilamıyla düzeltilmesine karar verilen doğum tarihi esas alınarak yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesi gerektiğinin tespiti istemektedir.
B-Davalının Yanıtının Özeti: Davalı Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı vekili, 506 sayılı Kanunun 120. maddesi hükmüne dikkat çekerek, malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta kollarında, ilk defa çalışmaya başlanılan tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihinin esas alınabileceği savunmasında bulunmuştur.
C-Yerel Mahkemenin Kararının Özeti: Doğum tarihinin yargı kararı ile düzeltildiği, düzeltilen bu tarihin tahsis işlemlerinde esas alınması gerektiği gerekçesi ile, istemin kabulüne karar verilmiştir.
D-Temyiz Evresi, Bozma ve Direnme: Hüküm, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire’ce yukarıya aynen alınan gerekçelerle bozulmuş, yerel mahkemece bu bozmaya karşı önceki gerekçeler tekrarlanarak direnme kararı verilmiştir.
E-Maddi Olay: Davacı, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında ilk defa 1.1.1977 tarihinde çalışmaya başlamış olup, anılan tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihi 20.3.1961 dir. 7.9.1977 tarihinde sonuçlanan “yaş düzeltme” davasında, 1961 olan doğum tarihi, ay ve gün aynı kalmak kaydıyla, 1959 olarak düzeltilmiştir. Düzeltilen bu tarihin bir kısım sigorta işlemlerine esas alınması gerektiği iddia edilmekte ise de Sosyal Sigortalar Kurumu, işlemlerine, ilk defa çalışmaya başlanılan tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihini esas almaktadır.
F-Gerekçe: Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 120.maddesi olup, uyuşmazlık; ilk kez sigortaya tabi bir işte çalışmaya başladıktan sonra mahkemece düzeltilen doğum tarihinin Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı’nca yaşlılık aylığı tahsis işlemlerinde dikkate alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Yasalarda yer alan yaşla ilgili düzenlemeler, yaşamın her alanında etkisini göstermekte, bir kısım hakların kazanılması, kullanılması ya da sona ermesinde dikkate alınmaktadır.
1587 sayılı Nüfus Kanununun16. maddesi uyarınca; “Her çocuğun doğum tutanağı doğum bildirisi yapılan nüfus dairelerince adlı ve soyadlı olarak tutulur.”
Anılan Kanunun 46.maddesi ile kayıt düzeltme kapsamında, yaş düzeltme davalarına olanak tanınmış olup, düzeltilen kayıtlar ilgili kütüğe geçirilmektedir.
Değişik yasalarda, yaşla ilgili, sınırlayıcı nitelikte düzenlemeler bulunmaktadır.
1111 sayılı Askerlik Kanununun, “yaşlarını değiştirenler” başlıklı 81.maddesinde kural olarak; “Askerlik çağına girdikten sonra yaşlarını değiştirenlerin yaşlarında yapılan değişikliğin askerliklerine tesiri yoktur…”
5434 sayılı TC Emekli Sandığı Kanununun 105.maddesi ile, yaş düzeltmesi için 18 yaş sınırını getirmiştir. Yaş düzeltmeleri 18 yaş doldurmadan yapılmışsa geçerli sayılacak, sonraki düzeltmeler anılan Yasa açısından dikkate alınmayacaktır. Bu düzenleme ile de yaş düzeltme kararlarına sınırlı bir geçerlilik tanındığı görülmektedir.
1479 sayılı Bağ-Kur Kanununun 66. maddesi hükmünde; “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının sigortalının bu Kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri… esas tutulur.” Madde, açıkça yaş düzeltmesinden söz etmese de, ilk defa çalışılmaya başlayan tarihteki nüfus kütüğünde yazılı kayıtların gözetileceğinin belirtilmiş olması karşısında benzer sonuca ulaşılmaktadır.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 120/2.maddesinde de benzer bir düzenleme yer almaktadır. Bu hükme göre; “Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının, sigortalının yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının sigortaya tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonra doğan çocuklarının da nüfus kütüğüne ilk olarak yazılan doğum tarihleri esas tutulur.”
Bu noktada uyuşmazlık, yaş düzeltmeye ilişkin yargı kararları ile sosyal güvenlik yasalarında oluşturulmuş olan sigortalılık statüsüne müdahale edilip edilmeyeceğidir.
Nüfus Kanununda kayıt düzeltme davalarından amaçlanan, tutulmakta olan sicilin, gerçek duruma uygunluğunun sağlanmasıdır.
5434 sayılı Kanuna göre ölçü 18 yaş, 1479 sayılı Kanuna göre ilk defa Bağ-Kur’a bağlı çalışma, 506 sayılı Kanuna göre ilk defa herhangi bir sosyal güvenlik kurumunda çalışmaya başlama ilkesinin sosyal güvenlik yasalarında düzenlenmiş olan bir kısım sigorta kollarında, dikkate alınmasında ki amaç, sigortalı için belirtilen anlarda oluşan statükonun, eş deyişle, o anki mevcut durumun korunmasıdır.
120. maddeye, 24.6.2004 gün ve 5198 sayılı Kanunun 16. maddesi ile eklenen 3. fıkrada; “…ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş tashihleri dikkate alınmaz.” Hükmünün de bu düşünceyi amaçladığı görülmektedir.
Bu özel düzenlemelerin temelinde yer alan, statükonun korunmasına yönelik düşüncenin, kurumsal planlama ve aktüeryal dengelerin oluşturulmasında duyulan kaygılardan kaynaklandığının kabulü gerekir.
Aksinin kabulü ise, bu düzenlemelerle, yaş düzeltme davalarından kanuna karşı hilenin amaçlandığı, kişilerin yaş düzeltme konusunda kötü niyetli olduğu ve bu yönde delileri kararttıkları, dolayısıyla, yaş düzeltme istemli davaların yargılamalarında gerekli özenin, duyarlılığın gösterilmediği ve
hukuksal denetimin Yüksek Mahkemece sağlanamadığı, kesinleşen yargı kararlarının doğruluğunun ve geçerliliğinin tartışmalı olduğunun kabulü sonucunu doğuracaktır ki, bu düşünce, ne yasama ne de yargı organlarınca temel alınamaz, savunulamaz.
Yasada yer alan ve ilk defa çalışmaya başlamakla oluşmuş olan statükonun sürekliliğini sağlamayı amaçlayan 120. madde hükmü karşısında, belirtilen nedenlerle, ilk defa çalışmaya başlandıktan sonra verilmiş yaş düzeltme kararları maddede belirtilen sigorta kollarında dikkate alınamayacaktır.
Yasama Organının, yasal düzenlemelerle, dolaylı olarak yaş düzeltme kararlarına müdahale edemeyeceği yönündeki eleştirinin ise Anayasa Yargısınca, Anayasanın 150 vd. maddeleri kapsamında değerlendirilebileceğinden kuşku bulunmamaktadır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.Maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.03.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.