Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2005/115 E. 2005/129 K. 02.03.2005 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/115
KARAR NO : 2005/129
KARAR TARİHİ : 02.03.2005

Mahkemesi : Menderes Asliye Hukuk Mahkemesi
Günü : 29.4.2004
Sayısı :48-289
Taraflar arasındaki “tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Menderes Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 2.6.2003 gün ve 2002/412 E, 2003/367 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 3.11.2003 gün ve 2003/6908 E- 2003/7066 K sayılı ilamı ile;
(…Davacı, dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmesi üzerine; hükmün, kabule ilişkin bölümü davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin önceki hükmün, redde ilişkin bölümü davacı vekili, kabule ilişkin bölümü davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu bölümünün onanmasına, kabulüne karar verilen 19.06.2001 günlü krokide D harfi ile gösterilen bölümün öncesinin fundalık ve taşlık yerlerden olduğu gözönünde tutularak imar ve ihya koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılıp belirlenmesi, C harfiyle gösterilen dere yatağının etkisi altında kalan ve toprak taşımak suretiyle düzeltilen bölüm hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gereğine işaret edilmek suretiyle bozulmasına karar verilmiş, davacı vekilinin karar düzeltme isteği reddedilmiştir. Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonunda krokide C ve D harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin yeniden davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına uyulmakla ilgilileri yönünden usuli kazanılmış hak doğar ve mahkemece de bozmada gösterilen esaslar çerçevesinde araştırma ve inceleme yaparak hüküm verme yükümlülüğü doğar. Bozmada açıkça işaret edildiği üzere; 19.06.2001 günlü krokili raporda C harfiyle gösterilen taşınmaz bölümünün öncesi itibariyle dere yatağı olduğu, toprak taşımak suretiyle yapılan çalışmanın ihya sayılamayacağı gerekçesiyle taşınmazın bu bölümü hakkındaki davanın reddine karar verilmesine işaret edilmiştir. C harfiyle gösterilen taşınmaz yönünden sevkedilen bozma kesindir. Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre, bozmanın dışına çıkarak taşınmazın bu bölümü hakkında da inceleme yapmak suretiyle sonuçta tescile karar vermiş olması kanuna aykırıdır.
Aynı krokide D harfiyle gösterilen taşınmaz bölümüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince: Az öncede açıklandığı üzere; fundalık ve taşlık olan bu taşınmaz bölümünün imar ve ihya edilip edilmediğinin araştırılması hususuna temas edilmiştir. Mahkemece, bozmadan sonra ziraatçı ve jeolog uzman bilirkişi görüşlerine başvurulmak suretiyle taşınmazın bu bölümünün 25-30 seneden beri imar ve ihyası yapılmış tarım arazisi olduğunu, ancak öncesi itibariyle çöplük olarak kullanılan bir yer olduğunu bildirmişlerdir.
İmar ve ihya olgusu maddi olaylardan olup yerel bilirkişi, tanık sözleri ve benzeri delillerle kanıtlanabilir. Taşınmazın fundalık ve taşlık olduğu belirlendiğine göre böyle bir yer ancak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17.maddesinde belirtilen imar ve ihya olgusu sonunda kazanılabilir. Bu tür uyuşmazlıklarda yoğun para ve emek sarfedilmek suretiyle kültür arazisi haline getirilen taşınmazın bu olgunun tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile tasarruf edilmiş olması gerekir. Taşınmazın ihya edilmiş olması iktisap bakımından tek başına yeterli değildir. İhyanın tamamlandığı tarihten itibaren 14.maddedeki koşullar altında tasarruf edilmesi de gerekir. Bu yönden yapılan inceleme noksandır. Bunlardan ayrı, ziraatçı ve jeolog uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen 16.04.2003 günlü raporda; toprak yapısı üzerinde yapılan incelemeye göre öncesinin çöp dökme alanı olduğu belirtilmiştir. Bu bilgiler gözönünde tutularak taşınmazın çöp alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, böyle bir yer olupda terkedilmişse hangi tarihte terkedildiğinin davalı Özdere Belediye Başkanlığı’ndan sorulması, yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılıp Kadastro Kanununun 17.maddesinde belirtilen koşulların gözönünde tutulması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir….)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalılar Hazine vekili ve Özdere Belediye Başkanlığı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
A-DAVA KONUSU: Dava zilyetlik ve imar ihya nedenine dayalı tapuya tescil isteminden ibarettir.
B-DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ : Davacı, dava konusu tespit dışı yerin murisinden kendisine intikal ettiğini, 1957 yılında yapılan tapulama tespiti sırasında sehven tespit dışı bırakıldığını, 30 yılı aşkın bir süredir imar ihya edip, nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyetliğini sürdürdüğünü ileri sürerek, taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
C-DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı; Dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
D-YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu tescil harici yerin 1957 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında tapu miktar fazlası olarak tespit dışı bırakılan ve fen bilirkişisi raporunda ”A” ve “B” ile gösterilen kısımların zilyetlikle iktisabının mümkün olmaması nedeniyle bu kısımlar bakımdan davanın reddine, “C” ve “D” ile gösterilen kısımlar bakımından ise, tespit dışı bırakılma tarihinden dava tarihine kadar, zilyetlikle iktisap koşullarının davacı yararına oluştuğu sonucuna vararak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
E-TEMYİZ EVRESİ BOZMA VE DİRENME : Davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece; “ C” harfi ile gösterilen kısım bakımından hükmüne uyulan önceki bozma kararı uyarınca davalı lehine usuli kazanılmış hak doğduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, “D” ile gösterilen kısım bakımından ise araştırmanın eksik olduğu gerekçesi ile bozulmuş, mahkeme önceki hükümde direnmiştir.
F-MADDİ OLAY : Özel Daire son bozma ilamında; “D” ile gösterilen kısım yönünden aynen “…ziraatçı ve jeolog uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen 16.04.2003 günlü raporda; toprak yapısı üzerinde yapılan incelemeye göre, öncesinin çöp dökme alanı olduğu belirtilmiştir. Bu bilgiler göz önünde tutularak, taşınmazın çöp alanı olarak kullanıp kullanılmadığı, böyle bir yer olup da terkedilmişse hangi tarihte terk edildiğinin, davalı Özdere Belediye Başkanlığından sorulması, yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılıp, Kadastro Kanununun 17.maddesinde belirtilen koşulların göz önünde tutulması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği ” belirtilerek karar bozulmuştur.
Yerel Mahkeme bozma ilamından sonra 20.01.2004 tarihinde aldığı tensip kararında; “Tescili istenen yerin çöplük olarak kullanılıp kullanılmadığı hususunun Özdere Belediye Başkanlığı’ndan sorulmasına” biçiminde karar alıp, Özdere Belediye Başkanlığı’na bu konuda müzekkere yazmış, aldığı 26.04.2004 tarihli yanıt yazıyı kararına gerekçe yaparak önceki kararında direnmiştir.
G-GEREKÇE: Yerel mahkeme bozma ilamına eylemli olarak uyarak, o doğrultuda araştırmaya girişip, topladığı delili kararına dayanak yapmış olmakla, artık ortada varlığından söz edilebilecek bir direnme hükmü söz konusu olmayıp, mahkemece oluşturulan yeni bir hüküm mevcuttur.
Bu durumda, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece kurulan yeni hükme yönelik, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenebilmesi için dosyanın 8.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 02.03.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.