YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : –
KARAR NO : 2011/48
KARAR TARİHİ : 12.04.2011
İtirazname: 2007/182346
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi : DÖRTYOL 2. Asliye Ceza
Günü : 25.04.2007
Sayısı : 98–109
Suç eşyasını satın alma suçundan sanık D. B.’nin, 5237 sayılı TCY’nın 165/1. maddesi uyarınca 6 ay hapis ve 1.000 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına, mahsuba ve hak yoksunluğuna ilişkin, Dörtyol 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25.04.2007 gün ve 98–109 sayılı hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmiş ise de, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 22.12.2010 gün ve 8195–21063 sayı ile;
“5275 sayılı Yasanın 122. maddesi ile 647 sayılı Yasanın yürürlükten kaldırılmış olması ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCY’nın 50/5. maddesinde öngörülen düzenlemeye göre, hükmolunan cezanın tür ve miktarı bakımından, 5219 sayılı Yasa ile değişik 1412 sayılı CMUK’nın 305/1. maddesi gereğince hükmün temyizi olanaklı bulunmayıp kesin nitelikte olduğundan, sanık savunmanının temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca reddine” karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 14.02.2011 gün ve 182346 sayı ile;
“Sanık D. B., Dörtyol 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.04.2007 tarih ve 2006/98 Esas, 2007/109 Karar sayılı ilamı ile, hırsızlık malı almak suçundan, 5237 sayılı TCK’nın 165/1, 63 ve 53/1. maddesine göre sonuçta 6 ay hapis ve 1.000 YTL adli para cezası ile cezalandırılmış, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.03.2010 tarihli tebliğnamesi ile hükmün bozulması istenmesine rağmen, Yargıtay 6. Ceza Dairesince yukarıda tarih ve numarası verilen karar ile hüküm kesin nitelikte olduğundan temyiz isteğinin, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi göndermesiyle 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
İtirazın sanık lehine olması değerlendirilerek bahsi geçen karara aşağıda gösterilen nedenlerle itiraz edilmesi zorunluluğu doğmuştur.
5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen uygulama zorunluluğu bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 305. maddesi uyarınca ceza mahkemesince verilen hükümler temyiz yasa yoluna tabidir. Hükümlerin neler olduğu ise, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinde gösterilmiştir. 1412 sayılı CMUK’nın 305. maddesi uyarınca mahkûmiyet hükmünün temyiz yasa yolu ile incelenmesi gerekecektir. Ancak yasa koyucu, hüküm olmasına rağmen bazı kararların kesin olması nedeniyle bu hükümlere karşı temyiz yoluna başvurulamayacağını, yalnız kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceğini belirtmiş ve aynı maddede bunların neler olduğu gösterilmiştir.
Bunlar;
‘1- İkimilyar liraya kadar (ikimilyar dâhil) para cezalarına dair olan hükümler,
2- Yukarı sınırı onmilyar lirayı geçmeyen para cezasını gerektiren suçlardan dolayı verilen beraat hükümleri,
3- Bu Kanun ile sair kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler’
Olarak sınırlandırılmıştır.
Yargıtay kararları ile, kesin nitelikte olmasına rağmen bazı kararların temyiz yeteneği olduğu kabul edilmiştir.
İtiraza konu kararda adli para cezasının yanında altı ay hapis cezasının da bulunması nedeniyle hüküm kesin nitelikte olmadığı gibi, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.03.2009 gün, 2009/2-43 E., 2009/56 K. sayılı kararında, hüküm kesin nitelikte verildiği halde cezanın yanında güvenlik tedbiri uygulandığı hallerde hükmün her yönüyle temyiz edilebilirlik niteliği kazandığı belirtilmiştir. İtiraza tabi olan hükümde hapis cezası bulunmasa dahi, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanması nedeniyle temyiz incelemesine tabi bulunacağı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 22.12.2010 tarih, 2010/8195 Esas, 2010/21063 Karar sayılı temyiz isteminin reddine dair kararının kaldırılarak, hükmün esas yönünden incelenmek üzere Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurulmuştur.
Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlen¬dirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın suç eşyasını satın alma suçundan cezalandırılmasına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; 5237 sayılı TCY’nın 165/1. maddesi uyarınca verilen 6 ay hapis ve 1.000 YTL adli para cezasından ibaret hükmün temyizinin olanaklı olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden; sanığın eylemi nedeniyle sonuç olarak 6 ay hapis cezası ile birlikte gün adli para cezasından çevrilen 1.000 YTL adli para cezasına hükmedildiği anlaşılmaktadır.
1412 sayılı CYUY’nın 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan ve temyiz yasa yolunu düzenleyen 305. maddesinin ilk fıkrası; “ceza mahkemelerinden verilen hükümler temyiz olunabilir…” şeklinde başlamaktadır. Maddenin 1. bendinde ise; “ikimilyar liraya kadar (ikimilyar dahil) para cezalarına dair olan hükümler … temyiz olunamaz” hükmü yer almaktadır.
Buradan çıkan sonuca göre; bir kararın temyiz edilebilmesi için, o kararın “hüküm” niteliğini taşıması gerek¬mektedir. Hangi kararların hüküm sayılacağı ise 1412 sayılı Yasanın 253 ve 5271 sayılı Yasanın 223. maddelerinde sayılmıştır. 1412 sayılı CYUY’nın 253. maddesine göre; sanığın beraatına veya mahkûmiyetine ilişkin kararlarla, davanın reddine, durmasına ve düşmesine ilişkin kararlar hükümdür. 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesinde de; beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararlarının hüküm oldukları belirtildikten sonra, adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararının da yasa yolu bakımından hüküm sayılacağı ifade edilmiştir.
Bir suç nedeniyle verilen karar içerisinde yer alan cezalardan her biri ayrı bir hükmü oluşturmayıp, bu cezaların tamamı tek bir hükmü meydana getirmektedir. Bunun sonucu olarak çeşitli nedenlerle hükmün içerisinde birden fazla “cezanın” bulunduğu hallerde, temyiz sınırının belirlenmesi açısından cezaların her birinin miktarına değil, toplam ceza miktarına bakılması gerekir. Buna karşılık aynı kararın içerisinde birden çok suça ilişkin hüküm bulunması halinde temyiz sınırı, her hüküm için diğerinden bağımsız olarak ayrı ayrı değer¬lendirilmelidir.
Diğer taraftan; “temyiz yasa yoluna başvurma” kişiye tanınmış bir hak olduğuna göre, bu hakkın daraltılması yorum yoluyla değil, ancak açık bir yasal düzenleme ile sağlanabilir.
Somut olayda, tek suç için verilen hükümde 1.000 Lira adli para cezasının yanında 6 ay hapis cezasının da bulunması nedeniyle hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 305. maddesi uyarınca temyiz kabiliyeti bulunmaktadır.
Bu itibarla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire temyiz isteminin reddi kararının kaldırılmasına ve temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 22.12.2010 gün ve 8195–21063 sayılı “temyizin reddine” dair kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.04.2011 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.