Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2023/398 E. 2023/531 K. 18.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2023/398
KARAR NO : 2023/531
KARAR TARİHİ : 18.10.2023

KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 9. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ağır Ceza
SAYISI : 14-100

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanık …’ın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 103/1-a delaletiyle 103/2, 43/1 ve 53. maddeleri uyarınca 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Yozgat Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.04.2018 tarihli ve 493-228 sayılı, resen istinafa tabi olan hükme yönelik sanık müdafileri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, dosyayı inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesince 02.11.2018 tarih ve 1789-1917 sayı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, bu kararın da sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 18.11.2019 tarih ve 3179-12521 sayı ile;
“…Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 40/2. madde ve fıkrasında yer alan ‘Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır’ ve 5271 sayılı CMK’nın 34/2. madde ve fıkrasında bulunan ‘Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir’ şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda aynı Kanunun 291/1. maddesindeki temyize ilişkin on beş günlük kanuni sürenin belirtilmesinin yanı sıra süresinde verilen temyiz dilekçesiyle talep edildiği takdirde gerekçeli hükmün tebliğinden işlemeye başlayan yedi günlük süresi içerisinde gerekçeli temyiz dilekçesi verilmesinin zorunlu olduğuna dair CMK’nın 295/1. maddesinin de yer alması gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle sanık müdafisinin temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek gereği görüşüldü:
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında dinlenen on yaşındaki mağdurun, oturduğu sitenin yakınındaki markete değişik tarihlerde sabahları ekmek almaya gittiğinde market sahibi sanığın cinsel organını kalçasına sürterek ağzına soktuğunu belirtmesine rağmen kolluk personelince düzenlenen 02.06.2016 günlü görüntü inceleme tutanağında mağdurun binadan çıktığı an ile geri döndüğü zaman arasında beş dakikalık bir süre olduğunun belirtilmesi ve sanığın, sabahları ekmek almaya gelen mağdura yönelik iddia edildiği şekilde cinsel istismar eylemlerinde bulunmasının marketin konumu, dışarıdan bakıldığında içerisinin rahatlıkla görülmesi ve sabahları kalabalık olmasından dolayı mümkün olmadığını bildirmesi karşısında, mahkemece mağdurun oturduğu site ile sanığın işlettiği market arasındaki mesafenin ne olduğu, marketin bulunduğu yer, içeride ayrı bir bölme olup olmadığı, dışarıdan bakıldığında içerisinin görülüp görülmeyeceği ve mağdurun beyanında geçtiği şekilde burada cinsel istismar eylemlerinde bulunulup bulunulamayacağı hususlarında mahâllinde keşif yapıldıktan sonra toplanacak delillere göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde kurulan hükme ilişkin istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına hükmedilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 11.12.2019 tarih ve 12559 sayı ile süresi içerisinde verdiği temyiz dilekçelerinde gerekçeli kararın tebliğini talep eden sanık müdafiine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 295. maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçenin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (7) gün içerisinde verilmesi gerektiğinin bildirilmesinin zorunlu olmadığı, bu bağlamda temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçenin süresinde olmadığı gerekçesiyle itiraz yoluna başvurmuştur. Aynı Kanun’un 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 17.02.2020 tarih ve 7292-1204 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve 21.09.2021 tarih ve 115-412 sayı ile itirazın reddine ve dosyanın Yerel Mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
Dosyanın gönderildiği Yozgat 1. Ağır Ceza Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 28.03.2022 tarih ve 14-100 sayı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan TCK’nın 103/1-a delaletiyle 103/2, 43/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin olarak verilen hükmün sanık müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 07.11.2022 tarih ve 10843-9987 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 24.01.2023 tarih ve 68673 sayı ile; “… Mağdurun anne ve babasının kovuşturma aşamasında 05/02/2018 ve 02/04/2018 tarihlerinde mahkeme huzurunda alınan beyanlarında, mağdur olan oğullarında hiperaktivite, dikkat eksikliği, unutkanlık olduğu beyan edilip mağdurun babası tarafından oğlu olan mağdurun olayları hatılaması için çeşitli etkinlikler yapıldığının beyan edildiği ancak bu etkinliklerin ne olduğunun açıklatılmadığı, mağdurun 01/06/2016 tarihli savcılık ifadesinde sanığın iki üç aydır sabah ve akşamları ekmek almaya bakkala gittiğinde tezgahın altında cinsel organını ağzına ve poposuna soktuğunu, en son 23/05/2016, 25/05/2016, 26/05/2016 ve ifade verdiği tarih olan 01/06/2016 tarihinde ağzına ve poposuna cinsel organını soktuğunu, sanığın cinsel organından yeşile benzer bir sıvının geldiğini beyan ettiği, kovuşturma aşamasında ise sanık tarafından markette etlerin satıldığı bölümde birden çok kez cinsel organını ağzına soktuğunu söyleyip mahkeme başkanının sorusu üzerine poposuna da soktuğunu beyan ettiği, yine sanığın organından da sıvı akmadığını söylediği, soruşturma aşamasında yeşile benzer sıvı geldiğine yönelik beyanı hatırlatılarak sorulduğunda ise hatırlamadığını beyan ettiği, dosya arasında mevcut Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Uzman Doktor Fatih Hilmi Çetin tarafından verilen 10/06/2016 tarihli tek hekim raporuna göre mağdurda aktivite ve dikkat bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu ve cinsel kötüye kullanma tanısı ile mağdurda depresif duygudurum ve irritabilite olduğu, flashback ve kabusların bulunduğunun tespit edilmesi, mağdurun beyanlarına itibar edilip edilemeyeceğine yönelik söz konusu raporun yetersiz olup başkaca bir rapor da alınmaması ve tüm dosya kapsamına göre mağdurun dava dosyasıyla birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kuruluna sevkiyle suç tarihi itibarıyla herhangi bir akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı, şayet varsa bundan dolayı maruz kaldığı fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve fiillerle ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişip gelişmediği, fiillere karşı beden veya ruh bakımından mukavemete muktedir olup olmadığı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği, ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususlarında rapor aldırıldıktan sonra toplanacak delillere göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu,” görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 15.05.2023 tarih ve 1695-3103 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU
Sanık hakkında tehdit suçundan İlk Derece Mahkemesince verilen beraat kararı istinaf edilmeksizin, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan Bölge Adliye Mahkemesince verilen beraat hükmü ise temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine hükmedilen sanık hakkında eksik araştırmayla hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
15.08.2006 doğumlu katılan mağdurun suç tarihlerinde on yaş içerisinde bulunduğu, katılan mağdurun ailesiyle birlikte yaşadığı binanın giriş katında bulunan marketi işleten sanığın ise suç tarihlerinde 51 yaşında, evli ve beş çocuklu olduğu,
01.06.2016 tarihinde sanığın öz oğulları olan katılan mağdura yönelik olarak yaklaşık 1,5 aydır nitelikli cinsel istismarda bulunduğunu katılan mağdurdan öğrenen katılanların aynı tarihte adli makamlara müracaat ederek sanık hakkında şikâyetçi oldukları,
Yozgat Devlet Hastanesince tanzim edilen 01.06.2016 tarihli rapora göre; katılan mağdurun fizik muayenesinde sırtta 3, 4, 5 vertebralara denk gelen alanda 1×1 cm boyutlarında hiperemik üç adet lezyon görüldüğü ve bu yaralanmasının basit tıbbi müdahaleyle giderilebilir nitelikte olduğu, perianal muayenesinde akut fissüre rastlanmadığı, anal tonusun normal olduğu,
Katılanlar tarafından dosyaya sunulan çocuk ve ergen ruh sağlığı hastalıkları uzmanı tarafından 10.06.2016 tarihinde katılan mağdur hakkında düzenlenen tek hekim raporunda; aktivite ve dikkat bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu ve cinsel kötüye kullanma tanılarıyla poliklinikte değerlendirilen katılan mağdurda depresif duygu durum ve irritabilite tespit edildiğinin, geçmişe dönüş ve kabusların varlığının öğrenildiğinin ve medikal tedaviye başlandığının belirtildiği,
Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesinin 14.07.2016 tarihli raporuna göre; katılan mağdura ve sanığa ait bir kısım kıyafetler, katılan mağdurun sürüntü örneği ile sanığın kan örneği üzerinde yapılan incelemeler neticesinde biyolojik bir bulgunun belirlenemediği,
02.06.2016 tarihli araştırma ve görüntü inceleme tutanağında; olayın meydana geldiği iş yeri ile çevresini gösteren bir kamera kaydının tespit edilemediğinin, katılan mağdurun ikamet ettiği binanın merdivenlerini gösteren kamera kaydının incelenmesinde; katılan mağdurun 01.06.2016 tarihinde kamera saatine göre 08.43.24’te merdivenlerden inerek bina kapısından çıktığının, saat 08.43.30’da görüntülerden çıkan katılan mağdurun saat 08.48.57’de bina kapısından girerek sol elinde poşet içinde iki adet ekmek olduğu hâlde merdivenlerden çıktığının görüldüğünün, görüntülerin saat 08.49.09’da sona erdiğinin ve olumsuz bir duruma rastlanmadığının belirtildiği,
Olayın meydana geldiği market ve çevresinde gerçekleştirilen keşif işlemi sonucu düzenlenen 01.03.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; olay mahallinin işlek bir cadde üzerinde olduğu, yaya ve araç trafiğinin yoğun şekilde bulunduğu, marketin etrafında ve üzerinde binaların olduğu, olay tarihinde yapılan arama işlemi sırasında kayda alınan görüntüleri içeren CD üzerinde yapılan incelemede; marketin girişe göre sol tarafında bulunan camın bir bölümü üzerinde Algida markasının reklam afişinin, giriş kapısının sol iç kısmında ekmek dolabının bulunduğu, reklam afişinin bulunduğu kısım hariç camların şeffaf olup içeriden ve dışarıdan görülebildiği, kasanın market girişine göre sol tarafta olduğu, üst kısmı sürgülü cam olan ve üzerinde uzunlukları 5 ila 35 cm aralığında değişen market ürünlerinin bulunduğu soğutucu dolabın girişin karşısındaki kolonların yanında olduğu, mutfak ile alt kattaki depo-tuvalet bölümüne giden alanlarda herhangi bir kapının bulunmadığı,
Katılan mağdurun savcılıkta ifadesinin alınması sırasında hazır bulunan rehber öğretmenin; katılan mağdurun anlatımlarının samimi olduğunu düşündüğünü, olayı yer, zaman ve mekân kavramlarıyla birlikte aktardığını, beyanlarına itibar edilebilir olduğu kanaatine vardığını bildirdiği,
Katılan mağdurun duruşmada ifadesinin alınması sırasında hazır bulunan sosyal çalışmacı bilirkişinin; duruşmadan önce görüştüğü katılan mağdurun benzer anlatımlarda bulunduğunu, zihinsel ve fiziksel olarak normal gelişim seviyesini takip eden katılan mağdurun söylediklerine itibar edilebileceğini ifade ettiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdur … savcılıkta; evlerinin bulunduğu mahallede … Market isimli bir iş yerinin olduğunu ve zaman zaman bu markete ekmek almaya gittiğini, yaklaşık üç ay önce sabah saatlerinde ekmek almak için markete gittiğinde marketin sahibi olan sanığın kendisine meyve suyu ile çikolata vermek istediğini, 25 kuruşluk topitop ile yuvarlak bir şeker verdiğini, bu yiyecekleri sanıktan aldıktan sonra parasını ödemediği için hırsızlık olacağı düşüncesiyle yolda çöpe attığını, o gün sanığın kendisini marketin içinde mutfak tarafında olan ve meyve sularının bulunduğu tezgâhın altına götürerek cinsel organını zorla ağzına soktuğunu ve bu durumun bir müddet devam ettiğini, sanığın cinsel organından yeşile benzer bir sıvı aktığını, devamında sanığın; “Sen burada dur.” diyerek dükkânı süpürmeye başladığını, marketten çıkmak istemesine rağmen sanığın kendisini zorla tuttuğunu, yaklaşık beş dakika sonra ise kendisini bıraktığını, hatta o tarihte okula da geciktiğini, ertesi sabah annesinin kendisini tekrar markete gönderdiğini, sanığın tezgâhın altında anlattığı şekildeki cinsel eylemleri gerçekleştirdiğini, ardından fiili livatada da bulunduğunu, yaklaşık üç aydır sabah veya akşam saatlerinde ekmek almak için markete gittiğinde sanığın cinsel eylemlerini tekrarladığını, en son 23.05.2016, 25.05.2016, 26.05.2016 ve 01.06.2016 tarihlerinde bu olayların yaşandığını, sanığın; “Annene söyleme yoksa seni gebertir.” şeklindeki tehditlerinden korkarak olanları ailesine anlatamadığını, ancak sanığın sürekli fiili livatada bulunması ve canının yanması nedeniyle durumu ailesiyle paylaştığını,
Önceki beyanından farklı olarak mahkemede; sanığın gerçekleştirdiği cinsel eylemler sırasında; “Sır arkadaşı olalım. Annene babana söyleme.” şeklinde sözlerle kendisini korkuttuğunu, markete müşteriler geldiğinde meyve suyunu verip müşteriler gittikten sonra geri getirmesini istediğini, sanığın cinsel eylemleri etlerin satıldığı yerde yaptığını ve bunları yapmak için kendisini bir şeyler vererek kandırdığını, bu olayların birden fazla defa yaşandığını, “Popona cinsel organını sokması oldu mu?” sorusu üzerine; olduğunu, onu da arada sırada yaptığını, sorulması üzerine; canının yandığını ve sanığın cinsel organından sıvı akmadığını,
Keşifte; marketin girişe göre sağ kısmında rafların, giriş kapısının karşısındaki kirişin önünde ise et, zeytin gibi ürünlerin konulduğu bir soğutucu dolabın olduğunu, dolabın arkasına geçildiğinde söz konusu bölümün dışarıdan görülmediğini, olayların soğutucu dolabın arkasında gerçekleştiğini, market giriş kapısının bazen açık bazen kapalı olduğunu,
Katılan … kollukta; sanığın, dördüncü katında oturdukları binanın alt kısmında bulunan marketi işlettiğini, oğlu olan katılan mağdurun genellikle sabah ve akşam saatlerinde ekmek almak niyetiyle bu markete gidip geldiğini, son 1,5 aydır katılan mağdurun ekmek almaya gittiğinde eve geç dönmeye başladığını, neden geç kaldığını sorduğu katılan mağdurun; “… amcanın işleri vardı. … amca tuvaletteydi. … amca bana görev verdi.” gibi sözlerle cevap verdiğini, bu durumdan şüphelenmeye başladığını, 01.06.2016 tarihinde sabah saatlerinde ekmek almak için markete gönderdiği katılan mağdurun eve yine geç dönmesi üzerine onu kahvaltı sofrasında sıkıştırdığını, katılan mağdurun; “… amca bana iş verdi.” demesi üzerine kendisine kızarak ne iş verdiğini sorduğunu, devamında eşiyle beraber sıkıştırdıkları katılan mağdurun sanığın market içerisindeki arka kısımda tenhada bulunan ve tezgâh olarak tabir edilen yerde cinsel organını kendisine yalattırdığını anlattığını, katılan mağdurun, sanığın yaklaşık bir aydan fazla süreyle bu şekilde davrandığını kendisine aktardığını, yaklaşık 1,5 ay önce markete göndermek istediği katılan mağdurun; “Markete gitmek istemiyorum. Marketten korkuyorum.” şeklinde sözler söylediğini, o dönemde eşiyle beraber konuşa konuşa katılan mağduru markete gitme konusunda ikna ettiklerini, sanığın böyle şeyler yapacağını tahmin dahi etmediğini, ayrıca iki hafta önce balkondan dışarı baktığında katılan mağdurun elinde şeker olduğunu görerek nereden aldığını sorduğunu, katılan mağdurun da cebinde parasının olduğunu söylediğini, ancak ceplerini daha önce kontrol ettiğini ve parasının olmadığından emin olduğunu, benzer şekilde yine hatırlayamadığı bir tarihte elinde cips olduğunu görerek sorduğunda katılan mağdurun arkadaşlarının verdiklerini söylediğini, katılan mağdurun cinsel eylemlerden sonra sanığın kendisine şeker, meyve suyu gibi küçük şeyler verdiğini anlattığını, bu nedenle katılan mağdurun elinde gördüğü şeker ve cipsin bu şekilde sanık tarafından verilmiş olabileceğini düşündüğünü, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Savcılıkta; emniyete gitmeden önce katılan mağdurun fiili livataya dair bir şey anlatmadığını, savcılıkta ifade verdiği günün akşam saatlerinde tekrar bu olayı sorduğu katılan mağdurun sanığın üç ya da dört defa fiili livatada da bulunduğunu söylediğini, olaydan çok etkilenen katılan mağdurun hâlihazırda tedavi gördüğünü, sürekli sanığın ismini sayıklayarak evinin yerini, arabasının markasını söylediğini, hatta bazı zamanlarda; “Anne bu bakkalı yıkalım. Buradan gidelim.” şeklinde beyanlarda bulunduğunu, katılan mağdurun başlangıçta fiili livatayı neden anlatmadığını bilmediğini, ancak utanmış olabileceğini,
Önceki beyanlarından farklı olarak mahkemede; katılan mağdurun şikâyetten yaklaşık iki ay önce sanıkla sır arkadaşı olduklarını kendisine söylediğini, katılan mağduru kimseyle sır arkadaşı olmaması konusunda uyardığını, bu konuşmadan birkaç gün sonra katılan mağdurun markete gidiş gelişlerinde gecikmeye başladığını, katılan mağdurun duygu durumunda değişiklikler olduğunu da fark ettiğini, aralarındaki iletişimin bozulmaya başladığını, katılan mağdurun hiperaktif bir çocuk olduğunu, bu nedenle unutkanlığının bulunduğunu, birtakım korku ve endişelerini de kendisiyle paylaştığını,
Katılan … kollukta; sanığın, dördüncü katında oturdukları binanın alt kısmında bulunan marketi işlettiğini, oğlu olan katılan mağdurun genellikle sabah ve akşam saatlerinde ekmek almak niyetiyle bu markete gidip geldiğini, son 1,5 aydır katılan mağdurun ekmek almaya gittiğinde eve geç dönmeye başladığını, neden geç kaldığını sorduğu katılan mağdurun; “… amcanın işleri vardı. … amca tuvaletteydi. … amca bana görev verdi.” gibi sözlerle cevap verdiğini, bu durumdan şüphelenmeye başladığını, 01.06.2016 tarihinde sabah saatlerinde ekmek almak için markete gönderdiği katılan mağdurun eve yine geç dönmesi üzerine kahvaltı sofrasında kendisini sıkıştırdığını, katılan mağdurun; “… amca bana iş verdi.” demesi üzerine kendisine kızarak ne iş verdiğini sorduğunu, devamında eşiyle beraber sıkıştırdıkları katılan mağdurun sanığın market içerisindeki arka kısımda tenhada bulunan ve tezgâh olarak tabir edilen yerde cinsel organını kendisine yalattırdığını anlattığını, katılan mağdurun sanığın yaklaşık bir aydan fazla süreyle bu şekilde davrandığını kendisine aktardığını, yaklaşık 1,5 ay önce markete göndermek istediği katılan mağdurun; “Markete gitmek istemiyorum. Marketten korkuyorum.” şeklinde sözler söylediğini, o dönemde eşiyle beraber konuşa konuşa katılan mağduru markete gitme konusunda ikna ettiklerini, ayrıca bir önceki gün saat 18.00 sıralarında katılan mağdurla dışarı çıkmaya karar verdiklerini, katılan mağdurun kendisinden 20-30 dakika önce evden ayrıldığını, kendisinin de ikiz çocuklarıyla beraber bahçeye indiğini, etrafa bakındığını ancak katılan mağduru göremediğini, o esnada marketin kapısının da kapalı olduğunu, ikiz çocuklarıyla beraber kaldırıma oturmasından iki dakika sonra katılan mağdurun market tarafından koşarak yanına geldiğini, nerede olduğunu sorduğunda marketin yanında oynadığını söylediğini, bu olayların ortaya çıkmasından sonra katılan mağdurun önceki gün akşam saatlerinde de market içerisinde sanığın cinsel istismarına maruz kalmış olabileceğini düşündüğünü,
Savcılıkta; 01.06.2016 tarihinde sabah saatlerinde ekmek almak için markete giden ve geç dönen katılan mağdura bu durumun sebebini sorduğunda eliyle cinsel organını göstererek ağlamaya başladığını, “… ağabey sürekli bana burasını yalatıyor.” dediğini, öğretmen olduğu için servise binip katılan mağdurla beraber okula gittiklerini, teneffüs arasında durumu tekrar sorduğu katılan mağdurun; “… amca bir iki defa pantolonumu indirdi. Burasını (cinsel organını kastederek) yalattı. Daha sonra ‘Ohhh rahatladım.’ diyor.” şeklinde anlatımlarda bulunduğunu, ancak sanığın kendisine fiili livatada bulunduğunu söylemediğini, hatta bir defasında cinsel eylemde bulunduğu sırada markete iki kadın müşterinin gelmesi üzerine sanığın hemen fermuarını çekerek onlarla ilgilendiğini, kendisini de tezgâhın altına ittiğini söylediğini, aynı zamanda öğretmeni olduğu katılan mağduru çok iyi tanıdığını, gerçekte yaşanmamış olsa böyle bir eylemi kesinlikle dile getirmeyeceğini, zaten katılan mağdurun sanığa iftira atmasını gerektiren bir neden de bulunmadığını, sanığın böyle bir eylemde bulunacağının kendisinin dahi aklına gelmediğini, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Önceki beyanlarına ek olarak mahkemede; katılan mağdurun hiperaktif olduğunu ve altı yıldır bununla ilgili olarak psikoloğa gittiklerini, evlerinde katılan mağdurun bu tür eylemleri uydurmasına sebep olacak bir ortamın olmadığını, hiperaktif çocukların bazı şeyleri kendiliklerinden düzenleyip müdahale etmelerinin normal olduğunu, ayrıca hiperaktif çocukların çok kolay kandırılabildiklerini de doktordan öğrendiğini, olayları hatırlamamasının normal olduğunu ve unutması için çeşitli etkinlikler yaptırdıklarını,
Tanık …, keşifte; 2011 yılından itibaren Turkuaz Sitesinde apartman görevlisi olarak çalıştığını, sanığın işlettiği marketin içinin dışarıdan bakıldığında göründüğünü, camların film vb. ile kaplı olmadığını, o tarihte markette büyük bir soğutucu dolabın olup olmadığını hatırlayamadığını,
Tanık …, keşifte; kırk yıldır marketin bulunduğu mahallede yaşadığını ve iki dönem muhtarlık yaptığını, sanığın çok saygın bir kimse olduğunu, o tarihte dışarıdan bakıldığında marketin içinin göründüğünü, yaz aylarında marketin giriş kapısının açık bırakıldığını, soğutucu dolabı ise hatırlayamadığını,
Tanık …, keşifte; 2010 yılından itibaren Turkuaz Sitesinde oturduğunu, 2016 tarihinde sanığın işlettiği marketten alışveriş yaptığını, o tarihte dışarıdan bakıldığında marketin içinin göründüğünü, dükkânda bir soğutucu dolabın da olduğunu, dolabın arkasında bulunan bir kimseyi görebileceğini, o tarihlerde marketin o çevredeki tek market olduğunu ve mahallenin de daha işlek olduğunu,
İfade etmişlerdir.
Sanık … aşamalarda; Turkuaz Sitesi A Blok giriş katındaki … Market isimli iş yerinin sahibi olduğunu ve yaklaşık beş yıldır bu marketi işlettiğini, marketin bulunduğu blokta oturan katılan mağduru zaman zaman alışveriş yapmaya gelmesi nedeniyle tanıdığını, katılan mağdurun sabah ve akşam saatlerinde ekmek veya başka ürünler satın almak için markete geldiğini, hiç konuşmadan aldığı ürünlerin parasını ödedikten sonra marketten çıkıp gittiğini, katılan mağdurun market içerisinde olayın gerçekleştiğini anlattığı tezgâhın dışarıdan net bir şekilde görülebildiğini, yaramazlık yapan katılan mağdura ara sıra uyarılarda bulunduğunu, katılan mağdurun hiperaktif olduğunu, uzun yıllardır bu rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğünü, kullanmış olduğu ilaçların etkisiyle gerçek olmayan şeyleri görme, duyma veya hissetme belirtileri gösterebildiğini, söz söylemekle durdurulamayacağını, mahallede herkesin de katılan mağduru bu şekilde tanıdığını, katılan mağdurun aynı zamanda düzen hastalığı denebilecek hareketlerinin olduğunu, markete geldiğinde hemen masadaki eşyayı, dolap içindeki dondurmaları, cipsleri, şeker veya sakız kutularını kafasına göre düzenlemeye çalıştığını, bazen bağırıp çağırdığını, başlangıçta dükkânın düzenini bozduğu için katılan mağdurun kulağını çektiğini ancak sonradan alıştığı için katılan mağdurun bu davranışlarını görmezden gelmeye başladığını, katılan mağduru uyardığı ve kulağını çektiği için bu şekilde iddialarda bulunmuş olabileceğini, her sabah saat 07.00 sıralarında marketi açtığını, 07.30-08.00 saatleri arasında müşteri yoğunluğunun olduğunu, bu saatler arasında yaklaşık doksan adet ekmek sattığını, fırıncının da iki ya da üç defa ekmek getirmek için markete geldiğini, Rota Tekstil isimli firmanın beş altı çalışanı ile sitede ve çevrede bulunan evlerde ikamet edip servis bekleyen dokuz on öğrencinin o saat aralığında marketten alışveriş yaptıklarını ya da marketin önünde servis beklediklerini, olay tarihlerinde iş yerinin o çevrede bulunan tek market olduğunu ve işlek bir cadde üzerinde bulunduğunu, iddia edilen eylemleri gerçekleştirmiş olsa dükkân kapısını kilitlemesinin gerekeceğini ve bu durumun da çevrede dikkat çekeceğini, katılan mağdurun anlatımlarında belirttiği üzere markette bir et dolabının ve kapalı bölmeyle ayrılmış özel bir alanın olmadığını, katılan mağdur ve ailesiyle arasında bir husumet bulunmadığını, duruşmada katılan mağdurun beyanının yönlendirilerek alındığını, suçlamaları kabul etmediğini,
Keşifte; marketin giriş kapısının karşısında iki kirişin arasında peynir, zeytin koyduğu, dört tarafı camla kaplı olan bir soğutucu dolabın bulunduğunu, dolabın boyunun yaklaşık omuz hizasında olduğunu, eninin de yaklaşık 1,5 metre genişliğinde olduğunu, dolabın arkasına geçen bir insanın dışarıdan rahatlıkla görülebileceğini, marketin giriş kapısının sitenin yaya girişinin çaprazında kaldığını, buradan geçenlerin marketin içini rahatlıkla görebildiklerini,
Savunmuştur.
V. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu gerekse CMK, adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir değişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Suç tarihlerinde on yaş içerisinde olan katılan mağdurun ailesiyle birlikte ikamet ettikleri binanın giriş katında bulunan marketi işleten sanığın 01.06.2016 tarihinden geriye doğru yaklaşık 1,5 ay boyunca markete ekmek almaya gittiği sabah ve akşam saatlerinde kendisine yönelik olarak çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediğini iddia ettiği, sanığın ise hiperaktivite ve dikkat bozukluğu olan katılan mağdurun alışveriş için markete geldiği zamanlarda malzemelerin yerini değiştirerek yeniden düzenlediğini, bu davranış biçimine alışıncaya kadar birçok kez uyardığı katılan mağdurun kulağını çektiğini, bu nedenle katılan mağdur ve ailesinin kendisine yönelik suç isnadında bulunmuş olabileceklerini, uzak akraba oldukları katılan mağdur ve ailesiyle aralarında bir husumet bulunmadığını ve suçlamaları kabul etmediğini savunduğu olayda;
Savcılıkta ve İlk Derece Mahkemesinde beyanına başvurulan katılan mağdurun; eylemlerin gerçekleşme biçimine, zamanına ve gerçekleştiği mekâna ilişkin samimi, detaylı ve tutarlı aktarımlarda bulunması, 02.04.2018 tarihli duruşma tutanağında katılan …’nın beyanının; kendisinde hiperakitivite ve dikkat eksikliği bulunan katılan mağdurun olayları hatırlamamasının normal olduğu ve hatırlaması için çeşitli etkinlikler yaptıkları şeklinde kayda geçmesine rağmen dosyada bulunan katılan mağdurun duruşmada beyanının alınması sırasında kayda alınan görüntüleri içeren CD’nin izlenmesinde; adı geçen katılanın söz konusu ifadesinde katılan mağdurun olayları unutması için çeşitli etkinlikler yaptıklarını belirttiğinin anlaşılması, savcılıkta beyanının alınması sırasında hazır bulunan rehber öğretmenin katılan mağdurun beyanlarının samimi olduğunu düşündüğünü, olayı yer, zaman ve mekân kavramlarıyla birlikte aktardığını, beyanlarına itibar edilebilir olduğu kanaatine vardığını bildirmesi, duruşmada katılan mağdurun beyanının alınması sırasında hazır olan sosyal çalışmacı bilirkişinin ise; duruşmadan önce görüştüğü katılan mağdurun benzer anlatımlarda bulunduğunu, zihinsel ve fiziksel olarak normal gelişim seviyesini takip eden katılan mağdurun söylediklerine itibar edilmesini istediğini açıkça ifade etmesi, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da sözlülük, yüz yüzelik ve doğrudan doğruyalık ilkeleri doğrultusunda katılan mağdurun anlatımlarının itibar edilebilir olduğu kanaatine varılması, katılan mağdurun yaşamadığı böyle bir cinsel eylemi detay vererek aktarmasının yaşı itibarıyla mümkün görülmemesi ve açıklanan nedenlerle sanığa yüklenen suçun sabit olması hususları bir bütün olarak gözetildiğinde; dosyaya yansıyan bir iddia da bulunmaması nedeniyle katılan mağdurun herhangi bir akıl hastalığı veya zayıflığından muzdarip olup olmadığına, beyanlarına itibar edilip edilmeyeceğine ve ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin rapor aldırılmasına gerek bulunmadığı, dolayısıyla çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine hükmedilen sanık hakkında eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, Yozgat 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.10.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.