YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2005/103
KARAR NO : 2005/81
KARAR TARİHİ : 23.02.2005
Mahkemesi : Ankara 10.İş Mahkemesi
Günü : 11.5.2004
Sayısı : 1633-263
Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 10.İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.11.2002 gün ve 2002/85-1975 sayılı kararın incelenmesi Davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23.06.2003 gün ve 2003/1161-11820 sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiş; davalı vekilinin temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulunun 06.10.2004 gün ve 2004/9-606 esas-2004/469 sayılı ilamıyla “temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine” karar verilmiştir.
TAVZİH TALEBİNDE BULUNAN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, işçilik haklarından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İş Mahkemesince görülüp hükme bağlanmıştır. Davalı vekili 11.05.2004 tarihinde yüze karşı tefhim kılınan kararı 02.06.2004 harçlandırılıp yine aynı tarihte deftere kaydolunan dilekçesiyle temyiz etmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8/1. maddesinde,İş Mahkemesi nihai kararlarının tefhim tarihinden itibaren sekiz(8) gün içinde temyiz olunabileceği belirtilmiş; Hukuk Genel Kurulunun 06.10.2004 gün ve 2004/9-606 esas,2004/469 sayılı kararında da yasada öngörülen bu süre geçtikten sonra verilen temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili 30.12.2004 havale tarihli dilekçesi ile tavzih talebinde bulunarak; temyiz dilekçesinin hakim havalesi ile süresinde kaleme tevdi ettiklerini ancak kalemce harç ve masraf alınmadığını, daha sonra çağrılınca harcı ve masrafları ödediklerini, bu nedenle temyiz dilekçesinin havale tarihinin esas alınmasını ve süre yönünden red kararının düzeltilmesini istemiştir.
Bilindiği üzere; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun
434/1.fıkrasında;
“Temyiz dilekçesi hangi mahkemeye verilmişse o mahkemece temyiz defterine kaydolunur ve temyiz edene ücretsiz bir alındı kağıdı verilir.”
434/2. fıkrasında;
“Temyiz isteği harca tabi değilse dilekçenin temyiz defterine kaydedildiği, harca tabi ise harca tabi ise yatırıldığı tarihte yapılmış sayılır.”
Denilmekte; Aynı Maddenin3. fıkrasında ise;
“Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Bunlar eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa; kararı veren hakim veya mahkeme başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir.Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir…”
hükmü yer almaktadır.
Tavzih istemine dayanak alınan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 25.01.1985 gün ve 1984/5-1985/1 sayılı kararında öz itibariyle ; “Harca tabi olmasına karşın harç alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçesi hakkında HUMK.nun 2494 sayılı Kanunla değişik 434/3. fıkrası hükmü benzetme yoluyla uygulanır. Bu durumda; temyiz isteği dilekçenin temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılır. Ancak , temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği halde, süresinde ödenmediği belgelendirilmiş ise; temyiz isteğinin reddi gerekir.” Denilmektedir.
Görüldüğü üzere, içtihadı birleştirme kararının uygulama alanına temyiz defterine kaydolunup ta harca tabi olduğu halde hiç harç alınmamış talepler girmektedir. Zira kaleme dilekçenin tevdi edildiği temyiz defterine kayıt olgusu ile kanıtlanmış olmaktadır. Eldeki istek ise bu kapsama girmemektedir.
Zira, somut olayda temyiz dilekçesi 18.05.2004 tarihinde hakimce havale edilmiş; temyiz defterine kayıt işlemi ve harcın yatırılması 02.06.2004 tarihinde gerçekleştirilmiştir. İstekli yanın hakim havalesinin ardından temyiz dilekçesini aynı tarihte ya da yasal süre içinde mahkeme kalemine verdiğini ortaya koyan bir belge, deftere kayıt işlemi bulunmadığı gibi, yasanın açık hükmü gereği kalemden alınması gereken bir alındı kağıdı da ibraz edilmemiştir. Dilekçe temyiz defterine 2004/141 sıra no ile 02.06.2004 tarihinde kaydedilmiş ve harç ta aynı tarihte 29025 nolu makbuzla mahkeme veznesine yatırılmıştır.
Böylece; temyiz isteminin 02.06.2004 tarihinde gerçekleştiği ve 11.05.2004 tarihinde yüze karşı tefhim kılınan kararın süresinde temyiz edilmediğine ilişkin karar usul ve yasaya uygun olup ; tavzih isteminin reddi gerekir.
SONUÇ: Davalı vekilinin TAVZİH İSTEMİNİN REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine 23.2.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi