Yargıtay Kararı Hukuk Genel Kurulu 2004/653 E. 2005/14 K. 02.02.2005 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2004/653
KARAR NO : 2005/14
KARAR TARİHİ : 02.02.2005

Mahkemesi: Kadıköy İş Mahkemesi
Günü : 05.05.2004
Sayısı: 2004/161 E- 224 K.
Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.04.2003 gün ve 2003/41 E. 14 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 27.01.2004 gün ve 2003/10405-2004/1291 sayılı ilamı ile; (…1.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8.maddesine göre iş mahkemelerinden verilen kararlar tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz edilebilir. Davalı vekiline gerekçeli karar 7.5.2003 tarihinde tebliğ edilmiş, karar 29.5.2003 tarihinde temyiz edilmiştir. Öte yandan 5521 sayılı yasada katılma yoluyla temyiz de öngörülmemiştir. Böyle olunca davalı vekilinin temyiz dilekçesinin HUMK.nun 432/4.maddesi uyarınca süre aşımı sebebiyle REDDİNE,
2.Davacının temyizine gelince;
Davacı işveren tarafından, davalı işçiye 3.6.1999 tarihinde avans olarak verilen 35.000 Amerikan Dolarını kapatmadığı belirtilerek, bu miktarın tahsili yönünde icra takibi yapılmıştır. Davalı işçinin takibe itirazı üzerine, itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı isteği ile bu dava açılmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı işçi, cevap dilekçesinde kendisine böyle bir paranın verilmediğini, banka dekontunda geçen hesap numarasının davacı şirkete ait olduğunu, sözkonusu ödemenin şirketin ticari ilişkilerinden doğan bir masraf akışına ilişkin olabileceğini savunmuştur. Daha sonra konuyla ilgili banka kayıtları getirtilmiş ve davacı şirkete ait hesaptan davacının borçlu, davalı işçinin de alacaklı olduğu, 35.000 Amerikan Doları bedelli çekin 3.6.1999 tarihinde davalı işçi tarafından tahsil edildiği anlaşılmıştır. Bu aşamadan sonra davalı işçi, davacı şirketçe yapılan bu ödemenin ne maksatla yapıldığını açıklamamış, mahkemece de bu husus sorulmamıştır.
Davacı tarafından davalıya yapılan bu ödemeyi gösteren banka kayıtları kesin nitelikte delil niteliğindedir. Ortada bu belgeler mevcutken, ikrar delili ispat yükü ile ilgili tartışmalara girmeye gerek yoktur. Mahkemece, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 356.maddesi uyarınca dava dilekçesinin içeriği doğrultusunda davalı işçiye resen yemin teklif olunmuş, davalı da avans olarak herhangi bir para almadığına dair yemini eda etmiştir. Yerel mahkemece, bu yemine de dayanarak ve vasıflı ikrarın bölünmezliği ilkesinden hareketle, avans olarak verildiğinin davacı işverence kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, davalı işçiye yapılan ödeme banka kayıtlarıyla sabit olduğuna göre bu konuda resen yemin teklifi için, gereken Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 356.maddesindeki koşullar oluşmamıştır. Mahkemece resen yemin teklifi ile sonuca gidilmesi hatalıdır.
Davacı işveren, sözü edilen banka kayıtlarıyla davalı işçiye 35.000 Amerikan Doları ödediğini kanıtladığına göre, bu ödemenin ne maksatla alındığı davalıdan sorulmalı ve varsa bu konuda delilleri toplanarak gerekirse ticari defterlerde getirtilerek sonuca gidilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve
dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 02.02.2005 gününde yapılan 2.görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.