Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2005/138 E. 2005/221 K. 30.03.2005 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/138
KARAR NO : 2005/221
KARAR TARİHİ : 30.03.2005

Mahkemesi

:

Ankara 5.İş Mahkemesi

Günü

:

28.12.2004

Sayısı

:

1457-1367

Taraflar arasındaki “tespit, alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 5.İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 31.12.2003 gün ve 2003/1172-2048 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 7.6.2004 gün ve 2004/2498-5119 sayılı ilamı ile,
(…Dava hukukî nitelikçe; davacıya 22.06.2001 günlü tahsis talebini takip eden aybaşından itibaren Bağ-Kur’ca 1479 sayılı Kanuna göre yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile 01.07.2001-01.05.2002 döneminde ödenmeyen yaşlılık aylıkları ile 22.06.2001-01.05.2002 döneminde yersiz olarak tahsil edilen primlerin yasal faiziyle birlikte davalı Bağ-Kur’dan tahsili istemine ilişkindir.
Davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanuna 4447 sayılı Kanunla eklenen Geçici 10. maddesi hükmünde; Bağ-Kur sigortalılarının tam yaşlılık aylığı ve kısmî yaşlılık aylığına hak kazanmalarına ilişkin istisna ve geçiş dönemi koşulları düzenlenmiş olup, bu yönde; 4447 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümlere göre, anılan Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşı (=01.10.1999) itibarîyle aylık bağlanmasına hak kazananlarla, aylık bağlanmasına hak kazanmalarına iki tam yıl veya daha az süre kalan sigortalıların önceki hükümlere göre tam veya kısmî yaşlılık aylığı hakları saklı tutulmuştur. Yine tam yaşlılık aylığına ilişkin geçiş dönemi özel koşulları 4447 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olup da 01.10.1999 tarihi itibariyle bayan sigortalı ise 20, erkek sigortalı ise 25 tam yıl prim ödeme süresinin dolmasına, 2 ila 10 tam yıl arasında, kalan sürenin fazlalığına bağlı olarak artan şekilde yaş koşulu da getirilmek suretiyle dokuz kademeli olarak düzenlenmiştir. Ne ki, tam yaşlılık aylığına ilişkin geçiş dönemi hükümlerinin Anayasa Mahkemesince iptal edilerek, bu iptal kararının 23.05.2002 tarihinde yürürlüğe girmesi üzerine, yeni yasal düzenlemede 01.06.2002 yürürlük tarihli 4759 sayılı Kanunla yapılmıştır.
Davada uyuşmazlık konusu olan husus da; 1479 sayılı Kanuna 4447 sayılı Kanunla eklenen geçici 10/II maddesinde düzenlenen geçiş dönemi hükümleri kapsamında, yaşlılık aylığı tahsis koşullarının belirlenmesinde, 01.10.1999 tarihinden sonra borçlanılarak primi ödenen askerlik süresinin, iş bu 01.10.1999 tarihindeki 25 tam yıllık prim ödeme süresine dahil edilip, edilemeyeceği konusundadır.
1479 sayılı Kanunun ek 9. maddesi hükmüne göre, sigortalılara askerlikte er olarak geçen hizmet süreleriyle yedek subay okulunda geçen sürelerinin tamamını borçlanma olanağı getirilmiştir. Bu yönde, askerlik borçlanmasıyla askerlikte geçen süreler borçlanılarak sigortalılık süresine eklenmektedir. Askerlikte geçen sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirilebilmesi için de; öncelikle borçlanma iradesinin Kuruma karşı ortaya konması, borçlanılan primin hak düşürücü süre niteliğindeki yasal süre içerisinde Kuruma ödenmesi gerekmektedir.
Hâl böyle olunca da, 1479 sayılı Kanunun geçici 10/II. Maddesi hükmünde öngörülen geçiş dönemi tam yaşlılık aylığı koşullarının belirlenmesinde; sigortalılarca 01.10.1999 tarihi itibariyle, aynı Kanunun ek 9. maddesi kapsamında, askerlikte geçen sürenin borçlanılması hususunda Kuruma irade açıklamasında bulunulmamış giderek yasal süresi içinde olmak üzere borçlanma primleri ödenmemişse artık; bu sürenin 25 tam yıl prim ödeme süresi kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
Davada somutlaşan olayda; 22.06.2001 tarihinde Bağ-Kur’dan yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunan sigortalının; 1479 sayılı Kanunun geçici 10/II. maddesi hükmüne göre, 01.10.1999 tarihi itibariyle 01.11.1975-31.07.1984 döneminde Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi 6 yıl 8 ay, 15.10.1984-01.10.1999 döneminde Bağ-Kur’a tabi 14 yıl 11 ay 16 gün zorunlu sigortalılık süresi olmak üzere toplam 21 yıl 7 ay 16 gün sigortalı hizmeti bulunmaktadır. Davacı sigortalı, 03.11.1976-03.07.1978 tarihleri arasında geçen 1 yıl 8 aylık askerlik süresini borçlanmak üzere 01.10.1999 tarihinden sonra 07.12.1999’da Kuruma başvurarak borçlandığı primleri 07.06.2001 tarihinde ödemiş olup, askerlikte geçen bu sürenin; anılan geçiş dönemi tam yaşlılık aylığı özel koşullarının belirlenmesi yönünde işbu 25 tam yıl prim ödeme süresine dahil edilmesi mümkün değildir.
Bu durumda, 01.10.1999 tarihinde 25 tam yıl prim ödeme süresinin dolmasına 3 tam yıldan fazla, 4 tam yıldan az süresi kalan davacıya geçici 10/II-b kapsamında ancak; 25 tam yıl prim ödemesi talepte bulunması yanında 46 yaşını da ikmal etmesi hâlinde tam yaşlılık aylığı bağlanabilecektir ki 01.05.1956 doğumlu olan davacı yönünden sayılan yaşlılık aylığı tahsis koşulları da, 22.06.2001 tarihinde değil, 46 yaşını ikmal ettiği 01.05.2002 tarihi itibarîyle oluşmakta olup, dava konusu istemin bu çerçevede değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mahkemece açıklanan maddî ve hukukî esaslar gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
4447 sayılı Kanunun 39. maddesi ile 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununa eklenen geçici 10. madde yaşlılık aylığına hak kazanma yönünden kademeli geçiş öngörmektedir.
Anılan madde uyarınca, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümlere göre, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşı itibariyle aylık bağlanmasına hak kazananlar ile aylık bağlanmasına hak kazanmalarına iki tam yıl veya daha az kalan sigortalıların, tam veya kısmi yaşlılık aylığı talep hakları saklıdır.”
Uyuşmazlık; yaşlılık aylığında kademeli geçişi öngören 4447 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra yapılan askerlik borçlanmasının, kademeli geçişte aranan sigortalılık süresinin hesabında dikkate alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Sigortalılara askerlikte er olarak geçen hizmet süreleri ve yedek subay okulunda geçen sürenin tamamını borçlanma olanağı veren 1479 sayılı Kanunun ek 9. maddesi uyarınca borçlanılan sürenin, sigortalılık süresi olarak değerlendirilebilmesi, başvuru ile yasada belirtilen süre içerisinde olmak üzere borçlanma primlerinin Kuruma ödenmiş olması koşuluna bağlı bulunmaktadır. Yasada belirtilen borçlanma koşulları gerçekleşmeden, askerlikte geçen sürenin sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesine yasaca olanak bulunmamaktadır.
4447 sayılı Kanunun 39. maddesi ile 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununa eklenen geçici 10. maddesinin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşı olan 1.10.1999 tarihi itibariyle davacı sigortalının toplam 21 yıl 7 ay 16 gün sigortalılık süresi bulunmakta olup, bu tarih itibariyle 25 yıllık sigortalılık süresinin dolmasına 3 yıl 4 ay 14 gün vardır. Askerlik borçlanma talebi ve borçlanma primlerinin ödenmesinin ise anılan maddenin yürürlüğünden sonraki tarihlerde yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Geçici 10. maddede öngörülen geçiş dönemi tam yaşlılık aylığı koşullarının belirlenmesinde sigortalının, 1.10.1999 tarihinde mevcut ve geçerli sigortalılık sürelerinin dikkate alınması yasa gereğidir. Anılan tarihten sonra askerlik borçlanması yoluyla elde edilen sigortalılık süresinin, geçiş dönemi koşullarının belirlenmesinde dikkate alınması isabetsiz olup, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA,30.3.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi.