Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2005/166 E. 2005/82 K. 23.02.2005 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/166
KARAR NO : 2005/82
KARAR TARİHİ : 23.02.2005

Mahkemesi : İzmir 1.İcra Mahkemesi
Günü : 30.9.2004
Sayısı : 422-640
Taraflar arasındaki “şikayet”davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1.İcra Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 05.04.2004 gün ve 2004/197-305 sayılı kararın incelenmesi şikayetçi/alacaklı banka vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 11.06.2004 gün ve 2004/10116-14920 sayılı ilamı ile:
(“Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi İcra Hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir. Harç, yapılan bir hizmet karşılığı olarak Devletin aldığı bir paradır. Tahsil harcı da, bu amaca yönelik olup ve alacaklıya tediye sırasında alındığına göre, takip masrafları çıkarıldıktan sonra geri kalan miktar üzerinden hesaplanması gerekir. Çünkü, Alacaklıya yapılan hizmet, kendisine yapılan ödeme kadardır.
Nitekim, 492 Sayılı Harçlar Kanununda tahsil harcının, tahsil olunan paradan alınacağı belirtilmiştir. Bu tahsil olunan para alacaklı tarafından alınan paradır. İ.İ.K.’nun 15.maddesine göre de, Kanunda hilafı yazılı değilse bütün harç ve masraflar borçluya ait olup, neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın tahsil olunur. Sadece cezaevi harcı 2548 Sayılı Yasanın 1. madde 2. fıkrası gereğince borçluya yükletilemez, bu harcın yükümlüsü alacaklıdır.
Yukarıdaki ilkeler ve Yasa hükümleri gözönünde bulundurularak icra müdürlüğüne yatırılan para alacaklıya ödenirken bundan tahsil harcı düşülemez Yatan paranın alacaklıya ödenmesi gerekir. Ancak tahsil harcının mükellefi borçlu olduğundan İ.İ.K.’nun 15.maddesi gereğince ayrıca hüküm ve ayrı bir takibe gerek kalmaksızın yapılan takipte tahsil harcı yönünden muhtıra çıkarılmak suretiyle borçluya yöneleceği tabidir.”)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Şikayetçi /alacaklı banka vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstek, icra müdürlüğünün işlemini şikayete ilişkindir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 492 Sayılı Harçlar Kanununun 28.maddesinin (b) bendinde yer alan İcra Tahsil Harcının Ödeme (tahsil) zamanı ve şekli noktasındadır.
Konuyla ilgili Hukuk Genel Kurulunun 09.06.2004 gün ve 12/336-338 sayılı- ki bu karara karşı karar düzeltme istemi de 22.09.2004 gün ve 12/491-413 sayılı kararla reddedilmiştir- ilamında da açıkça vurgulandığı ve dayanakları ayrıntısıyla gösterildiği üzere;
İcra harcı, devletin icra hukukundaki faaliyetine karşılık aldığı paradır (Prof. Dr. Baki Kuru-İcra ve İflas Hukuku-Üçüncü Baskı-1988-Cilt 1, Sayfa 107-108). İcra ve İflas Harçları, 492 sayılı Harçlar Kanununun birinci kısmında yargı harçları bölümünde, 2-37. maddelerde düzenlenmiştir.
Devletin icra takibi nedeniyle aldığı harçlardan en önemlilerinden birisi de Harçlar Kanununun 28.maddesinin (b) bendinde düzenlenen icra tahsil harcı olup, bu harç anılan yasal düzenleme uyarınca alacağın ödenmesi sırasında tahsil olunur.
Borçlu dilerse icra dairesine başvurarak tüm ferileriyle birlikte harç ve masrafları da kapsayacak biçimde borcunun tamamını hesaplattırıp öder veya borcundan mahsup edilmek üzere kısmi ödemede bulunur. Bu ödemeleri alacaklının arzu ettiği zaman icra dairesinden alma hakkı vardır. Borçlu ister kısmen isterse tamamen ödemede bulunsun, ödediği paralar İcra İflas Kanunu Yönetmeliğinin 57.maddesi uyarınca düzenlenen bir tahsilat makbuzu ile teslim alınarak kasa defterine işlenir. Düzenlenen tahsilat makbuzunun bir nüshası da, ödemede bulunan borçluya verilir. Alacaklının, dosyaya yatırılan paraları almak istemesi halinde yine yönetmeliğin 58.maddesi uyarınca düzenlenecek reddiyat makbuzunda kesilecek tahsil harç miktarı da gösterilmek suretiyle “verilmesi lazım gelen paranın” miktarı da ayrıca gösterilir ve düzenlenen makbuz alacaklıya imza karşılığında teslim edilir.
Burada önemle vurgulamak gerekir ki, eğer bir harç alacağı mevcut ise bunun mutlaka her ödeme sırasında tahsil edilmesi gerekmektedir. Zira, devlet tahsil harcını takibe konu asıl alacak üzerinden almaktadır Bundan sonraki tahsilatlardan (faiz tahsilatlarından) harç alınması, Harçlar Yasasının 20. maddesinin açık hükmü karşısında mümkün bulunmamaktadır. Kısacası, Kanun; harç alacağının tahsilini borcun tamamının ödenmesi şartına bağlamamıştır. Borcun tamamı ödenirse elbetteki harç da tahsil edilecektir. Şayet, borcun tamamı değil de taksit taksit ödenmesi söz konusu ise bu taktirde yapılan borç tahsilatlarının alacaklıya ödendiği miktara göre harç tahakkuku ve tahsilatı yapılacaktır. Çünkü Devlet, verdiği hizmet yani yaptığı tahsilat kadar harç almayı hak etmiştir.
Görülmektedir ki, Harçlar Kanunu, para borçlarıyla ilgili icra tahsil harcının alacağın —ister kısmen (taksitle), isterse tümüyle- tahsili sırasında alınmasını öngörmektedir.
Yeri gelmişken açıklamakta yarar vardır ki, alacaklının, alacağının tamamını elde edinceye kadar takibe devam etmek hakkı ve yetkisi vardır. İcra Dairesince borçlu tarafından yatırılan miktardan kesilen harç nedeniyle alacaklı, alacağının tamamına kavuşamadığı takdirde borçlunun malvarlığı üzerinde takibi devam ettirerek alacağını eksiksiz tahsil etme olanağına her zaman sahiptir. Alacaklı, icra takibinin herhangi bir safhasında borçlu aleyhine yürüttüğü takibi sürdürmekten vazgeçerse ve hatta bunu bir beyan olarak icra tutanağına yazdırmak isterse İcra Müdürü, feragat beyanını zapta geçirmeden önce borçlu ödemede bulunmadığı takdirde feragat harcını alacaklıdan tahsil etmek durumundadır. Yasanın 32. ve 127.maddeleri bu konuda hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık hükümler içermektedir.
Diğer taraftan, Harçlar Kanununun 128. maddesinde de gerekli harçları tamamen almadan işlem yapan memurların harcın ödenmesinden mükellefler ile müteselsilen sorumluluğu öngörülmüştür.
Harçlar Yasasının 37.maddesinde düzenlenen ve harçların Vergi Dairesince tahsilini öngören kural ise, İcra Dairesince başkaca hiçbir işlem yapılmasını gerektirmeyen ve yasanın öngördüğü süreler içinde harç ödemesi yapılmayan konulara münhasırdır. Kısaca harç tahsil müzekkeresi yazılmak suretiyle icra tahsil harcının Vergi Dairesince tahsili öngörülen takip dosyası infaz edilmek suretiyle icra müdürü tarafından işlemden kaldırılan işlerle ilgilidir.
Somut olayda olduğu gibi, konusu para alacağı olan icra takiplerinde takip konusu alacağın, borçlu tarafından taksitler halinde ödenmesi durumunda alacaklıya her bir ödeme yapılırken icra tahsil harcının alınması gerekmektedir. Zira, harcın tahsilinin alacağın tamamının ödenmesinden sonraya bırakılması gibi bir kabul şekli , Harçlar Yasasının hem sözüne ve hem de özüne aykırı olup, kabulü olanaklı değildir.
Eş söyleyişle, icra müdürünün, alacağın borçlu tarafından bölüm bölüm icra kasasına yatırılması veya başka nedenlerle (satış paraları veya İ.İ.K.nun 89.maddesi uyarınca alacaklılar ve üçüncü şahıslar elinde haczedilen mallarla ilgili paralar) kasaya alınan paralar olup olmadıklarına bakmaksızın, kasaya giren paradan alacaklıya yaptığı her ödeme sırasında yasa gereği tahsili gereken harç miktarını tahsil etmesi gerekir.
Bu nedenledir ki, mahkemece açıklanan şekilde işlem yapan müdürlük işlemine ilişkin şikayetin reddine dair kararda direnilmiş olması usul ve yasaya uygun olup, kararın onanması gerekir.
SONUÇ: Şikayetçi/alacaklı banka vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda
açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı (1.10 YTL ) bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına 23.02.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.